Günümüzde küresel ticaret sisteminin en önemli paydaşlarından biri de Küçük ve Orta Boy İşletmeler (KOBİ)’dir. KOBİ’ler sahip oldukları esnek yapıları sayesinde hem ulusal ekonomide hem de uluslararası pazarlarda değişen süreçlere hızla uyum sağlaması, dinamik bir yapıda olması ve girişimci ruhun tezahürü olmaları gibi nedenler dolayısıyla önemli birer ekonomik yapıtaşlarıdır. Ülke ekonomileri için KOBİ’ler istihdamın artırılması, ürün farklılaştırmaları vasıtasıyla ürün çeşitliğinin sağlanması, yeni teknolojilerin hızlıca benimsenmesi, bölgesel ekonomik kalkınmaya destek olmaları gibi birçok olumlu katkılar sunmaktadırlar. Bununla birlikte ülke ekonomisinde önemli yere sahip olan KOBİ’lerin pazar ve sektör bilgisi hususlarında destekler alınması, teknik kapasitelerinin geliştirilmesi, Ar-Ge’ye yapılan yatırımlarının arttırılması, ürün ve hizmetlerinde uluslararası kalite standartlarının sağlanması, bünyesindeki nitelikli işgücünün (beşeri sermayenin) arttırılması ve uluslararası rekabet güçlerinin arttırılması gibi zayıf yönlerini ortadan kaldıracak önlemleri de almaları ülkemizin uluslararası ticaret hedeflerini gerçekleştirmesi için elzemdir.

Büyük işletmelerin uluslararası ticaret süreçlerinde edindikleri tecrübeler ve bünyelerinde oluşturdukları uluslararası ticaret departmanları vasıtasıyla uluslararası ticarette kolaylıkla yol alabildikleri, ancak KOBİ’lerin ölçekleri doğrultusunda bu atılımı gerçekleştirme konusunda zayıf kaldıkları gözlemlenmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde KOBİ’lerin uluslararası ticarete katılım oranı yaklaşık % 34 iken, Avrupa’da bu oran % 42 düzeylerindedir.

2020 yılı itibariyle Türkiye’de yaklaşık 3.2 milyon KOBİ iş hayatında yer almaktadır. KOBİ’lerin Türkiye’deki işletmelerin tamamı içerisindeki payı %99,8’dir. Ülkemizde toplam istihdamın % 73,8’i KOBİ’ler tarafından gerçekleşmekte iken, işletmelerin toplam cirosunun % 64,5’ini sağlamaktadırlar. Ülkemizde KOBİ’lerin uluslararası ticaret faaliyetleri değerlendirildiğinde, toplam ihracattaki KOBİ’lerin payının % 56,3 olduğu görülmektedir. Bu yönüyle ülkemizde KOBİ’lerin uluslararası ticaretteki paylarının gelişmiş ülkeler ve Avrupa ülkelerindeki uluslararası ticarete katılım oranlarına kıyasla daha yüksek olduğu gözlemlenmektedir.

İhracat ile KOBİ’ler karlılıklarını ve uluslararası ticaretten elde edebilecekleri döviz kazançlarını arttırma imkânı sağlarken, ülkeler ise makroekonomik göstergelerinde iyileşme ve ödemeler dengesinde oluşabilen dengesizliklerin giderilmesi gibi önemli sonuçlar elde edebilmektedirler. Bu noktada ülkemizde ekonomik yapının önemli bir parçasını oluşturan KOBİ’lerin ihracata yönlendirilmesi, bu kapsamda uluslararası ticaretin işleyişi ve prosedürler hakkında bilgilendirilmesi büyük önem arz etmektedir. Bu doğrultuda ülkemizde KOBİ’lerin uluslararası ticaret gerçekleştirmeleri için önemli teşvik sistemlerinin oluşturulduğu ve bu teşviklerin KOBİ’ler için önemli katkılar sağladığı görülmektedir.

Tüm bu bilgiler ışığında ve ülkemizde ekonomik yapının neredeyse tamamına yakınının KOBİ’lerden oluştuğu göz önünde bulundurulduğunda, KOBİ’lerin ihracattaki payının arttırılması ve katma değerli ihracata yönlendirilmesinin önemi çok daha net bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Bu hedef doğrultusunda, KOBİ’lerin bilimsel olarak desteklenen doğru ihracat pazarlarına yönlenmeleri, hedef ihracat pazarlarındaki müşteri ve rakiplerinin doğru bir şekilde analiz edilmesi ve bunlarla birlikte uluslararası ticaret işlemleri prosedürlerinin doğru bir biçimde gerçekleştirilmesi hayati bir öneme sahiptir. KOBİ’lerin hem uluslararası ticaret pazarlarında hem de ulusal ekonomide doğru adımlar ile ilerlemeleri sürdürülebilir ihracatın da temel anahtarlarından birisidir.