Ekonomik krizler, enflasyon dalgalanmaları ve belirsizlikler, artık hayatımızın bir parçası. Ancak finansal okuryazarlık seviyeniz yüksekse, bu tür dalgalanmalara karşı daha dayanıklı olabilir, geleceğinizi güvence altına alabilirsiniz. Çünkü para, onu nasıl yöneteceğinizi bildiğiniz sürece sizin için çalışır.
Finansal okuryazarlık, bireylerin finansal konularda bilinçli kararlar almasını sağlayan bilgi, beceri ve motivasyonu ifade eder. Bu beceri, kişisel finans yönetimi, bütçeleme, tasarruf, yatırım yapma, borç yönetimi ve finansal risklerin anlaşılması gibi konuları kapsar. Finansal okuryazarlık seviyesinin yüksek olması, bireylerin uzun vfeadeli finansal hedeflerine ulaşmasına ve ekonomik refahlarını artırmasına yardımcı olur.
Finansal okuryazarlık, bireylerin sadece kendi mali durumlarını yönetmeleri açısından değil, aynı zamanda ülke ekonomisine olan katkıları açısından da büyük bir öneme sahiptir. Bilinçli tüketiciler, ekonomik dalgalanmalara karşı daha dayanıklı olabilir, finansal krizlerin etkilerini en aza indirebilir ve sürdürülebilir büyümeye katkı sağlayabilirler.
Türkiye’de Finansal Okuryazarlık Oranı Yüzde 62
2022 yılında Boğaziçi Üniversitesi Analitik ve İçgörü Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir ankete göre, Türkiye’deki tüketicilerin Finansal Okuryazarlık Endeksi 62,1 olarak hesaplanmıştır.
OECD’nin yaptığı araştırmalara göre, ankete katılan ekonomi bölgelerinin ve OECD ülkelerinin finansal okuryazarlık seviyesi 100 üzerinden ortalama 60, OECD ülkelerinde ise 63’tür. Ancak, finansal bilinç seviyesinin hedeflenen minimum seviyeye ulaşması için 70 puan alınması gerekmektedir. Bu hedefe ulaşan ülkelerin oranı tüm katılımcılar arasında %34, OECD ülkeleri arasında ise %39’dur.
Finansal okuryazarlık eksikliği bireylerin bilinçsiz harcamalar yapmasına, aşırı borçlanmasına ve uzun vadede ekonomik sıkıntılar yaşamasına neden olabilir. Yetişkinlerin %77’si faturalarını zamanında ödeyebilse de yalnızca %26’sı ürünlerin fiyatlarını karşılaştırıyor ve %24’ü finansal bir ürün veya hizmet satın alırken bağımsız kaynaklardan tavsiye alıyor.
Bireylerin, kişisel bütçelerini izlemeleri, dikkatli alışveriş yapmaları, birikimlerini, tasarruflarını ve yatırımlarını, kişisel borç ve kredilerini yönetebilmeleri, kısa ve uzun vadede yatırımlarını değerlendirebilmeleri olarak bilinen finansal davranış, OECD anketinde katılımcı ülkeler arasında 100 üzerinden 61 olarak bulunmuştur. OECD ülkeleri arasında ise bu puan 62’dir. Katılımcı ülkeler ve ekonomi bölgelerinde minimum hedeflenen finansal davranış skoruna ulaşan yetişkin oranı yüzde 51 olarak bulunmuştur.
Bireylerin, parayı dikkatli kullanma, idareli tüketme, gelecek için birikim yapma gibi konularda daha önce yaşadığı çeşitli deneyimler sonucu düzenli bir finansal tavır sergilemesine finansal tutum denmektedir. Katılımcı ülkeler ve ekonomi bölgeleri arasında finansal tutum ortalama skoru 100 üzerinden 56, bu skor OECD ülkeleri arasında 58’dir.
Risk ve getiri ilişkisi sorulduğunda yüzde 77 oranında kişi bu konuda bilinçli iken, bileşik getiri hesaplama yöntemi sorulduğunda ise yarısından azının bileşik getiri formülünü bildiği görülmektedir.
Enflasyon ve faiz hesaplama konusunda ise insanların çok daha bilinçli olduğu bu ankette de görülmektedir. Çoğu yetişkin, enflasyonun ne olduğunu bilmekte ve kredilerin faiz hesaplamasını yapabilmektedir. Katılımcıların ortalama yüzde 84’ü enflasyonun yaşam maliyetleri ve kredilerin faiz oranları üstündeki etkisini bilmektedir.
Finansal okuryazarlık, bireylerin ekonomik kararlarını bilinçli bir şekilde almasına olanak tanır. Bu becerinin önemi aşağıdaki başlıklar altında değerlendirilebilir:
- Bütçe Yönetimi: Finansal okuryazarlık, bireylerin gelir ve giderlerini doğru yönetmesini sağlar. Planlı harcamalar, tasarruf alışkanlığı kazandırarak gelecekteki mali krizlerin önlenmesine yardımcı olur.
- Tasarruf ve Yatırım: Finansal okuryazar bireyler, birikim yapma konusunda daha bilinçlidir. Doğru yatırım araçlarını seçerek risklerini minimize eder ve uzun vadede finansal güvence sağlayabilirler.
- Kredi ve Borç Yönetimi: Kredi kartı ve kredi kullanımı finansal yönetimin önemli bir parçasıdır. Finansal okuryazarlık, bireylerin kredi faiz oranlarını ve geri ödeme planlarını doğru analiz etmelerini sağlayarak gereksiz borçlanmanın önüne geçer.
- Para ve Paranın Zaman Değeri: Paranın bugünkü değeri ile gelecekteki değeri arasındaki fark, finansal kararlar alırken önemli bir etkendir. Faiz oranları ve enflasyon gibi değişkenler, paranın zaman içerisindeki değerini belirler. Finansal okuryazarlık, bu kavramların anlaşılmasını ve bireylerin uzun vadeli yatırımları için bilinçli tercihler yapmasını sağlar.
- Finansal Tabloları Okuma ve Anlama: Gelir tablosu, bilanço ve nakit akış tablosu gibi temel finansal tablolar, bireylerin mali durumlarını değerlendirmelerinde önemli bir rol oynar. Bu tabloların anlaşılması, finansal okuryazarlık seviyesinin yükseltilmesine yardımcı olur.
- Sigorta ve Risk Yönetimi: Finansal güvence sağlamak adına sigorta sistemlerinin nasıl çalıştığını anlamak, bireylerin beklenmedik durumlara karşı hazırlıklı olmalarına yardımcı olur. Sigorta sistemleri, olası finansal kayıpları minimize etmek için önemli bir araçtır.
- Borsa ve Finansal Piyasalar: Borsa İstanbul ve küresel finans piyasalarında hisse senetleri, tahviller ve yatırım fonları gibi araçlarla yatırım yapmak mümkündür. Finansal okuryazarlık, bu tür yatırım araçlarının getiri ve risk seviyelerinin nasıl değerlendirileceğini anlamada bireylere yardımcı olur.
- Bankacılık ve Krediler: Mevduat, kredi, faiz oranları ve finansman araçlarının doğru yönetimi, finansal kararların sağlıklı şekilde alınmasını sağlar. Özellikle kredi kullanımı konusunda bilinçli olmak, borçlanma süreçlerini daha yönetilebilir hale
Sürdürülebilir Kalkınmada Kritik Rol
Finansal okuryazarlık, bireylerin ve toplumun ekonomik refahını artıran önemli bir beceridir. Türkiye’de finansal okuryazarlık seviyesinin yükseltilmesi için eğitim programları ve farkındalık çalışmaları artırılmalıdır. Bütçe yönetimi, tasarruf, yatırım yapma ve borç yönetimi gibi konularda bilgi sahibi olan bireyler, gelecekte ekonomik olarak daha sağlam bir zeminde yer alabilirler. Finansal bilinç seviyesinin artırılması, ekonomik krizlerin önüne geçmede ve sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlamada kritik bir rol oynamaktadır.
Bu nedenle, bireylerin finansal konular hakkında daha fazla bilgi sahibi olması, finansal okuryazarlık eğitimlerinin artırılması ve bu konuların erken yaşta öğrenilmesi için devlet, özel sektör ve akademik kuruluşların iş birliği içinde çalışması büyük önem taşımaktadır.