İpeker Yönetim Kurulu Üyesi İhsan İpeker, Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında tekstil sektöründe gerçekleştirilecek sürdürülebilir üretimde Türkiye’nin lokomotif olabileceğini söyledi.
İpeker Yönetim Kurulu Üyesi İhsan İpeker, tekstil sektöründe sürdürülebilir üretim ve tüketim hedefinin yanı sıra Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın standartlarına yönelik karbon nötr olma yolunda Türkiye’nin lokomotif konumda olabileceğini belirtti. Üretimde iklim finansmanına yönelik öncelikli çalışmaların hayata geçirilmesi gerektiğini kaydeden İpeker, tekstil sektörünü BTSO Ekonomi’ye değerlendirdi.


‘ENERJİ MALİYETLERİ TABLOYU NEGATİF ETKİLİYOR’

2021 yılının son çeyreğinde ihracatta yükselen ivmenin 2022 yılının ilk ayına da yansıdığını söyleyen İpeker Yönetim Kurulu Üyesi İhsan İpeker, “İpeker olarak 55 ülkede 3 binden fazla müşterimize yönelik ihracatımız kapsamında gelen rakamların ümit verici olduğunu söyleyebiliriz. Ancak artan enerji maliyetleri ve hammadde tedariğinde yaşanan aksamalar tabloyu negatif şekilde etkiliyor. Özellikle pandemi konusunda hammadde kaynaklarıyla ilgili hissettiğimiz bu durum, doğanın bir kaynak olmadığını; bizlerin onun birer parçası olduğumuzu yeniden hatırlattı. Verimli tarlalarda kullanılan tehlikeli kimyevi maddeler, üretim yerlerinde enerji etkinliği düşük makine parkı, yoğun su kullanımı, tehlikeli boyar ve kimyevi madde kullanımı, arıtılmadan derelere ya da toprağa salınan atık sular, kömür kullanımı, atıklara neden olan verimsiz işleyişin tamamı bugün karşı karşıya kaldığımız durumun nedenleri arasında yer almaktadır. Ancak adaptasyon yeteneği yüksek Türk tekstil sektörünün, pandeminin negatif etkilerini iş birliği kültürü ve dijitale dönüşüm ile atlatabileceğine inanıyoruz” dedi.


‘İKLİM FİNANSMANI ÖNCELİKLENDİRİLMELİ’

Tekstil sektörünün, petro-kimya sektöründen sonra dünyayı kirletici etkisi açısından en yoğun sektör olduğunu dile getiren İhsan İpeker, “Tekstil sektörünü hammadde üretiminden, nihai tüketicinin ürün üzerinde vereceği son karara değin bütün fazları içeren bir sektör olarak tanımlayabiliriz. Global tekstil endüstrisinde yaklaşık 450 milyon çalışanın mevcudiyeti ve negatif etkisi yadsınamaz bir gerçektir. Ancak multidisipliner bütüncül yaklaşım ile iyileştirilebilir ve geliştirilebilir olduğu da bir gerçektir. Çiftçinin uygun nitelikteki tarlaya ürünü ekimi, su ve kimyevi madde tüketiminden başlayarak; elyaf, iplik, kumaş ve nihai ürünü üretim proseslerinde kullanılan kimyevi ve boyar maddelerin insana ve doğaya olan uygunluğu, kirli enerji formu yerine yenilenebilir kaynaklardan sağlanması, minimize edilen su tüketimi, fire, atık miktarı gibi alt proseslerde her zaman daha fazlasını yapmanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Sorumlu üretim ve tüketim hedefinin yanı sıra iklim eyleminde de bir uzantısı olarak nitelendirdiğimiz bu süreçler bütününde yapılacak her iyileştirmenin çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Bunun için ayrılması gereken iklim finansmanın üst yönetim tarafından önceliklendirilmesi büyük önem arz ediyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın getireceği nötr tedarik için Türkiye’nin lokomotif ülke konumuna erişeceğini umut ediyoruz” diye konuştu.


YÜZDE 100 YENİLENEBİLİR ENERJİ KULLANILIYOR

Firmada gerçekleştirilen üretimde sürdürülebilirliğin başrol oynadığını vurgulayan İpeker, “İpeker’in kendi alanında ilk olacak şekilde yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanması, yüzde 100 ZDHC uygunluğunun bulunması, yüzde 65 geri dönüştürülen ve yüzde 35 yenilenebilir kaynaklardan elde edilen yüzde 100 güvenilir ürün gamına sahip olmasının, markamıza yüzyılı aşkın sürede duyulan güveni pekiştirildiğine inanıyoruz. Bu inanç kapsamında bir aile şirketi olarak sürdürülebilirlik, ülke ekonomisine değer katmak, sosyal uygunluğu sağlamak, çevresel etkinliği artırmak ve yeni projelerimizle nötr tedarik zincirini tamamlamak gibi hedeflerle gelecek nesilleri sürece dahil eden bir yapıya sahibiz. Blue Balance Sustanbility programın getirdiği hedeflere ulaşma gayemiz, bugünkü motivasyonumuzu oluşturuyor” ifadelerini kullandı.