TÜBİTAK 2022 Yılı 2. Döneminde Bir Sonraki Dönemi Beklemeden Başvuru Yapılmasına İmkân Sağlanan 1001 Projelerinin Bilimsel Değerlendirme Sonuçlarına göre; Bursa Uludağ Üniversitesi’nde (BUÜ) görev yapan Prof. Dr. Ferda Arı ile Prof. Dr. Pervin Aniş’in hazırladıkları projeler desteklenmeye hak kazandı.

 

BUÜ Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pervin Aniş yürütücülüğündeki 'Tekstil Ön Terbiyesinde Sürdürülebilir Nanobubble Teknolojisinin Kullanılmasının Ekolojik ve Ekonomik Etkilerinin İncelenmesi' başlıklı proje, destek almayı başardı. Proje ekibinde Doç. Dr. Sibel Şardağ ve Öğr. Gör. Dr. Tuba Toprak Çavdur araştırmacı olarak görev yapacak. Prof. Dr. Pervin Aniş, projeyle ilgili açıklamasında "Dünya üzerindeki kaynakların alışılan şekilde kullanımının sürdürülmesinin mümkün olmadığı mevcut verilerle değerlendirildiğinde açık bir şekilde görülmektedir. Tüm ülkelerin tüm sektörlerini sürdürülebilirlik ve yeşil üretim ekseninde dönüştürmesi arzu edilen bir gelişmeden ziyade Avrupa Birliğinin Yeşil Mutabakatı çerçevesinde bir zorunluluktur. Bu dönüşüm de şüphesiz daha az su tüketen, daha az enerji tüketen, daha çevre dostu bir üretim yapan ve ar-ge çalışmalarına önem veren yeşil üretim ile başlayacaktır" ifadelerini kullandı.

 

 

MALİYET DE DÜŞECEK

Çalışmada, yeni bir teknoloji olan nanobubble teknolojisinin tekstil terbiye sektörünün farklı alanlarında kullanılabilirliğinin araştırılacağını da belirten Prof. Dr. Aniş, nanobubble teknolojisinin literatürde de belirtildiği gibi en büyük avantajı olan su, kimyasal ve enerjiden tasarruf edilmesi avantajlarından yararlanılarak, daha çevreci ve sürdürülebilir bir ön terbiye işlemi yapılabilmesi olanaklarının inceleneceğini belirtti. Bu özellikleri nedeniyle nanokabarcığın kombine ön işlemlerde önemli olan ara yıkamalarda ve özellikle radikal oluşumları açısından da peroksit ağartması esnasında daha etkili proses koşulları sağlayacağının beklendiğini vurgulayan Aniş; "Bu bağlamda özellikle haşıl sökmeden başlayarak, hidrofilleştirme, ağartma, kombine ön işlemler ve optik beyazlatma proseslerindeki konvansiyonel yöntemlere göre avantajı ve/veya konvansiyonel yöntemin verimini arttırma, daha az kimyasal tüketimi, suyu etkin kullanma ve maliyetleri düşürme potansiyeli ile daha ekonomik ve daha ekolojik, sürdürülebilir ön terbiye proseslerinin yapılabilirliği değerlendirilecek" dedi.

 

ANASTAZİS MEKANİZMASI FARK OLUŞTURACAK

TÜBİTAK’ın kabul ettiği bir diğer 1001 projesi ise BUÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferda Arı’nın projesi oldu. BUÜ Moleküler Kanser Araştırma Laboratuvarı’nda (BUMKAL), Prof. Dr. Ferda Arı yürütücülüğünde gerçekleştirilecek olan 'Ölümden Yaşama Uzanan Yol: Anastazis Mekanizmasının Akciğer Kanserindeki Rolü ve Moleküler Biyobelirteçlerin Aydınlatılması' başlıklı projede Moleküler Biyoloji doktora öğrencisi Oğuzhan Akgün ve MSc. Halime Akgün, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’ndan Dr. Öğr. Ü. Elif Ertürk görev alıyor. Multidisipliner bir çalışmanın yürütüleceği projede BUÜ Tıp Fakültesi İmmunoloji Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Ü. Didem Yöyen Ermiş, Veteriner Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Özgür Özyiğit, Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Gıyaseddin Özcan da araştırmacı olarak yer alacak. Proje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Ferda Arı; "Temel ve klinik bilimlerden araştırmacıların disiplinler arası iş birlikleriyle yürütülecek olan projemizde, akciğer kanserinde ölmekte olan kanser hücrelerinin anastazis mekanizması ile nasıl tekrar yaşama döndükleri araştırılacaktır. Proje çalışmamızda anastazis mekanizması grubumuz tarafından özel biyosensörler ile hücresel boyutta takip edilecektir. İn-vivo hayvan modellerinde hücresel seviyede takip yapılarak anastazis mekanizması literatürde ilk defa canlı hayvan modellerinde araştırılacaktır. Bu sayede klinik öncesi kanıtların ortaya konmasıyla akciğer kanserinde tedavi sonrası bir hücrenin ölümden kaçarak tekrar nasıl yaşama doğru dönebildiğinin moleküler temelleri aydınlatılacaktır. Böylece, belirlenecek biyobelirteçler sayesinde tedaviye yönelik yeni hedefler ortaya konabilecektir" açıklamasında bulundu. BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz da akademisyenlerin hazırladıkları projelerin TÜBİTAK tarafından kabul edilmesinin gururunu yaşadıklarını söyledi. 1001 projelerinin bilimsel ve akademik gelişime kıymetli katkıları bulunduğunu vurgulayan Kılavuz; “Araştırma Üniversiteleri arasında yer alan Üniversitemiz, her türlü bilimsel ve akademik çalışmaya destek olmaya devam ediyor. Ulusal veya uluslararası projelerde adımızın geçmesi, akademisyenlerimizin bu projelere katkı sağlaması bizleri onurlandırıyor. Yönetim olarak, böylesi gayretlerin ilk günden itibaren destekçisi olduk. Son güne kadar da katkı sağlamaya devam edeceğiz. Üniversitemizi hak ettiği seviyeye taşımak için çabalayan, bu amaçla çalışan, üreten ve proje yapan tüm akademisyenlerimizi gönülden tebrik ediyoruz.” şeklinde konuştu.