Türkiye’nin pek çok ilinde mülki idare amirliği yaptınız. Ekim ayında ise Konya’dan Bursa Valiliği’ne atandınız. Şehir ve iş dünyası hakkında ilk izlenimlerinizi paylaşır mısınız?
Onlarca farklı medeniyetin yurdu olan Bursa; tarihi ve kültürel mirası, turizm, ticaret ve sanayisi ile Türkiye’nin en önemli şehirlerinden birisi. Osmanlının ilk başkenti. Osman Gazi, Orhan Gazi, Emir Sultan Hazretleri, Üftade Hazretleri gibi maneviyat mimarları burada. İpek Yolu gibi önemli ticaret yolunun üzerinde, İslam alemi tarafından beşinci makam olarak kabul edilen Ulu Camii Bursa’nın simgesi durumunda. Bir çok mimari yapı ile süslenmiş, devrinin tanınmış medreseleri ile bilim aleminin merkezi olmuş bir il. Tüm bunları göz önüne aldığımızda Bursa, tam bir açık hava müzesi ve önemli bir ticaret merkezi.
Osmanlı’nın Dibacesi Bursa, tarihini, kültürel mirasını, sanayisini, ticaretini ustalıkla harmanlamış bir şehir. Bundan dolayı herkeste heyecan uyandıran bir kimliği ve karakteri var. Bugün Bursa, coğrafi, ekonomik ve sosyal yapısı gereği ülkemizin en fazla göç alan şehirlerinden birisi olduğundan Bursa’da tüm coğrafyadan insanlar bulunmakta ve Türkiye'nin her yerinden gelen vatandaşlara kucak açmış bir ilimiz. Müthiş bir hafızası var, bilgi birikimi var.
Dünyada dikkat çeken şehirlerden birisi.
Ülkemizin orta, yüksek ve ileri teknoloji yatırımlarının aktörlüğünü üstlenen Bursa iş dünyasının ise şehrin ve Türkiye ekonomisine yapmış olduğu katkı, hem katma değer hem istihdam açısından, hem de teknolojik açıdan oldukça önemli.
Bursa’nın yakalamış olduğu başarıların altında hiç kuşkusuz iş dünyası temsilcilerimizin azmi ve heyecanı yatmaktadır. Gelecek için tek vücut olmayı başaran Bursa iş dünyası, Bursa Büyürse Türkiye Büyür inancını, sadece kentimiz için değil Türkiye’miz için de çok güçlü bir eyleme dönüştürmüş ve bu dönüşüm Bursa’yı, ileri teknoloji gerektiren alanlarda da öncü ve söz sahibi bir konuma taşıyarak çok sayıda firma, savunma ve havacılık gibi ülkemizin milli projelerinde aktif rol üstlenmeye başlamıştır. Bursa, Türkiye’mizin hayal ettiği ve hedeflediği projelerin uygulama sahası olmuştur.
Bütün bunlar da Bursa iş dünyasının, yüksek teknolojide olduğu kadar ihracatta da yaptığı yeni atılımların ne kadar isabetli olduğunu gözler önüne sermektedir.
Türkiye’nin ihracat odaklı kalkınma hedeflerine en yüksek katkıyı veren kentlerin başında Bursa geliyor. Bursa’nın Türkiye ekonomisindeki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bursa, ekonomik olarak her zaman Türkiye ekonomisine yeni ivmeler kazandıran önemli bir lokomotif görevi üstlenmiş bir il. Buradan hareketle, şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki Bursa sanayisi, hem üreten hem de ürettiğini ihraç eden konumuyla Türkiye ekonomisinin önemli yapı taşlarından birisini oluşturmaktadır.
Bugün Bursa, ekonomi açısından rüştünü ispat etmiş bir şehir. İstanbul, İzmir aksında yer alması, Anadolu’nun batıya açılan kapısı konumunda olması, ulaşılabilirliği, gelişmiş altyapısı, dinamik girişimcileri ve yüksek iş kalitesi ile uygun yatırım ortamı, 13 bin 700 dolar kişi başına düşen milli gelir ile Türkiye’nin gelir seviyesi en yüksek 4. şehri olması, yüzde 8’in altındaki işsizlik oranı ile Türkiye ve AB ortalamasından daha iyi performans göstermesi, tarihi süreçten gelen ticaret kültürü, Türkiye’nin ilk organize sanayi bölgesinin burada kurulmuş olması, tekstil, otomotiv, makine, mobilya ve tarımda güçlü üretim altyapısı, Fiat, Bosch, Renault gibi dünya devleri ile birlikte 1000’e yakın uluslararası yatırımcının şehrimizi tercih etmesi, toplam 21 sanayi bölgesi ve 1 adet serbest bölgeye sahip olması, lojistik geçiş bağlantıları sağlayan stratejik coğrafi konumu, deniz, kara, hava ve demiryolu entegrasyonu yatırımları, tarihi çarşı ve hanlar bölgesi ile UNESCO dünya mirası listesinde yer alması, dünya standartlarında eğitim veren 2 üniversiteye (Uludağ, Bursa Teknik Üniversitesi) sahip olması, kış ve doğa sporları turizmi, kongre, termal, sağlık, tarih ve inanç turizmi bakımından yüksek potansiyeli ve verimli ovaları, doğal zenginlikleri bu şehri Osmanlı Başkentliğinden neredeyse ekonomi başkentliğine kadar getirmiş.
Küresel ekonomide ve Türkiye’nin gelişmiş ihracat pazarlarında yaşanan ekonomik toparlanmaya bağlı olarak Türkiye’nin ihracatı 2017 yılında ciddi bir yükselişe geçmiş. Bursa’ya bakıyorsunuz Türkiye’nin gölgesi. Yani ülke nereye gidiyorsa Bursa da oraya gidiyor. 2017’de İstanbul’un ardından 14 milyar dolarlık ihracat rakamı ile Türkiye’nin ikinci ekonomi başkenti olmuş.
2018 yılı Ağustos ayı sonu itibarıyla 9 milyon dolarlık ihracat rakamıyla ikinciliğini korumuş.
Bursa; 2018 yılı Eylül ayı sonu itibariyle 10 milyon 165 bin 796 dolar,
Ekim ayı sonu itibarıyla 11 milyon 342 bin dolar,
Kasım ayı sonu itibarıyla da 12 milyon 420 bin dolar ihracata ulaşmıştır.
Bu rakamlar Bursa’nın ekonomik sinerjisinin güçlülüğünü göstermektedir.
Bursa ekonomisinin diğer güçlü bileşeni de tarımıdır. Toplamda 1.088.638 hektar alanın 340.912 hektarını tarım yapılan kültür arazisi teşkil etmektedir. İlimizde bulunan kültür arazilerinin durumuna baktığımızda ise tarla bitkilerinin toplam arazinin yarısına yakınında (% 41,8) üretildiğini, meyveliklerin (Bağ ve zeytinlik dahil) yaklaşık % 26 ile ikinci sırada yer aldığını görmekteyiz. Yaklaşık % 14’lük kısmında yapılan sebze üretimi ise Bursa’yı önemli bir sebze üretim merkezi yapmıştır.
Diğer bir bileşen turizm. Bursa turizmi deyince akla, Uludağ ve sağlık turizmi, alternatif sporlar, termal ve medikal turizm olanakları ve inanç turizmi gelmektedir.
Tüm bunlar gösteriyor ki Bursa, Türkiye ekonomisine önümüzdeki yıllarda daha da fazla yön verecektir.
Sayın Valim, liderliğini üstlendiğiniz Türkiye’nin mega endüstri bölgeleri projesinin en önemli halkası olan TEKNOSAB projesi hakkında neler söylersiniz? Sayın Cumhurbaşkanımızın da bizzat takip ettiği
projenin planlanan şekildi tamamlanabilmesi için yapılan çalışmaları anlatır mısınız?
Sayın Cumhurbaşkanımızın da yakından takip ettiği Bursa Teknoloji Organize Sanayi Bölgemiz, hedef sektörlerdeki kümelenme grupları, avantajlı lojistik imkanları ve üniversitesiyle birlikte tamamlandığında sadece Bursa’mız için değil Türkiye’miz için de gurur vesilesi olacaktır. Ülkemizin gelecek hedeflerine büyük katkı sunacak ve Bursa yüksek teknoloji üretiminin merkezi olacaktır.
Türkiye’nin ihracat hedeflerine ulaşmasında yüksek teknolojinin önemi artık herkes tarafından bilinmektedir. Bu noktada TEKNOSAB, Türkiye’ye ve kentimize ivme kazandıracak bir proje.
Toplamda 25 milyar dolarlık yatırım.
“Yerli, Yenilikçi ve Yeşil Üretim” vizyonuyla projelendirilmiş.
Endüstriler arası işbirliği, üniversitesi, ar-ge ve mükemmeliyet merkezleri ve lojistik altyapısıyla hayat bulacak.
Türkiye’nin ihracatına 40 milyar dolarlık katkı sağlaması hedefleniyor.
İhracatçı sayısının 10.000’e, ihracatında 75 milyar dolara çıkmasıamaçlanıyor.
Bursa’nın 4 dolar olan kilogram başı ihracatı 8 dolar’a, kişi başına düşen milli geliri de 35.000 dolara yükselecek.
Altyapı çalışmalarının hızla sürdüğü ve 150 bin kişiye iş imkânı sağlayacak olan TEKNOSAB Projesinde, rüzgar enerji yatırımlarıyla da bölgenin ihtiyacı olan enerji kaynağının yüzde 40’ını yenilenebilir enerji kaynaklarıyla sağlamak öncelikli hedefler arasında. Ölçek ekonomisine geçişte Bursa’daki yatırımların da önünü açacaktır. Başta yerli otomobil projesi olmak üzere TEKNOSAB’da, uluslararası nitelikteki firmaların hedefledikleri yatırımlarla birlikte bölgemiz daha da güçlü bir kimliğe kavuşacak.
42 bini aşkın üyesiyle Türkiye’nin en büyük ticaret ve sanayi odası konumunda bulunan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, ‘Bursa Büyürse Türkiye Büyür’ mottosuyla gerçekleştirdiği çalışmalarla rol model oluyor. BTSO’nun vizyonu ve projelerini nasıl değerlendirirsiniz?
Ticaret ve sanayi odaları bir kentte çok önemli yapılardır. Kamu niteliğinde olsa da sanayicilerin bir araya gelerek oluşturduğu kentin geleceğini yönlendiren, şekillendiren en önemli dinamiklerdir.
Bursa ekonomisinin kaptan köşkünde yer alan BTSO’nun ; “Bursa Büyürse Türkiye Büyür” mottosuyla gerçekleştirdiği çalışmalarla gerçekten Bursa büyüdükçe Türkiye de büyüyor.
Geçtiğimiz yıl küresel ekonomide ve Türkiye’nin gelişmiş ihracat pazarlarında yaşanan ekonomik toparlanmaya bağlı olarak Türkiye’nin ihracatı 2017 yılında ciddi bir yükselişe geçmiş. Bursa da 2016 yılında ihracatta gösterdiği önemli artışın ardından 2017 yılında da ihracat artışını sürdürmüş. İşte bu artış eğilimi ilimizin sanayi ve ihracattaki gücünü ortaya koymaktadır.
BTSO yönetimi, “Bursa’nın ekonomik, sosyal ve kültürel dönüşüm ve gelişiminde aktif rol alarak, Türkiye'nin tasarım, inovasyon, Ar-Ge, çevreye duyarlı yüksek teknoloji, katma değeri yüksek ürün ve markalaşmaya dayalı büyüme hedeflerinde Bursa’yı merkez konumuna getirecek projeleri hayata geçirerek Türkiye’de ve dünyada örnek gösterilen öncü bir kurum olmak.” vizyonuyla, mega projeleri ve bu projeleri hayata geçirme konusunda da ciddi çabaları olan bir yönetim.
Sanayi, hiç şüphesiz Bursa ekonomisinde büyüme ve gelişmede öncü rolü oynamaya devam etmektedir. Tabi bunun yanı sıra mega projeler, gerek Bursa gerekse ülke ekonomisine farklı katkılar sağlayacak çok önemli çalışmalardır. Hali hazırda kimisi hayata geçmiş kimisi de hayata geçmeyi beklemektedir. Bu projeleri ciddi manada takip ediyoruz. Bursa ekonomisine değer katacak her türlü çalışma yapılmış, yapılmaya da devam ediliyor.
Tabii tüm bunların merkezinde BTSO gibi güçlü bir dinamik var. Özverili çalışmalar, destek ve birliktelik ile hayata geçirilen projeler; katma değerli üretim ve ihracat potansiyeli ile birlikte ülkemizin sanayi dönüşümünün sembolü olacaktır.