Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) dünyadaki elektrik şebekelerinin ilk envanteri olarak yayımladığı Elektrik Şebekeleri ve Güvenli Enerji Dönüşümü raporuna göre, elektrik sistemlerinin belkemiğini oluşturan şebekeleri genişletmeye yönelik yatırımlar, güneş ve rüzgar enerjisi, elektrikli araçlar ve ısı pompaları gibi temiz enerji teknolojilerindeki dönüşümün hızına yetişemiyor. Dünyada şu anda yarısı ileri aşamada bulunan 3 bin gigavatlık yenilenebilir enerji projesi şebeke bağlantı sırasında bekliyor. Bu kapasite, 2022'de küresel çapta devreye alınan toplam güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesinin beş katına eşit. Temiz enerji kapasitesinin şebekelere bağlanarak elektrik sistemlerinin güvenliğine ve iklim hedeflerine katkı sunabilmesi için şebeke altyapısının modern ve dijital hale getirilmesi gerekiyor. Yenilenebilir enerji yatırımları 2010'dan bu yana neredeyse iki katına çıkmasına rağmen, dünyadaki şebeke yatırımları yıllık 300 milyar dolarla sabit kalmaya devam ediyor. Ulusal iklim hedeflerine ulaşmak ve enerji güvenliğini sağlamak için 2040'a kadar dünyada 80 milyon kilometre elektrik şebekesinin eklenmesi veya yenilenmesi gerekiyor. Bu rakam, dünyada şu anda kullanımda olan tüm şebekelerin büyüklüğüne eşit ve gerekli şebeke altyapısı genişlemesinin sağlanması için yıllık yatırımların iki katına çıkarak yıllık 600 milyar dolara yükselmesine ihtiyaç duyuluyor.

 

Küresel sıcaklık artışının 2 dereceyi yüzde 40 aşma riski olabilir
Şebeke yatırımlarının önündeki en büyük engel bölgeler arası değişiklik gösterirken, Hindistan, Endonezya ve Kore gibi ülkelerdeki şirketlerin finansal koşulları ve gelişmekte olan ülkelerde ise finansmana erişim ve yüksek sermaye maliyetleri en temel zorluk olarak öne çıkıyor. IEA, politika yapıcılar ve şirketlerin elektrik şebekelerini yenilemek ve genişletmek için hızla harekete geçmemesi durumunda, güvenli elektrik tedarikini sağlama çabalarının riske girebileceği ve küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlama hedefinin ulaşılamaz hale gelebileceği uyarısında bulunuyor. Şebeke yatırımlarının hızlandırılmaması ve düzenleyici reformların yavaş seyretmesi halinde, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretimin düşük seyretmesi ve tüketimin fosil kaynaklarla karşılanması ihtimali nedeniyle, 2030 ve 2050 arasında toplam karbon emisyonlarının 60 milyar ton daha yüksek olabileceği hesaplanıyor. Dünyada son 4 yılda elektrik sektöründen kaynaklanan karbon emisyonlarıyla eşit seviyede olan bu potansiyel emisyon artışı, küresel ısınmanın 1,5 derecenin üzerine çıkması ve 2 dereceyi de yüzde 40 aşma riski oluşturuyor.

IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, birçok ülkede görülen temiz enerji gelişiminin benzeri görülmemiş olduğunu belirterek, "Bu durum iyimser olmamızı da sağlıyor. Ancak, hükümetler ve iş dünyası, hızla büyüyen yeni enerji ekonomisine hazır olmak ve dünyanın elektrik şebekelerinin hazır olduğundan emin olmak için bir araya gelmezse, temiz enerji dönüşümü tehlikeye girebilir. Şebekelere bugün yatırım yapmalıyız, yoksa yarın çıkmazla karşı karşıya kalacağız." ifadelerini kullandı.

Gelişmekte olan dünyanın elektrik şebekelerini inşa ve modernize etmek için ihtiyaç duyduğu kaynaklara sahip olmasını sağlamanın uluslararası toplum için önemli bir görev olduğunu kaydeden Birol, önde gelen ekonomilerin finansmanı harekete geçirerek, teknolojiye erişimi sağlayarak ve politikalara ilişkin en iyi uygulamaları paylaşarak sürdürülebilir kalkınmayı güçlendirmeye ve iklim değişikliği kaynaklı riskleri azaltmaya yardımcı olabileceğini vurguladı.