Şubat 2025’te AB Komisyonu, sürdürülebilirlik kurallarına ilişkin ilk Omnibus paketini önerdi ve AB sürdürülebilirlik raporlama gerekliliklerini basitleştirmeyi ve azaltmayı amaçladı. Bu değişiklikler idari yükleri hafifletmeyi hedeflese de AB’nin sürdürülebilirlik çabalarında olası geri adımlar konusunda endişeleri beraberinde getirdi.

Latince kökenli bir kelime Omnibus. “Her şeyi kapsayan”, “Herkes için” anlamlarına geliyor. Burada “Omnibus Düzenleme”, “birçok farklı konuyu kapsayan geniş kapsamlı bir yasal düzenleme” anlamında kullanılıyor.

AB Yeşil Mutabakatı kapsamında neler yapılmıştı?

Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında, 2050 yılına kadar iklim nötr olmayı ve daha sürdürülebilir, döngüsel bir ekonomi oluşturmayı hedefleyen AB Komisyonu, çeşitli düzenlemeler sunmuştu

1- Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD): CSRD, şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) performansları hakkında raporlama yapmasını zorunlu kılan bir düzenlemedir.

2- AB Taksonomi Yönetmeliği (EU Tax-VO): Sürdürülebilir faaliyetler için AB Taksonomisi, hangi ekonomik faaliyetlerin çevresel açıdan sürdürülebilir olduğunu netleştirmek amacıyla oluşturulmuş bir sınıflandırma sistemidir.

3- Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi (CSDDD): Bu direktif, şirketlerin operasyonlarında ve küresel değer zincirlerinde sürdürülebilir ve sorumlu kurumsal davranışları teşvik etmeyi amaçlıyor.

4- Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM): Avrupa Birliği'ne ithal edilen belirli karbon yoğun ürünlerin üretim süreçlerinde ortaya çıkan emisyonları fiyatlandırarak karbon kaçağını önlemeyi amaçlıyor.

Omnibus Ne Yapmayı Amaçlıyor?

Omnibus paketinin temel amacı, AB’deki CSRD (raporlama), CSDDD (özen yükümlülüğü) ve AB Taksonomisi gibi sürdürülebilirlik düzenlemelerini sadeleştirerek şirketlerin raporlama yükünü azaltırken, rekabetçiliği artırmak ve yatırım ortamını iyileştirmek. Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM) için de bazı basitleştirme önerileri sunuyor.

Özetleyecek olursak öneri aşağıdakileri hedefliyor:

  • CSRD, CSDDD ve AB Taksonomisi’nin birleştirilmesi.
  • Şirketler için raporlama yükünün %25, KOBİ’ler için %35 azaltılması.
  • Sürdürülebilirlik düzenlemelerinin AB genelinde daha tutarlı hale getirilmesi.
  • SKDM’nin küçük işletmeler için basitleştirilmesi.

Omnibus paketi, AB Yeşil Mutabakatı hedeflerini zayıflatabilir mi?

Omnibus paketi küresel ekonomideki belirli değişikliklere tepki olarak geliştirildi ve kısa vadede fayda sağlayabileceği düşünülüyor.

Avrupa Komisyonu, 29 Ocak 2025 tarihinde yayımladığı AB Rekabetçilik Pusulası'nda, Avrupa Birliği'nin rekabet gücünü artırmak amacıyla düzenleyici karmaşıklığı azaltmayı ve sürdürülebilirlik raporlama gerekliliklerini sadeleştirmeyi hedefleyen bir dizi önlem sundu. Omnibus da bunlardan biri.

Ancak, Omnibus paketi Yeşil Mutabakat'ın ana bileşenlerinden biri olan şeffaflık ve hesap verebilirlik mekanizmalarını gevşetebilir. Özellikle temel düzenlemelerde yapılacak sadeleştirmeler, şirketlerin çevresel etkilerini daha az detayla raporlamasına neden olabilir. Bu da karbon ayak izi, iklim riskleri ve sürdürülebilir finansman konularında belirsizlik oluşturabilir.

Özellikle sürdürülebilir finans alanındaki düzenlemelerin esnetilmesi, yatırımcıların ve finansal kuruluşların şirketlerin çevresel performanslarını değerlendirme yetisini sınırlayabilir. Böylece, yeşil yatırımları teşvik eden piyasa mekanizmaları zayıflayabilir ve AB'nin 2050 karbon nötr hedefi için kritik olan finansal yönlendirme sekteye uğrayabilir.

Şu anki haliyle Omnibus paketi, sürdürülebilirlik düzenlemelerini zayıflatarak AB’nin Yeşil Mutabakat hedefleri açısından bir geri adım olarak değerlendirilebilir. Ancak, Komisyon'un iddiası, bu değişikliklerin rekabet gücünü artırmak ve özellikle KOBİ’lerin üzerindeki idari yükleri azaltmak için yapıldığı yönünde. Eğer bu sadeleştirmeler şeffaflığı ve iklim risklerinin hesaplanmasını zorlaştırırsa, uzun vadede Yeşil Mutabakat’ın temel hedefleri olan karbon azaltımı, döngüsel ekonomi ve iklim değişikliğine uyum politikalarını olumsuz etkileyebilir.

Paketin içeriği ve etkileri henüz kesinleşmediği için, düzenlemelerin nasıl uygulanacağı belirleyici olacak. Eğer sadeleştirme, sadece aşırı bürokratik süreçleri azaltmakla sınırlı kalır ve temel sürdürülebilirlik prensipleri korunursa, bu etki hafifleyebilir. Aksi halde, özellikle yatırımcılar ve büyük kurumsal aktörler için sürdürülebilirliği ölçme ve yönetme süreçlerinde önemli bir zayıflamaya yol açabilir.

Avrupa ekonomisi baskı altındayken ve siyasi eğilim sağa kayarken, Avrupa Komisyonu, AB’nin değişen jeopolitik ortamda rekabet gücünü koruyabilmesi için bu düzenlemelerin sadeleştirilmesi gerektiğini savunuyor. Ancak omnibus teklifinin AB’nin rekabet gücünü artıracağına dair herhangi bir kanıt bulunmuyor. Yani belirli raporlama gerekliliklerini kaldırmanın veya tedarik zincirlerinde ele alınması gereken riskleri azaltmanın, AB’de faaliyet gösteren şirketlerin rekabet avantajını büyük ölçüde artıracağına dair herhangi bir kanıt da bulunmuyor.