BTSO 54. Meslek Komitesi Üyeleri, döviz kurlarındaki artışın gayrimenkul sektörüne etkilerini değerlendirdi. Komite adına yapılan açıklamada hammadde fiyatlarındaki döviz bazlı artışın gayrimenkul fiyatlarında çifte etki oluşturacağı ifade edildi.

Gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren firmaların yer aldığı BTSO 54. Meslek Komitesi, Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörleri arasında yer alan gayrimenkul ve inşaat sektörlerinin döviz kurlarındaki dalgalanmadan en çok etkilenen sektörlerin başında geldiği belirtildi.
Komite adına yapılan değerlendirmede milli gelirden yüzde 12´nin üzerinde pay alan ve istihdam yaratma açısından da büyük bir önem arz eden sektörün yüksek faiz, döviz kurları ve emtialardaki artıştan olumsuz etkilendiği dile getirildi.
Maliyet artışları nedeniyle gayrimenkul üreticilerinin kısa veya uzun vadede fiyat belirleme konusunda öngörüde bulunamaz hale geldiği ifade edilen açıklamada şu konulara değinildi;
“ İnşaat ve gayrimenkul 200’den fazla alt sektör ile etkileşim içerisinde olması sebebiyle çatı sektör konumundadır. Ancak mevcut şartlar altında 2022 içerisinde yeni projelere başlayacak müteahhit sayısı çok çok az. Ayrıca hammadde fiyatlarındaki döviz bazlı artış devam ederse gayrimenkul fiyatlarında çifte etki yaşanacak. Özellikle, kullanım amaçlı gayrimenkul satın alma imkânı olanlara; profesyonel destek alarak, doğru lokasyon ve doğru projelerde mutlaka pozisyon almalarını tavsiye ediyoruz”


‘YABANCIYA SATIŞ, YENİDEN DÜZENLENMELİ’

Sektörde başarı için, kısa vadeli teşvik tedbirlerinin yanı sıra kalıcı ve uzun vadeli yapısal reformların gündeme alınması önem arz ediyor. Kentsel dönüşümün önündeki engellerin kaldırılması, imalatta dövize bağlı olmayan yerli üretimin teşvik edilmesi, konut alıcısını ilgilendiren kredi faiz oranlarının yüzde 1 seviyelerine düşürülmesi, yabancı taleplerini doğru şekilde değerlendirmek için yeni düzenlemeler getirilmesi, bürokrasinin azaltılması ve Türkiye konut piyasalarının tanıtımında etkin pazarlama ve satış stratejilerinin oluşturulması gerekiyor. Yabancılara konut satışlarının giderek arttığı bir dönemi yaşıyoruz. Vatandaşlık amaçlı yapılan konut alımlarındaki şaibeli işlemler gelecek dönemlerde sosyal ve ekonomik sorunları da beraberinde getirebilir. Yabancıya konut satışının yeniden düzenlenmesi; vatandaşlık yerine oturum izninin yeterli olması, hatta konut yerine ofis, dükkân gibi alternatiflerin oluşturulması ile konut fiyatlarındaki artışları nispeten daha kontrollü hale getirebilir. İlk defa konut alanların oranının da giderek düşmesi ciddi ve düşündürücü bir durum; bu konuda yetkililerin gerekli önlemleri alması ve destekleyici çözümler üretmesi gerekiyor.


‘ŞİŞİK PİYASA OLUŞMASINA ENGEL OLUNMALI’

Bursa’daki inşaat ve gayrimenkul piyasası aktörlerinin özellikle deprem konusuna eğilmesi gerekmektedir. Bursa, deprem bölgesinde yer alıyor. Bu sebeple kentsel dönüşüme ve zemin etüdü doğru yapılmış bölgelere imar çalışması yapılmalı. Kentsel dönüşümde mülk sahiplerinin reel isteklerde bulunması ve şişik piyasa oluşturmaması gerekiyor. Yakın dönemde yaşanan deprem felaketleri bizlere müteahhitlik kriterlerini doğru belirleyecek yasal altyapının tamamlanması ve etkin biçimde uygulanması, yapı denetimlerinin hassasiyetle yapılması, kentsel dönüşüm sürecinin vakit kaybetmeden depreme karşı sıfır toleransla gerçekleştirilmesinin büyük önemini yeniden ortaya koyduğuna işaret ediyor. Deprem odaklı ve çevreye duyarlı kentleşme vizyonunu sürdürülebilir kılmalıyız. BTSO Gayrimenkul Komitesi olarak, yeni yönetmelik sonrası dönemde belgesiz çalışma yapanlara karşı mücadelemiz devam ediyor. Bu dönemde tulumbaya su lazım. Devlet desteğini yanımızda görmek istiyoruz. ‘Yetki belgesiz emlakçılarla çalışmayın’ konseptli, kamu spotları üzerinde çalışıyoruz. Ayrıca ilan sitelerinde, tabelalarda ve kartvizitlerde dahi yetki numarası zorunluluğu getirme adına çalışmalarımız sürüyor. BTSO Akademi ile birlikte döneme uygun doğru stratejiler geliştirebilmek adına sektörel eğitimlerimiz de devam edecektir.