BTSO Enerji Konseyi Başkanı Erol Dağlıoğlu, yenilenebilir enerji yatırımlarının hız kazanması için devletin depolama-batarya konusunda yatırımcının önünü açması, AR-GE ve know-how desteği sağlaması gerektiğini söyledi.

Yenilenebilir enerji yatırımlarının, ‘4. Bölge Teşvikleri’ kapsamına alınmasının çok önemli bir gelişme olduğunu kaydeden Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Enerji Konseyi Başkanı Erol Dağlıoğlu, devletin depolama ve batarya konusunda destek sağlamasının kalkınma ve temiz bir geleceğe giden yolda çok büyük önem taşıdığını ifade etti.

‘DEVLETİN ÖNEM VERDİĞİNİ HİSSETMELİYİZ’
Yenilenebilir enerji yatırımlarının önünün açılmasının amaçlandığı ‘4. Bölge Teşvikleri’nin isabetli bir adım olduğunun altını çizen BTSO Enerji Konseyi Başkanı Erol Dağlıoğlu, “Teşviklerin içeriğini konuşmaktan ziyade devletin buna önem verdiğini hissetmek, bizim için çok kıymetli. ‘4. Bölge Teşvikleri’nde yatırım yapın’ deniliyor ama yeni bir genelge ile yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektrik, fosil yakıtların yarı fiyatına alınmaya başlanıyor. Her ne olursa olsun 4. Bölge Teşvikleri’nden yararlanmanın öncesinde dahi sanayicilerimizin ve ticaret yapanların bu yatırımları yapması gerekiyor. Çünkü öyle bir iş düşünün ki kendiniz üretiyorsunuz, müşteri kendinizsiniz, pazarlama elemanınız yok, tahsilat yok. Dışarı ödeyeceğiniz paranız cebinizde kalıyor” diye konuştu.

“TRAFOLARI BÜYÜTMELİ, İLETİM HATLARI HAZIR OLMALI”
Teşviklerle beraber yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımların 3-4 yılda, OSB’lerin dışarıda yapacağı yatırımlar için ise 5 yılda kendini amorte edebildiğini de vurgulayan Erol Dağlıoğlu, “Enerji yoğun firmalar var ama çatıları, bunlar için yeterli değil. Bu enerji yoğun firmalar, ihtiyaç duydukları enerjiyi bölgeleri içinde çalışma yapıyorlar. Bizim bölgemiz UEDAŞ bölgesi. Manyas, Gönen, Orhaneli, Harmancık’ta istediği bir bölgede trafo eğer müsaitse buraya yatırım yapabiliyor. Bu yapılan yatırımın geri dönüşü, yerinde üretim-yerinde tüketime göre daha fazla oluyor. Nedenlerine bakacak olursak; Birincisi sahaya kurmak biraz daha pahalı, ikincisi maalesef sistem kullanım ve iletim bedelleri ödenmek zorunda kalınıyor. Diğerinde ise siz kendi kendinize tüketirken yalnızca kendi kablonuzu kullanıyorsunuz, şebekeye girip çıkmıyorsunuz. Şebekeye girip çıkmaktan dolayı dışarıda ürettiğinizde dönüşleriniz biraz daha fazla oluyor. OSB’ler ve büyük fabrikalar, bunları mutlaka yapmalı. Bunun için de trafoları büyütmemiz, iletim hatlarını buna hazır hale getirmemiz gerekiyor. Yenilenebilir enerjinin şebeke giriş-çıkışlarında şebekeyi bozmaması ile ilgili yapılması gerekenler de var” dedi.

BATARYALAR VE DEPOLAMA, HAYATİ ÖNEMDE
Yenilenebilir enerjinin çok daha ileriye gidebilmesi için piller, bataryalar ve depolama sistemlerinin hayati önem taşıdığını da dile getiren Dağlıoğlu, “İşte devlet, burada olmalı. Devlet, özel sektörle beraber bunun içine girmeli. Hava durumu değişikliğini göz önünde bulundurduğumuzda depolama sistemlerine duyduğumuz ihtiyaç da ortaya çıkıyor. Depolama sistemleri, dünyada çok hızlı gelişiyor. Eskiden 1 megabaytlık bilgisayar çok büyüktü, şimdi ise 1 terabayt telefonun içinde duruyor. Yani bu, nasıl geliştiyse depolama sistemleri de aynı şekilde gelişecek. İlk depolama için 1 megavatlık alanlar çok büyük görülüyordu şimdi ise 7 megavat, konteynere sığmaya başladı. Devletin depolama-batarya konusunda biran önce ve mutlaka yatırımların önünü açması, yatırımcılara Ar-Ge ve know-how sağlaması gerekiyor. Bu alanda çok hızlı yol almalıyız. Yenilenebilir enerjinin geleceği, depolamaya bağlı” ifadelerini kullandı.


‘DESTEK SAĞLANMAZSA İLERİDE BAŞIMIZ AĞRIR’
OSB’lerin elektriği firmalardan almak yerine kendi santrallerinden temin etmeleri gerektiğini de söyleyen Dağlıoğlu, şunları kaydetti: “Enerji nakil hatlarınız ve trafolarınız o bölgede yetersiz olduğu için doğrudan ortaya bir problem ortaya çıkıyor. OSB’lerin dışarıda yapmaları gereken santraller, çok büyük santraller. Bu kadar büyük santraller için altyapımız ise yetersiz. Çatınızda yaptığınız gibi yapamazsınız bunu. Sanayide arka bahçeye yapamazsınız. Harmancık, Gönen, Manyas gibi güneşi yoğun şekilde alan bir konumda olmanız gerekiyor. Düzenlemede; ‘Tarımsal sulama yapanlar ve sanayi bölgeleri, sözleşme gücünün iki katına kadar santral yapabilir’ deniliyor. Başvurduğunuzda ise dağıtım bölgesi yönetimi, buna ‘Hayır’ diyebiliyor. ‘Yenilenebilir enerji yatırımları yapılsın’ denirken son çıkan genelge ile uzlaştırma fiyatları; doğal gaz ve ithal kömür santralleri için megavat/saat başına 2 bin 500 lira, yenilenebilir enerji için bin 200 lira olarak kararlaştırıldı. Yenilenebilir enerjiyi desteklemezsek eğer ileride başımız çok ağrır. Sadece enerji arz güvenliği açısından bakmayalım. Sınırda karbon vergisinden çıkabilmemiz, ihracat yapabilmemiz için bunlar şart. İhracat yapmak istediğiniz firma, sadece sınırda karbona bakmayacak. ‘Ben, yeşil enerji ile üretim yapan bir firmaya iş yaptırıyorum’ demesi lazım. Pandemi, dünyaya kötü davrandığımızı ve insanı içinden aldığınızda her tarafın yeşillendiğini, suların temizlendiğini gösterdi. Bunlardan ders almalıyız. Paris İklim Anlaşması veya Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın dayatılması ile değil, biz bunu kendimiz için yapmalıyız.”