Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat adını verdiği yeni büyüme modeli ile 2030’a kadar karbon salımının yüzde 50 azaltılması, 2050’de ise net olarak sıfırlanması hedefleniyor. Sanayiden tarıma, enerjiden ulaşıma kadar ‘karbonsuz bir ekonomi’ modeli getiren Yeşil Mutabakat’ın ticareti de yeniden şekillendirmesi bekleniyor.

Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı olan Avrupa Birliği’nde yaşanacak bu dönüşüm Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. AB pazarında değişen standartlar ve üretim anlayışı, Türkiye sanayisi için de dönüşümü zorunlu hale getirecek.

Mutabakatın riskleri olduğu kadar önemli fırsatları da beraberinde getirdiğini belirten iş dünyası temsilcileri, devlet ve özel sektör işbirliğinde doğru adımların atılması durumunda Türkiye’nin sürecin kazananlarından olabileceğini belirtiyor.

İş dünyası, mutabakatın hem işletmelerin iş yapış biçimleri üzerinde oluşturacağı etkileri hem de ihracatta getireceği yenilikçi düzenlemeleri yakından takip edip, bu konuda gerekli adımları atmaya hazırlanıyor.

İLK İKLİM NÖTR KITA OLMA HEDEFİ

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Avrupa’yı ilk iklim nötr kıta haline getirmeyi hedefleyen Yeşil Mutabakat’ın çevre odaklı bir girişim gibi görünse de aslında ticaretin kurallarını yeniden belirleyen bir büyüme modeli olduğunu söyledi. Yeşil Mutabakat’ın tüm dünya ile birlikte Türkiye’yi de yakından ilgilendirdiğini belirten Başkan Burkay, BTSO olarak mutabakat kapsamındaki gelişmeleri yakından takip edip, bu konuda gerekli adımları atmaları konusunda Bursa’daki sanayi kuruluşlarına rehberlik etmeyi hedeflediklerini aktardı.

AB BURSA İHRACATINDA YÜZDE 50’DEN FAZLA PAYA SAHİP

Avrupa Birliği’nin Bursa’nın toplam ihracatından yüzde 50’den fazla paya sahip olduğunu belirten Başkan Burkay, AB ile ticarette rekabet gücünün korunması açısından Bursa sanayisinde yeşil ekonomi odaklı dönüşümü elzem gördüklerini vurguladı.

HEDEF İKİZ DÖNÜŞÜMÜ SAĞLAMAK

BTSO bünyesinde 2013 yılından başlattıkları sanayide nitelikli dönüşüm hamlesi ile Bursa’yı geleceğe hazırladıklarını kaydeden Başkan Burkay, “Sanayimizin yüksek teknolojili ve katma değerli ürünler üreten bir yapıya dönüşümünü hedefleyen yeni nesil sanayi vizyonumuz kapsamında başta TEKNOSAB olmak üzere KOBİ OSB, Model Fabrika, BUTEKOM gibi projelerimizi kente kazandırdık. Bununla birlikte Bursa’da çevreyle dost üretim tekniklerinin gelişimi noktasında da önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Bursa’da ikiz dönüşüm olarak nitelendirilen hem dijital hem de yeşil dönüşümü gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.” dedi.

TEMİZ ÜRETİM İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜ

2016 yılında Bursa’da faaliyet gösteren tüm OSB’lerin Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek “Temiz Üretim İşbirliği Protokolü”ne imza attığını anımsatan Başkan Burkay konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yeşil Büyüme projemiz kapsamında hayata geçirdiğimiz, sanayicilerimizin çevreyle ilişkileri için yeni bir yaklaşım ortaya koyan protokolümüzle birlikte firmalarımız üretimde daha az enerji ve ham madde tüketerek daha çevreci ürünler üretiyorlar. Kent dinamiklerinin katkısıyla oluşturduğumuz Çevre ve Temiz Üretim Konseyimiz ve enerji verimliliğini yaygınlaştırmak amacıyla DOSAB’da faaliyet geçirdiğimiz Enerji Verimliliği Merkezimiz de önemli projelerimiz arasında yer alıyor. ‘Yerli, Yenilikçi ve Yeşil üretim’ vizyonuyla çevreye duyarlı sanayi yatırımlarına ev sahipliği yapmaya hazırlanan TEKNOSAB da rüzgar türbinleri ve güneş panelleri ile enerji ihtiyacının büyük kısmını yenilenebilir kaynaklardan sağlayacak.”

Yeşil Mutabakat hakkında farkındalık oluşturmayı ve firmaları bilgilendirmeyi amaçladıklarını belirten Başkan İbrahim Burkay, üretimde en az karbon salımı, yenilenebilir enerji kullanımı, enerji verimliliği, en az su tüketimi, sıfır atık ve atıkların çevrimi gibi konularda yapılacak yatırımların önem kazanacağını vurguladı.

Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı nedir ?

Avrupa Yeşil Mutabakatı, iklim ve çevreyle ilgili zorluklarla mücadele konusunda Avrupa Birliği’nin önceki taahhütlerini daha geniş ve daha etkili bir şekilde yeniden düzenlemeyi amaçlayan bir yol haritasıdır. Avrupa Birliği’nin yeni büyüme modeli olarak tanımlanan Yeşil Mutabakat kapsamında 2030’a kadar karbon salımının yüzde 50 azaltılması, 2050’de ise net olarak sıfırlanması hedefleniyor.

Mutabakat kapsamında belirlenen öncelikli alanlar nelerdir ?

Yeşil Mutabakat kapsamında 11 öncelikli alan belirlenmiştir. Bunlar iklim değişikliği ile mücadele, temiz, erişilebilir ve güvenli enerji, temiz ve döngüsel ekonomi için sanayi, enerji ve kaynak verimliliği sağlanmış binalar, sürdürülebilir ve akıllı hareketlilik/ulaşım, tarladan sofraya tarım, ekosistem ve biyoçeşitlilik, sıfır kirlilik, toksiklerden arınmış çevre, araştırma alt yapılarına destek için bilginin güçlendirilmesi, vatandaşların sürdürülebilir ve iklim değişikliğinden arındırılmış bir Avrupa’ya geçiş için bilgi ve beceri olarak hazırlanması ve uluslararası işbirliği olarak açıklanmıştır.

Yeşil Dönüşüm için finansman nasıl sağlanacak ?

2030 yılına kadar karbon salımını yüzde 50 azaltmayı hedefleyen AB bu dönüşümü sağlamak için 1 trilyon euroluk bir bütçe ayırdı. AB mali araçları, kamu ve özel sektör yatırımlarını içeren bu yatırım planını önümüzdeki 10 yıl için ekonominin dönüşümü yönünde finanse etmeyi amaçlıyor. Bu dönüşüm için Avrupa Birliği bütçesi kilit rol oynayacak ve ‘InvestEU’ fonunun yüzde 37’si iklim sorunlarıyla mücadele için kullanılacak. Bu süreçte, kamu sektörü olduğu kadar, özel sektöre de çok önemli bir rol düşecek.

Bu dönüşüm ticareti nasıl etkileyecek?

AB, Ortak Pazar’da özel sektör ve kamunun sürdürülebilir yatırımlarını artırmayı amaçlıyor. Uluslararası pazarlarda ise belirli sektörler için karbon sınırları oluşturarak, kendisi ile aynı iklim hedeflerini paylaşmayan ülkelerin rekabet avantajını ortadan kaldırabilecek. Bu sürecin ayrıca hem yatırım hem de dönüşüm maliyetleri olacak. Sınırda karbon düzenlemesinin ticarete yansıtıldığı durumda karbon fiyatlandırması ve karbon maliyeti de oluşacaktır. Geçmişte ucuz hammadde ve emeğin yarattığı maliyet avantajını ve rekabet gücünü bundan sonra düşük emisyonlu üretim sağlayacaktır. Yeşil Mutabakat ticaretin kurallarını değiştirdiğinde, bugüne kadar AB’ye ihracat yapan firmaların fabrikada hangi tür enerjiden elektrik ürettiğini, üretim sürecinde çıkarılan emisyon oranını ve şirketin karbon ayak izini belgelendirmesi gerekecek.

Enerji sektörü nasıl etkilenecek ?

Enerji sektörü Yeşil Mutabakatın asıl unsurlarından biri olarak tamamen dönüşmek zorunda kalacak. Fosil yakıtlardan yenilenebilir veya karbon-nötr yakıtlara geçiş ve bu geçişin hızı ülkelerin yeni dünya düzenindeki konumunu belirleyecektir. Ayrıca küresel ham petrol ithalatının yüzde 20’sini gerçekleştiren Avrupa’nın bu ithalatı yapmadığı ve bunun yerine nadir elementlerin net ithalatçısı olduğu bir senaryoda küresel petrol piyasalarında fiyatlar düşecek ve dengeler değişecektir.

Özel sektör sürece nasıl bakıyor?

Şirketlerin büyük bir bölümü karbon vergisini destekliyor ve bu dönüşümün yeni fırsatları ve iş alanlarını beraberinde getireceğine inanıyor. Sürdürülebilirlik, şirketlerin gündemlerinde istikrarlı bir şekilde ilk sıralara ilerliyor. Şirketler yatırımcıların baskılarına yanıt vererek çevre, toplum ve yönetişim kriterlerini (ESG) temel alan yatırımlara yöneliyor. Yeşil Mutabakat Avrupa değer zincirleri içinde yer alan Türkiye imalat sanayii için de bir dönüşüm baskısı oluşturacak. AB pazarında değişen standartlar ve üretim anlayışı ile birlikte üretimin de o şekilde değişmesi gerekecek. Burada en önemli unsur karbon ayak izinin azaltılması ve sera gazı emisyonlarının sınırlandırılması. Bu dönüşüme ayak uydurmak için tüm şirketlere ve imalatçılara düşen yükümlülükler olacak.

Yeşil Mutabakat, yatırım teşviklerini şekillendiriyor

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, yaptığı açıklamada “Avrupa Yeşil Mutabakatı kapımızda, çok sıkı takip ediyoruz.” dedi. Türkiye’nin etkilenebileceği sektörlerin çelik, çimento ve alüminyum sektörleri olduğunu kaydeden Dönmez, “Bu konularda çalışma yapıyoruz, teşvik sistemimizi de tekrar gözden geçiriyoruz. Güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi tabanlı enerji yatırımlarını destekliyoruz. Mesela bir çelik tesisi yapılıyorsa o çelik tesisiyle beraber güneş panelleri yapılıyorsa o panelleri teşvik kapsamına koyuyoruz ve destekliyoruz” dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dönmez, “Yatırım teşvik sisteminde enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, atıkların geri dönüşümü, çevre lisansına tabi yatırımlar gibi başlıkları açtık, hâlâ üzerinde çalışıyoruz. 3305 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar var. Orada da çevre odaklı, çıktı odaklı, atık odaklı bazı düzenlemeler yapmayı planlıyoruz.” diye konuştu.