Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı ŞahapKavcıoğlu, Merkez Bankası İdare Merkezi'nde düzenlenen Bankanın 91. Hesap Dönemi Olağan Genel Kurul Toplantısı'nın açılışında konuştu.
'Fiyatlama Davranışlarında İyileşme Var'
Küresel arz şoklarının etkilerini yitirmesi ve döviz piyasalarında görülen istikrarla birlikte 2022 yılının ikinci yarısından itibaren enflasyonun ana eğiliminde kademeli normalleşme sürecinin başladığına işaret eden Kavcıoğlu, "Önümüzdeki dönemde 'Liralaşma Stratejisi' kapsamında uyguladığımız politika bileşimi, sağlıklı kredi büyümesi kanalıyla finansal istikrarı ve finansman maliyeti kanalıyla potansiyel üretimi desteklemeye devam edecektir, arz-talep dengesine olumlu katkı verecektir. Bu doğrultuda fiyatlama davranışlarında ve enflasyon beklentilerinde iyileşmeyle enflasyonda kalıcı olarak düşüş sağlanacaktır." ifadelerini kullandı. Kavcıoğlu, 2022 yılında, fiyat istikrarının sürdürülebilir bir çerçevede yeniden şekillenmesi amacıyla tüm politika araçlarında Türk lirasını önceleyen geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme sürecini yürüttüklerini anlattı. Bu kapsamda, bütüncül bir yaklaşımla oluşturdukları "Liralaşma Stratejisi"ni uygulamaya koyduklarını vurgulayan Kavcıoğlu, "Liralaşma Stratejisi ile kısa vadede enflasyon ve fiyatlama davranışlarında döviz kuruna olan hassasiyeti gidermeye çalıştık. Orta vadede ise üretim ve ihracatı desteklemek suretiyle cari işlemler dengesini güçlendirmeyi hedefledik." değerlendirmesinde bulundu. Liralaşma Stratejesi'ni uygularken faiz indirimleriyle birlikte finansal istikrar ve fiyat istikrarı üzerindeki riskleri kontrol etmek için makro ihtiyati politika setini hedefli kredi anlayışı çerçevesinde güncellediklerini dile getiren Kavcıoğlu, hedefli kredi anlayışıyla kredilerin yatırımı, üretim ve istihdamı destekleyen faaliyet alanlarında kullanılmasına öncelik veren bir çerçeveyi esas aldıklarını bildirdi.
110 Milyar TL'yi Aşkın Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Tahsisi
Kavcıoğlu, hedefli kredi anlayışının bir diğer ayağında ise ihracatın ve ithal ikamesi malların üretimine yönelik yatırımların artmasını teşvik etmek amacıyla 2 yılı anapara geri ödemesiz ve 10 yıla kadar vadeli yatırım taahhütlü avans kredilerini etkin olarak kullandıklarına işaret ederek, şöyle konuştu: "Bugüne kadar toplamda 67 ildeki 740 sanayi ve turizm yatırımına 110 milyar lirayı aşkın yatırım taahhütlü avans kredisi (YTAK) tahsis edilmiştir. Buna ilaveten, ihracatçılar ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetlerde bulunan firmalara kullandırdığımız reeskont kredilerinde limitleri artırmak, faizleri düşürmek ve vadeleri uzatmak suretiyle söz konusu uygun finansman imkanını daha uygun ve erişilebilir hale getirdik. Buna ek olarak, Liralaşma Stratejimiz kapsamında firma bazında kredi limitlerini Liralaşma Stratejisi ile uyumlu olarak Türk lirasına dönüştürürken bankalara tahsis edilen reeskont kredileri limitlerinin de 2023 yılından itibaren Türk lirası olarak güncellenmesine karar verdik. 2022 yılı içinde 346 milyar Türk liralık reeskont kredisini ihracatçılarımız kullanmıştır. Reeskont kredilerine erişimin kolaylaşması geçmiş yıllara göre KOBİ'lere tahsis edilen payda büyük bir artışa neden oldu. 2021 yılında yaklaşık 1900 firma, 2022 yılındaysa 5 bin 972 KOBİ reeskont kredilerinden yararlandı."
Faiz Oranlarındaki Değişim
Bir haftalık repo faiz oranını makro ihtiyati politika araçlarıyla birlikte Liralaşma Stratejisi çerçevesinde kullandıklarına dikkati çeken Kavcıoğlu, "Bu doğrultuda, Ocak-Temmuz 2022 döneminde politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 14 düzeyinde sabit tuttuk. Diğer taraftan, jeopolitik gelişmelerin ve küresel finansal koşulların etkisiyle küresel resesyona yönelik risklerin giderek yoğunlaşması karşısında ön alıcı bir anlayışla hareket ettik. Söz konusu risklerin yurt içindeki arz, yatırım ve cari fazla kapasitesi üzerindeki etkilerini sınırlamak ve sanayi üretimi ile istihdamdaki yapısal kazanımların devamını sağlamak için ağustos ayından itibaren faiz indirim döngüsünü başlattık. Kasım ayı itibarıyla toplam 500 baz puanlık faiz indirimi gerçekleştirerek politika faizini yüzde 9 seviyesine indirdik. Bu kararlarımız sayesinde küresel ekonomide tedarik zinciri ve finansman sıkıntıları yaşanırken Türkiye'nin konumunu güçlendirecek yatırımlara uygun maliyetli finansman ile devam edilmesi imkanını sağladık."
'Rezervlerimiz Yüzde 17 Arttı'
Kavcıoğlu, uluslararası rezervleri güçlendirmeye yönelik etkin bir rezerv yönetimi uyguladıklarını belirterek, "Kur dönüşümlü mevduat hesapları, yurt dışında yerleşik vatandaşlarımız için geliştirdiğimiz YUVAM hesapları, fiziki altının finansal sisteme kazandırılmasına yönelik FATSİ hesapları ve ihracat gelirlerinin bir kısmının Merkez Bankasına satılmasına yönelik düzenlemeler sayesinde kaynak çeşitliliğimizi artırdık. Tüm bu uygulamalarımız sonucunda, uluslararası rezervlerimiz 2021 yılı sonunda 111 milyar dolar seviyesinden 2022 yılı sonunda 128,8 milyar dolara ulaşarak yüzde 17 artmıştır. Öte yandan, 2022 yılında merkez bankalarının uluslararası rezervleri, küresel ölçekte yüzde 6 oranında azalmıştır." dedi. Rezerv biriktirme araçlarından biri olan döviz ve altından dönüşümlü mevduatlar dahil liralaşma politikası çerçevesinde atılan adımların, bankanın bilançosu için nette bir maliyet oluşturmadığının görüldüğünü dile getiren Kavcıoğlu, şunları söyledi: "Döviz ve altından dönüşümlü mevduat hesapları, teminat politikasında yapılan değişiklikler çerçevesinde tutulan Türk lirası cinsi menkul kıymetler, Türk lirası cinsi zorunlu karşılıklarda değişen faiz maliyeti, yabancı para cinsi zorunlu karşılık komisyonların değişimleri ve Türk lirası reeskont senetlerinin reeskont kredilerindeki liralaşma sonucu artışının bilanço üzerindeki toplam etkisi dengededir."