1475 sayılı mülga kanunun yürürlükte olan 14. Maddesi’nde yer alan nedenlerden biri ile iş ilişkisi sona ermiş olan personel kıdem tazminatına hak kazanır. Yasal düzenleme ve yargı içtihatları dikkate alındığında kural olarak; kıdem tazminatı, fesih tarihinde muaccel olan ve tek seferde ödenmesi gereken bir ödemedir. Aksi halde, kıdem tazminatına hak kazandığı halde zamanında bu alacağına kavuşamayan personel kanuni düzenleme gereği, fesih tarihinden itibaren fiilen mevduata uygulanan en yüksek faizle kıdem tazminatının tahsilini işverenden isteyebilir.

Kamuoyunda EYT düzenlemesi olarak bilinen, 5510 sayılı kanunda yapılan değişiklikle ülkemizde eş zamanlı olarak pek çok çalışan emeklilik nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğinden işverenler nezdinde, yüksek tutarda kıdem tazminatı yükü oluşmuştur.

Diğer taraftan yasa koyucunun, EYT düzenlemesi ile emekliliğe hak kazanan personelin aynı işverenlikte 1 aylık süre içinde yeniden işe başlatılması halinde işveren için teşvik uygulamasına yönelik bir düzenlemeye de yer verilmesi nedeniyle personelin aynı işveren nezdinde fasılalı çalışması potansiyeli artmıştır. Bu nedenlerle, uygulamada ise işverenler, gerek finansal gerekçelerle gerekse de personelin işyerinde çalışmasını sürdürecek olmasından bahisle; emeklilik nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle fesheden personelin kıdem tazminatı ödemelerini taksitli olarak yapmayı tercih etmişlerdir.

Belirtmek gerekir ki; kıdem tazminatının taksitli ödenmesi yolundaki pratikte gelişen bu uygulamanın tek kaynağı EYT düzenlemesi değildir. Geçmişte de herhangi bir sebeple kıdem tazminatına hak kazanan personele, bu alacağının taksitli ödenmesi -özellikle işverenlerin finansal gerekçeleriyle - uygulamada karşımıza çıkmıştır.

Yargıtay içtihatlarında; personelin de hür iradesi ile taksitli ödeme yapılması yolunda yazılı mutabakatının olduğu protokollerin geçerliliğine değer verildiği görülmektedir. Öyle ki içtihatlara göre, taksitli ödemeye onay veren personelin ödemelerinin gününde ödendiği söylenebiliyorsa, kıdem tazminatını daha sonra faizi ile talep hakkından vazgeçmiş sayılacağına karar verilmiştir: “..Kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini kabul eden işçi, bu konuda iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürüp kanıtlamadığı sürece faiz hakkından vazgeçmiş sayılır. Taksitlerin zamanında ödenmesi durumunda ayrıca faize hak kazanılamaz. Bu konuda daha sonraki taksitlerin ödemesi sırasında ihtirazı kayıt ileri sürülmesinin sonuca bir etkisi yoktur. Ancak, taksitlerden bir ya da bazılarının gününde ödenmemesi durumunda hak kazanılan kıdem tazminatının tamamı için faize karar verilmelidir.” T.C YARGITAY 9. Hukuk Dairesi Esas: 2008 / 3821 Karar: 2009 / 5668 Karar Tarihi: 04.06.2009“.. İşçinin taksitli ödemeyi öngören ödeme planını kabulü, ancak taksitlerin gününde ödenmesi halinde işveren yararına sonuç doğurur. Taksitler gününde ödenmediğinde işçinin taksitli ödeme anlaşmasıyla bağlı olduğunda söz edilemez. İşçi, işverence anlaşmaya uyulacağı varsayımı ile taksitli ödemeyi kabul etmiş sayılmalıdır. İş hukukunda işçi yararına yorum ilkesi de bunu gerektirir.

Bu itibarla, kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini öngören anlaşmanın işverence ihlali halinde işçi, kıdem tazminatının tamamı için fesih tarihinden itibaren faize hak kazanır. Daha önce yapılan ödemeler de Borçlar Kanunu’nun 84’üncü maddesi uyarınca öncelikle faize ve masraflara sayılmalıdır…”

T.C YARGITAY 9. Hukuk Dairesi Esas: 2020 / 4492 Karar: 2021 / 1536 Karar Tarihi: 19.01.2021 Sonuç olarak; işverenlerin, kıdem tazminatının taksitli ödemesi yolundaki arzusu işçinin de hür iradesi ile kabul ettiği bir zeminde, hukuka uygun şekilde hazırlanacak bir yazılı protokol ile ilerlenmesi ve taksit anlaşmasında belirtilen tarihlere riayet edilmesi gereklidir.