2025-2026 Eğitim-Öğretim yılı için ders zili çaldı. Milyonlarca öğrenci ve veli için yeni bir yolculuk başladı. Bu yolculuk, bireysel bir öğrenme süreci olmanın ötesinde; ülkemizin ekonomik geleceğini, toplumsal dinamizmini ve küresel rekabetteki konumunu şekillendirecek stratejik bir adımdır. Çünkü bir ülkenin en değerli ve en kalıcı yatırımı, insan kaynağına yapılan yatırımdır.

Okullar, bilgi aktarımının ötesinde; disiplinin ve sorumluluğun şekillendiği, ufkun genişlediği, vizyonun inşa edildiği merkezlerdir. Bugünün öğrencileri, yarının mühendisleri, yazılımcıları, bilim insanları, girişimcileri ve iş dünyasının liderleridir. Onların bugün kazandıkları değerler, yarın üretim kalitesine, ihracat rakamlarına ve teknoloji yatırımlarına doğrudan yansıyacaktır.

Bursa bunun en somut örneklerini veriyor. TEKNOSAB’da üretim yapan mühendis, GUHEM’de uzay teknolojilerine ilgi duyan genç ya da BUTEKOM’da yeni malzemeler üzerinde çalışan araştırmacı… Hepsi aynı zincirin halkalarıdır. Bu zincirin gücü, eğitimle şekillenen bir geleceğin Türkiye’ye kattığı stratejik değeri ortaya koymaktadır.

Veliler de bu sürecin en kritik parçasıdır. Çocuklarını baskıyla değil, rehberlikle yönlendiren aileler; toplumun sağlıklı gelişimine katkı sağlar, geleceğin üretim ve inovasyon kapasitesine yatırım yapar. Eğitimde kurulan sağlıklı iletişim, aslında ekonominin de en büyük kaldıraçlarından biridir. Çünkü öğrenme sevgisiyle yetişen her çocuk, yarın katma değer üreten bir bireye dönüşür.

Küresel rekabette öne çıkan ülkelerin ortak noktası, eğitim ile iş dünyası arasındaki köprüyü sağlam kurmalarıdır. Finlandiya’da sınıflarda filizlenen çok yönlü düşünce teknoloji devlerini doğururken, Güney Kore’de disiplinli eğitim, dünyaca bilinen sanayi markalarını ortaya çıkarmıştır. Bu örnekler, nitelikli insan kaynağına yapılan yatırımın ekonominin sürdürülebilirliği için en sağlam teminat olduğunu göstermektedir.

Türkiye’nin de bu yarışta güçlü bir aktör olabilmesi, sınıflarda atılan her adımı stratejik bir yatırım olarak görmesine bağlıdır. Çalan ders zilleri, artık bir okul gününü değil, ülkemizin küresel vizyonda söz sahibi olacağı yarınları işaret ediyor. Yeni fabrikalarla, yeni teknolojilerle, yeni girişimlerle Türkiye’nin üretim gücünü artıracak, ihracatını büyütecek ve geleceğini şekillendirecek kuşağın adımlarını hep birlikte atmalıyız.

2025-2026 Eğitim-Öğretim yılının öğrencilerimize, velilerimize, öğretmenlerimize ve iş dünyamıza başarı, bereket ve güç getirmesini diliyorum.