Sosyal ve toplumsal yönleriyle olduğu kadar ekonomik açıdan da önemli bir sınavdan geçiyoruz. Küresel ölçekte son 100 yılın en büyük krizi olarak nitelendirilen koronavirüs salgını, kamudan reel kesime, çalışma hayatının tüm aktörlerini derinden etkilemeye devam ediyor. İçinde bulunduğumuz yılı muhtemelen sert bir küçülme ve birkaç ay sürecek bir resesyonla kapatacağız. Buna rağmen bu süreçte diğer ülkelerden pozitif ayrışan Türkiye, tedarik zinciri, dirençli ekonomisi, sağlık altyapısı ve kriz yönetebilme becerisiyle yeni normalin lider ülkeleri arasında yer alma ihtimali en yüksek adayları arasında yer alıyor.
Bu zor günlerde milli birlik ve dayanışma ruhunu bir kez daha sergileyen Türkiye, 55 ülkeye uzattığı yardım eliyle tüm dünyanın takdirini toplarken, uluslararası yatırımlar ve güçlü işbirlikleri için de yeni bir iklimin oluşmasına imkan sağlamıştır.

Özellikle salgının ortaya çıktığı Çin’e karşı oluşan tepki ve ABD ile yaşadığı sorunlar, bu ülkenin dünya ticaret pastasında yüzde 30’lara ulaşan payını düşürebilir. Çin’in irtifa kaybı ise hem alternatif üretim lokasyonlarında hem de en önemli dış ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği pazarında önemli bir hareketlilik oluşturacaktır. 
Diğer taraftan farklı sektörlerde faaliyet gösteren birçok uluslararası şirketin, şimdiden yeni tedarik zincirlerini tasarlamaya, coğrafi kaynak çeşitliliğine gitmeye ve yerel alternatifler oluşturmaya başladığı bir dönemde Türk şirketlerimiz için de yeni fırsatlar ortaya çıkmıştır.

Bu süreç aynı zamanda Sayın Cumhurbaşkanımızın yerlileşme ve millileşme konusundaki hassasiyetinin önemini de bir kez daha ortaya koydu. Ülkemizi üreten ve tasarlayan bir ülke konumuna taşımamız artık bir tercih değil zorunluluk haline gelmiştir. Tıbbi cihazlardan gıdaya, savunma sanayinden tekstil sektörüne kadar tüm alanlarda çalışmalarımızı hızlandırmamız gerekiyor. Koronavirüs sonrası oluşacak yeni dünya düzeninde ülkemizin konumunu bu alanlarda kat edeceğimiz mesafe belirleyecektir.

Bursa iş dünyası temsilcileri olarak yeni fırsatlara odaklanarak belirleyeceğimiz yol haritalarıyla ülkemizi dünyanın en hızlı yükselen ekonomileri arasına taşımaya hazırız.
BTSO olarak salgının en başından bu yana bütün imkanlarımızla, üyelerimizin bu zorlu süreci en az hasarla atlatması için seferber olduk. Son olarak yeni Nefes Kredisi projesini de üyelerimizin kullanımına sunduk. 45 bin üyemizden aldığımız gücü yeniden üyelerimizin kullanımına sunmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Kredinin iş dünyamız için hayırlı olmasını diliyorum.

Yaşadığımız olağanüstü dönem yalnızca üyelerimize değil şehrimize ve insanımıza karşı da bize büyük bir sorumluluk yüklüyor. Her yıl mübarek Ramazan ayında düzenlediğimiz iftar sofraları geleneğine bu yıl koronavirüs salgınına karşı alınan tedbirler dolayısıyla ara vermek durumunda kaldık. Bu yıl bunun yerine 10 bin aileye gıda yardım paketlerimizi ulaştırdık. Ayrıca Ramazan ayı boyunca DOSABSİAD ile birlikte fedakar sağlık çalışanlarımızın iftar ve sahur kumanyalarına destek oluyoruz.

Yaşadığımız sıkıntılı günleri dayanışma ve yardımlaşma ile aşacağız. Bu vesileyle hem mübarek Kadir Gecenizi hem de Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum.