Gün geçtikçe artan dünya nüfusunun beraberinde getirdiği üretim ve tüketim sayılarındaki yükselmeler, çevre kirliliğinin artması, sınırlı olan doğal kaynakların korunması ve enerji tasarrufu sağlamak gibi sebepler geri dönüşüm kavramının önemini artırmaktadır. Tekstil sektörünün hammaddesi olan pamuk üretim ve işleme aşamalarında yüksek su ve enerji kullanımı gerektirmektedir. Üretim süreçlerinin neden olduğu çevre kirliliği, tekstil sektörünün sürdürülebilirlik bakımından en önemli sorunlarındandır. Dünyada petrol sektöründen sonra en çok kirlilik yaratan ikinci sektör olan tekstil sektörü içinde çalışmalar gün geçtikçe daha da artarak hız kazanmaktadır. Tekstil sektörü için uluslararası çözümler üretmek isteyen kuruluşların geri kazanım ve yeniden kullanım alanlarında çalışmalar yürütmesi bir zorunluluk haline gelmektedir.
Genel anlamda geri dönüşüm; yeniden değerlendirilme imkânı olan atıkların çeşitli fiziksel ve/veya kimyasal işlemler neticesinde ikincil hammaddeye dönüştürülerek tekrar üretim sürecine dâhil edilmesi olarak tanımlanabilir. Tekstilde sürdürülebilirlik için uzun yıllar kullanım imkânı sunan yavaş moda hareketinin yanı sıra, tekstil atık ve artıklarının değerlendirilmesi veya başka alanlarda kullanılması amacıyla geri dönüşüm faaliyetleri son yıllarda önem arz etmektedir. Bu geri dönüşüm faaliyetlerinde 3R (Reduce-Reuse-Recycle) yaklaşımı öne çıkmaktadır.
Azaltım (reduce), yeniden kullanım (reuse) ve geri dönüşüm (recycle) kelimelerinin İngilizce baş harflerinden oluşan 3R yaklaşımı, sürdürülebilirlik açısından çok önemli bir adımdır. Azaltım yönteminde amaç, kaynak kullanımını azaltmak olarak tanımlanabilir, yani daha az hammadde ile üretim yapılması hedeflenmektedir. Yeniden kullanım yönteminde amaç, kullanılamayan malzemelerin tekrar değerlendirilmesi olarak tanımlanabilir, yani tekrar işe yarar hale getirmek hedeflenmektedir. Geri dönüşüm yönteminde ise amaç, kullanılan malzemelerden yeni bir ürün elde etmektir, yani elden çıkarılan malzemeler ile yeni ve kullanışlı ürün elde edilmesi amacıyla tekrar işlenmesi hedeflenmektedir.
Tekstil geri dönüşümünde birkaç farklı yaklaşım öne çıkmaktadır. Bunlardan ilk yaklaşım; orijinal formdaki ürünlerin tekrar kullanılması şeklindedir. Kumaş kırpıntıları ve kullanılamaz durumdaki tekstil ürünleri, geri kazanım merkezlerinde toplanarak geri dönüşüm sürecine dahil olabilirler. Bu malzemeler renk, şekil, tip vb. bileşenlerine göre sınıflandırılmaktadır. Bu sınıflandırmadan sonra birincil yaklaşımdan elde edilen, kullanılabilen özelliklere sahip olan tekstil malzemeleri, belirli temizlik işlemlerinden geçtikten sonra, ikinci kalite olarak ürün olarak kullanıma sunulabilmektedir.
İkinci yaklaşımda; ayırma işleminden sonra tekstil atıklarının ve üretim atıklarının geri kazanımı için mekaniksel, termomekaniksel, kimyasal, enerji elde etme ve diğer yöntemler gibi çeşitli yöntemler uygulanmaktadır.
Mekaniksel yöntemde, toplanan atıkların kesme, şifonöz vb. makinalarla parçalama, taraklama ve diğer mekanik işlemler ile tekrar liflere dönüştürülmesi sağlanabilmektedir. Atıkların işlenmesi sonucunda temizlik ve keçe malzemesi yapılabilmekte, doğal hammaddeler ile iplik atıkları karıştırılarak yeniden prosese dâhil olabilmektedir.
Termo-mekaniksel yöntemde, poliamid, poliester gibi termoplastik lifler tekrar granül haline getirilerek plastik ve lif üretiminde kullanılmaktadır. Kimyasal yöntemlerde, atıklar depolimerizasyon ile hammadde veya ara ürüne dönüştürülmekte ve bu ürünler farklı amaçlarla kullanılmaktadır.
Derişik asit ile selüloz esaslı liflerin hayvansal esaslı olanlardan ayrılması veya elektrostatik yöntemle poliester liflerinin ayrılması şeklinde uygulanan kimyasal yöntemler de bulunmaktadır.
Diğer yöntemler ise kullanım ömrü bitmiş veya kullanılmayacak ürünlerin yeniden kazanımının mümkün olmadığı atık depolama alanlarına gönderilmesi, temizlik bezi olarak kullanıma devam edilmesi veya gerekli olacağı düşüncesiyle saklanması işlemlerini kapsamaktadır. Her yeni üretimde su, enerji, kimyasal madde tüketilmekte ve bu süreç her yeni ürün için tekrarlanmaktadır. Diğer yandan, geri kazanılan tekstil atıklarından yola çıkılarak elde edilen ürünler daha az enerji ile üretilebilmektedir. Bu nedenle, geri kazanım sayesinde su, kimyasal ve enerjiden de tasarruf edilebilmektedir.
Döngüsel ekonomide birincil hammaddelerin, mümkün olduğunca geri kazanılmış ve başka bir amaç için kullanmak üzere değiştirilen materyallerle ikame edilmesi hedeflenmektedir. Döngüsel ekonomi AB ortak hedefi olarak, belediye atıkları için 2030 itibarıyla %65, ambalaj atıkları için %75 geri dönüşüm hedefi getirilmiştir. Türkiye’de ise evsel atık ve endüstriyel atıklar birlikte değerlendirildiğinde her yıl yaklaşık olarak 1.155.000 ton tekstil atığının ortaya çıktığı görülmektedir. Bu atıklar, geri kazanılabilir niteliktedir.
Atık toplama istatistiklerine göre toplam atığın %3’ü tekstil atıkları olup günde yaklaşık 2.500 ton kullanılmış kıyafet ve tekstil işlenemeden çöpe gitmektedir.
Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı tarafından 2021 yılında hazırlanmış olan Bursa İli Tekstil Geri Dönüşüm Tesisi Ön Fizibilite Raporu’na göre, 2014 yılı verilerine göre Türkiye’de bir yılda yaklaşık olarak 800 bin ton tekstil atığı oluşmuştur. Bu atıkların 450 bin ton’u elyaf tekstil ürünleri ve 350 bin ton’u ise evsel atık kaynaklıdır. Tekstil atıklarının çevresel maliyetinin yanı sıra, bu veriler temel alınarak yapılan hesaplamalara göre Türkiye’deki yıllık tekstil atıklarının bertarafı yaklaşık 40-45 milyon TL değerinde mali yük getirmektedir. Tekstil sektörü ayrıca 2014 yılı Türkiye Tehlikeli Atık Beyan Sistemi (TABS) verilerine göre en çok tehlikeli atık meydana getiren sektörler sıralamasında 8. sıradadır. Gerek çevresel gerek finansal maliyetlerin azaltılabilmesi için tekstil sektöründe geri dönüşümün, tekstil atıklarının geri dönüşümü ile elde edilen malzemelerin ve diğer atıkların geri dönüşümüyle üretilen tekstil üretimi girdilerinin kullanımının yaygınlaştırılması önem taşımaktadır. Türkiye’de çok az sayıda lisanslı atık toplayıcısı bulunmaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından atıkların toplanması yetkisi Tehlikesiz Atık Toplama ve Ayrıştırma (TAT) ya da Geri Dönüşüm Tesisi Lisanslarına sahip firmalara verilmiş olmasına karşın sektörde lisanslı toplayıcı sayısı oldukça azdır.
Türkiye’de atık tekstil konusunda gerçekleştirilen çalışmalar incelendiğinde firma sayısı açısından en yoğun bölge İstanbul olarak göze çarpmaktadır. Atık tekstillerinin geri dönüşümü yönünde toplanması, işlenmesi, dağıtılması ve değerlendirilmesi süreçlerinde yurt dışındaki örneklere kıyasla Türkiye’de Adana, Bursa, Kayseri ve Gaziantep illerinde bu alanda faaliyet gösteren az sayıda şirket mevcuttur. Uşak ilinde ise bu konudaki deneyim diğer illere kıyasla daha yüksektir. Türkiye tekstil geri dönüşümü sektöründe yaklaşık %80’lik paya sahip Uşak'ta bulunan fabrikalarda yılda 450 bin ton tekstil atığı işlenmektedir.
Sonuç olarak; tekstil sektöründe Avrupa’da ve dünya sıralamasında üst sıralarda olan ülkemizde, Bursa ili öne çıkan şehirler arasında yer almaktadır. 2018 yılı Atık Beyan Sistemi verilerine göre Bursa ilinde çeşitli atık kodlarıyla toplam 18.253.183 kg tekstil atığı lisanslı toplama ayırma ve geri dönüşüm firmalarına gönderilmiştir. Tekstil sektöründen kaynaklı atıkları geri dönüştürülerek ekonomimize tekrar kazandırılması sürdürülebilirlik ve ekonomik açıdan büyük önem arz etmektedir. Bursa ilinin güçlü üniversite-sanayi işbirliği potansiyeline sahip olması, döngüsel ekonomi programlarının AB ülkelerinde yaygınlaşması, “Sıfır Atık” bilinciyle kamuoyu farkındalığının daha da artması Bursa ili için tekstil geri dönüşümü sektörünün önündeki fırsatlar olarak değerlendirilmelidir.
Prof. Dr. Mehmet Karahan
BUTEKOM Akademik Danışmanı
BUÜ Öğretim Üyesi