Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz; TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin sunumunu yaptı. 2022 yılında, uygulanan politikalar ve alınan önlemlerle yakalanan yüksek büyüme ve artan gelir performansı sayesinde yılın, öngörülen yüzde 3,5 yerine yüzde 1 oranında bir bütçe açığı ile kapatıldığını belirten Yılmaz, "Böylece, 2022 yılında beklenenin oldukça üzerinde bir bütçe performansı yakalamayı başardık. Bu çerçevede, düşük bütçe açığı ve borçlanma maliyetlerinin katkısıyla AB tanımlı kamu borç stokunun gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 41,8'den yüzde 31,7'ye

 

Küresel Enflasyona Dikkati Çekti

Cevdet Yılmaz, savaşın ve küresel tedarik zincirlerindeki kırılmanın da tetiklemesiyle başta gıda ve emtia olmak üzere tarihi yüksek seviyelere çıkan fiyatların, küresel düzeyde yaşam maliyetlerinin artmasına ve refah kaybına neden olduğunu vurgulayarak, küresel enflasyonun, son 35-40 yılın en yüksek seviyelerine ulaştığını bildirdi. Son dönemde finansal koşulların sıkılaştırılması neticesinde küresel enflasyonda göreli olarak düşüş kaydedilmiş olsa da enflasyonun dirençli hale gelmesinin tüm dünyada önemli bir sorun olarak varlığını koruduğunu dile getiren Yılmaz, bu çerçevede, enflasyonun yeniden kontrol dışına çıkma ihtimaline karşı, ABD başta olmak üzere, gelişmiş ülkelerde sıkı para politikalarının duraksamalarla beraber uygulanmaya devam ettiğini aktardı. Yılmaz, dünya ekonomisine dair olumlu beklentilerin, dünya genelinde dirençli enflasyon ve ABD bankacılık sektöründe yaşanan sorunlar nedeniyle bir miktar gerilediğini kaydederek, politika faizlerindeki hızlı artışın yan etkilerinin, bankacılık sektöründeki sorunların küresel düzeyde ön plana çıkmasına yol açtığını söyledi.

 

'Büyümenin Kompozisyonu Dengeli'
OECD'nin, küresel ekonominin 2023 yılı büyüme tahminini yüzde 2,7 olarak açıkladığını, IMF'nin ise 2023 yılı için küresel büyüme beklentisini yüzde 2,8 olarak belirlediğini ve dünya ticaretindeki büyümenin 2022'deki yüzde 5,1 düzeyindeki artıştan 2023'te yüzde 2,4'e gerilemesinin beklendiğini aktaran Yılmaz, etkilenme oranı farklı olsa da sert ve belirsiz küresel ekonomik ve finansal koşulların, Türkiye'yi de tüm dünya gibi olumsuz etkilediğine dikkati çekti. Yılmaz, Türkiye ekonomisinin, güçlü üretim ve ihracat kabiliyeti ile olumlu ayrışan bir konuma gelmeyi başardığını belirterek, "2021 yılında yüzde 11,4 oranındaki gayrisafi yurt içi hasıla büyümesi ile G20 içinde en hızlı büyüyen ekonomimiz, 2022 yılını etkisi altına alan savaşın tüm olumsuzluklarına rağmen yüzde 5,6 oranında büyümeyi başarmıştır. Böylece, ekonomimiz değişen küresel şartlara ne kadar büyük bir hızla uyum sağlayabildiğini bir kez daha ispat etmiştir." bilgisini paylaştı. Salgının etkilerinin yoğun olarak yaşandığı 2020-2022 dönemine bir bütün olarak bakıldığında, bu dönemde dünya ekonomisi yıllık ortalama yüzde 2,3 civarında büyürken, Türkiye ekonomisinin yüzde 6,2 oranında büyümeyi başardığına işaret eden Yılmaz, "Bunun yanında, potansiyel büyümenin üzerinde bir büyüme kaydedilen 2022 yılında büyümenin kompozisyonu da dengeli bir görünüm sergilemiştir. Ekonomik büyüklüğümüz 905,5 milyar dolar olurken, kişi başı gelirimiz 10 bin dolar sınırını aşarak 10 bin 655 dolara ulaşmıştır." dedi. Yılmaz, 2023 yılının ilk çeyreğinde ise şubat ayında yaşanan depremlere rağmen, ekonominin yılın ilk çeyreğinde yüzde 4 oranında büyüdüğüne dikkati çekerek, bu dönemde, özel tüketim öncülüğünde gerçekleşen büyümeye, yurt içi talebin katkısının 6,8 puan olduğunu hatırlattı. Türkiye'nin, 2022 yılı son çeyreği ve 2023 yılı ilk çeyreğindeki tüm olumsuzluklara rağmen küresel ihracattan aldığı pay artışını sürdürdüğünün altını çizen Yılmaz, "Dış ticaret açığımızdaki artışın ise önümüzdeki dönemde başta enerji olmak üzere küresel emtia fiyatlarındaki düşüşün devam etmesi ile azalacağını öngörmekteyiz." diye konuştu. Cevdet Yılmaz, 2023 yılında cari açığın, gayrisafi yurt içi hasılaya oranının OVP hedefi olan yüzde 2,5'in üzerinde bir seviyede gerçekleşmesini beklerken, yılın ikinci yarısında nispi iyileşmenin etkisiyle bugünkü seviyesinin oldukça altında olmasını öngördüklerini ifade etti.

 

KKM Bakiyesi ve Stopaj Oranları
Merkez Bankası'nın başlatmış olduğu mikro ve makroihtiyati çerçevenin sadeleştirilmesi sürecinin, kredi piyasasının işlevselliğini artırmasını öngördüklerini anlatan Yılmaz, aynı zamanda, 2023 yılında kredilerin üretim, yatırım ve istihdama yönlendirilmesine destek olan selektif kredi politikasının devamına özel önem verdiklerini dile getirdi. Cevdet Yılmaz, 27 Haziran itibarıyla KKM bakiyesinin 2,7 trilyon liraya ulaştığını, bu tutarın, toplam mevduatın yüzde 25'ini oluşturduğunu, mevduat dolarizasyon oranının ise 27 Haziran itibarıyla yüzde 40,7'ye gerilemiş olduğunu aktararak, Türk lirası mevduatlarının desteklenmesi amacıyla KKM'ye uygulanan stopaj istisnası ile diğer Türk lirası mevduatlara uygulanan stopaj indirimlerinin süresinin 2023 yılı sonuna kadar uzatıldığını, döviz mevduatlarına uygulanan stopaj oranlarının ise yükseltildiğini belirtti. Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ne ilişkin sunum yaptı.

 

Ek Bütçe

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarının katkıları ile mart ayında yayımladığı 2023 Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu kapsamında depremin ekonomiye tahmini maliyetinin yaklaşık 104 milyar dolar olarak hesaplandığını aktaran Yılmaz, "Küresel belirsizlik ve risklerin devam ettiği makroekonomik ve jeopolitik ortamda, en büyük afetlerden birinin yaşanmış olması bir yandan gelir beklentilerimizi ve harcama büyüklüklerimizi etkilerken diğer yandan ihtiyaçlarımızı farklılaştırmıştır. Bu durumu dikkate alarak mevcut bütçemizdeki ödenekleri artırıyor ve artan gelirimizi başta afet konutlarının yapımı ve altyapı hasarlarının giderilmesi, sağlık, eğitim, engelli yardımları ve sosyal yardımlar olmak üzere vatandaşımızın ihtiyaçlarını karşılamakta kullanacağımız bir ek bütçe teklifi hazırlamış durumdayız." ifadelerini kullandı. Yılmaz, ek bütçe ile öngörülen ilave ödeneklerin, başta deprem etkilerinin ortadan kaldırılması olmak üzere, zorunlu ve tek seferlik harcama alanlarına yönelik olduğunu, hane halkını ve sosyal kesimleri destekleyen, ülkenin büyüme potansiyeline katkı sağlayan yatırım alanlarını önceleyen, seçici ve dengeli bir şekilde oluşturulduğunu anlatarak, şöyle konuştu: "Bu ek bütçeyle, yüzyılın en büyük afetlerinden biri olan depremde hasar gören bölgelerin yeniden ihyası ve imarı ile depremin etkilerinin ortadan kaldırılmasını; çiftçilerimize, esnaf ve sanatkarlarımız ile ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza destek olmayı ve vatandaşlarımızın eğitim, sağlık gibi vazgeçilmez ihtiyaçlarının en iyi şekilde karşılanmasını; ülkemizin büyüme ve istihdam potansiyeline katkı sağlayacak yatırımları daha hızlı tamamlayabilmeyi amaçlamaktayız. Bu kapsamda, Ek Bütçe Kanun Teklifimiz ile Merkezi Yönetim Bütçe Ödenekleri 1 trilyon 119,5 milyar lira, söz konusu giderlerin karşılığı olarak Merkezi Yönetim Bütçe Gelir Tahminleri de aynı tutarda artırılmaktadır. Ek Bütçe Kanunu Teklifinde, afet konutlarının yapımı ve altyapı hasarlarının giderilmesi için 482,8 milyar lira olmak üzere depremden zarar gören vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanması ve kamu idarelerinin yapı stokunda oluşan zararların giderilmesi gibi amaçlarla toplam 527,3 milyar lira ödenek öngörülmüştür. 2023 yılında, diğer ödenek imkanları da dikkate alındığında deprem zararlarının giderilmesi amacıyla bütçeden toplam 762 milyar lira harcama yapılması öngörülmektedir."

 

Mali Disiplin Odaklı Olacak

Yılmaz, OVP ile ekonominin ihtiyaç duyduğu yeni politikaları ve yapısal reform başlıklarını şekillendireceklerini belirterek, "Bu dokümanda 2024-2026 döneminin temel politikalarına, ilkelerine, hedef ve gösterge niteliğindeki ekonomik büyüklüklerine yer vereceğiz. Mevcut yıl ve izleyen üç yıla ilişkin büyüme, ihracat, istihdam gibi makroekonomik göstergelerimizi güncelleyeceğiz. OVP’deki ana çerçevemiz, mali disiplin odağında, deprem etkisi hariç, bütçe açığının Maastricht kriterleri ile uyumlu bir seviyede belirlenmesi olacaktır." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ayrıca programda, enflasyonun orta vadede tek haneye düşürülmesi için uygulanacak politikalar ile özel sektör öncülüğünde dayanıklı bir büyüme için makroekonomik istikrarı ve elde edilen kazanımları kalıcı hale getirecek yapısal reformların yer alacağını söyledi.