Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından düzenlenen “DEİK ile Ticari Diplomasi Yolculuğu” buluşmalarının ilkine ev sahipliği yaptı. DEİK Başkanı Nail Olpak, "Dünyanın dört bir tarafına yayılan, bugün itibarıyla büyükelçilik sayısından biraz fazla, dünya üzerindeki ticaret müşavirliği sayısından da daha fazla noktaya yayılmış çok güzel bir network havuzu sunuyoruz." dedi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı ve DEİK Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Burkay, Türkiye’nin dünyanın ilk 17 ekonomisi arasında yer almasında Bursa’nın kilit rol oynadığını söyledi. Başkan Burkay, “Bursa’nın sanayi kenti kimliği, Türkiye ekonomisini hedeflerine taşıyacak büyük bir güce ulaştı. Bursa, 16 milyar dolar ihracat gerçekleştiren, 10 milyar dolara yakın ithalatı olan bir kent. İhracat birim değerine baktığımızda ise 4 dolar ile Türkiye’nin hedeflerini şimdiden yakalamayı başarmış bir şehir. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası olarak Bursa’nın geçmişten gelen bu gücünü geleceğe taşımak adına projeler üretiyoruz.” dedi.

“OYUN PLANINI İYİ KURGULAMALIYIZ”

Türkiye’nin dünyanın ilk 10 ekonomisi hedefi bulunduğunu anımsatan Başkan Burkay, bunun kolay bir yolculuk olmadığını belirterek, "BTSO olarak DEİK ile yurt dışında çok önemli faaliyetleri hayata geçiriyoruz. Fotoğrafın büyüğünü doğru tahlil edemedikçe kendi oyun planımızı kurmamız mümkün değil. Bugün sahip olduğumuz gücü ve kabiliyeti doğru hesaplayıp geleceği şekillendirecek yol haritamızı da hep birlikte çıkarmamız gerekiyor." dedi.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, DEİK tarafından düzenlenen programın Bursa’da başlamasının önemli olduğunu belirterek, etkinliğin Bursa ve Türkiye için hayırlı olmasını diledi.

"146 İŞ KONSEYİ İLE FAALİYET GÖSTERİYORUZ"

Daha sonra, DEİK Başkanı Nail Olpak moderatörlüğünde, gazeteciler Hakan Çelik, Vahap Munyar ve Abdurrahman Yıldırım'ın katıldığı panele geçildi.
Panelde konuşan Olpak, iş dünyasına dış ticarette pusula görevi gören, yeni ufuklar açan DEİK'in 1985 yılında kurulduğunu anımsattı. Ülkeler arası iş konseyleriyle faaliyet gösteren DEİK'in, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın talimatıyla başbakanlığı döneminde kurulduğunu anlatan Olpak, "Bugüne geldiğimizde tüm dünyaya yayılmış 146 adet ülke bazlı iş konseyi ile faaliyet gösteriyoruz. Bunun içinde Türkiye-Bulgaristan İş Konseyi de var, DEİK'e girdikten sonra öğrendiğim Yeşil Burun Adaları İş Konseyi de var. Dünyanın dört bir tarafına yayılan, bugün itibarıyla büyükelçilik sayısından biraz fazla, dünya üzerindeki ticaret müşavirliği sayısından da daha fazla noktaya yayılmış çok güzel bir network havuzu sunuyoruz." ifadelerini kullandı.
Olpak, sivil toplum kuruluşu olan DEİK'in Ankara, hükümet ve devletle bağlarının da olduğunu aktardı. Sektörel değil ülke bazlı yapılandıkları için kendileri için güzel bir sinerji oluştuğunu söyleyen Olpak, şunları kaydetti:

"DEİK Yönetim Kurulu olarak iyi olduğunu düşündüğümüz faaliyetler içindeyiz ama bu faaliyetleri ne ölçüde duyurma konusunda aktifiz diye kendimize sorduk. Firmalar DEİK'ten nasıl faydalanabilir kısmını anlatmak için bu etkinliğin başlangıcını buradan yaptık. İkinci kısmı da ticari diplomasi diyoruz. Ülkelerin bugün geldiği nokta çerçevesinde ticaret ve diplomasinin beraber gitmesi gerekiyor ve burada sivil kanadın da aktif olması gerekiyor. Elbette siyasetçilerin, ülkeyi yönetenlerin yaptığı görüşmeler birinci planda ama sivil kanadın da sesinin yükseldiği çerçevede bunun etkilerini görüyoruz dediğimiz bir yapı var."

Ticari diplomasi, dış ticaret, ihracat ve ekonomi konularının ele alındığı panele, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve iş dünyasından temsilciler katıldı.

BOSCH Grubu Türkiye ve Orta Doğu Başkanı ve DEİK Yönetim Kurulu Üyesi Steven Young;

“KÜRESEL EKONOMİK BÜYÜMENİN KAYNAĞI ASYA ÜLKELERİ OLACAK”
BOSCH Grubu Türkiye ve Orta Doğu Başkanı ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu Üyesi Steven Young, Bosch Türkiye’nin yeni vizyonu, küresel ekonominin geleceği ve DEİK bünyesinde yürütülen faaliyetlere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. 
Stuttgart merkezli Bosch Grubu’nun 130 yıllık bir geçmişi bulunduğunu anlatan Steven Young, start-up girişimi olarak yola çıkan firmanın bugün dünya genelinde 410 bin kişiyi istihdam eden, yıllık 80 milyar euro satış gelirine sahip bir dünya devi haline geldiğini söyledi. Bosch Grubu’nun 4 temel faaliyet alanı bulunduğunu ifade eden Young, bu alanları mobilite çözümleri, sanayi teknolojileri, enerji ve bina teknolojileri ile dayanıklı tüketim malları olarak sıraladı.
TÜRKİYE İHRACATINDAN YÜZDE 1,5 PAY

Bosch’un Türkiye üzerinden Afganistan ve Pakistan’a kadar 16 ülkenin yönetildiğini söyleyen Steven Young, “Bosch, Türkiye’de geçen yıl 20,9 milyar lira satış geliri elde etti. Satış gelirinin 12,1 milyar değerindeki kısmını ihracat kaynaklı gelirler oluşturuyor. Bu rakam Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 1,5’una karşılık geliyor. Bu ihracattaki aslan payı Bursa’daki tesislerimizin.” dedi.

12 AY İÇİNDE FABRİKA KURUP İHRACATA BAŞLADIK

Bosch’un Türkiye’deki hikayesinin 1910 yılında başladığını, 1970 yılından bu yana ise Türkiye’de üretim yaptıklarını dile getiren Steven Young, Bosch Grubu’nun bugüne kadar Türkiye’ye 1 milyar euro’dan fazla doğrudan yatırım gerçekleştirdiğini anlattı. Üretim faaliyetlerine Bursa’da başladıklarını aktaran Young şunları söyledi: “2.500 metrekarelik alanda, otomotiv sektörüne yönelik üretimle başladık. Şu anda Bursa’da 10 bin kişi istihdam ediyoruz. Bursa’da 12 ay içinde sıfırdan fabrika kurup ihracat yapmaya başladık. Bu Bosch için bir rekordur. Ağırlıklı AB pazarı olmak üzere 45 ülkeye ihracat yapıyoruz. Sadece ürün değil, Türk mühendislerimizin yetkinliği sayesinde Japonya’ya, ABD’ye ve Almanya’ya Ar-Ge ve know how ihracatı da yapıyoruz. Önümüzdeki yıllarda da Türkiye’ye yatırım yapmaya devam edeceğiz. Bunda en önemli faktör çalışanlarımızın kalitesi, işi sahiplenmesi ve wsnek yaklaşımları olacak.”

“DİJİTAL DÖNÜŞÜM KONUSUNDA BTSO İLE ORTAK ÇALIŞMALARIMIZ VAR

Bursa’da BTSO ile stratejik işbirlikleri olduğunu söyleyen Young, özellikle dijital dönüşüm konusunda çalışmalar yaptıkların söyledi. “Bu alanda çalışanlarımızı ortak zeminlerde gerek tecrübe paylaşımı gerekse de yeni projelerin tasarımı ve girişimi şeklinde sürdürüyoruz” diyen Young, İbrahim Burkay ve ekibinin çalışmalarından son derece memnun olduklarını ifade etti.

NESNELERİN İNTERNETİNDE PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ 250 MİLYAR DOLARA ÇIKACAK

Dünyanın büyük bir değişim içinde olduğunu ifade eden Steven Young, bu yıkıcı değişimin iyi yönetilmesi gerektiğini anlattı. Bu doğrultuda Bosch’un vizyonunu teknoloji ve hizmet sağlayıcı bir firmadan, global IoT (nesnelerin interneti) firmasına evirdiklerini işaret eden Young, şunları belirtti: “Sensörler, software ve bulut teknolojieri üzerine çalışıyoruz. Yılda 1.7 milyar adet sensör üretiyoruz. 27 bin tane yazılım mühendisimiz var. Nesnelerin interneti pazarının gelecek yıl 250 milyar dolara ulaşması bekleniyor. 55 milyar adet akıllı cihaz birbirine bağlı olacak. Bu sektör 15 trilyon dolar yatırım çekecek. Dünyada bu kadar yatırım çekme potansiyeli taşıyan ikinci bir sektör yok.”

NÜFUSUN YÜZDE 70’İ BÜYÜK ŞEHİRLERDE YAŞAYACAK

Gelecekte dünyayı 4 ana trendin beklediğini söyleyen Steven Young, bu trendleri bağlanabilirlik, kentleşme, demografi ve enerji-iklim olarak sıraladı. Young, insanların gittikçe büyükşehirlerde yaşamaya başladığına dikkati çekerek, “2050 yılında dünya nüfusunun yüzde 70’i, yani yaklaşık 6 milyar insan şehirlerde yaşayacak. Bununla birlikte akıllı şehir büyük bir sektör haline gelecek. Otonom sürüşle birleşince yeni, muazzam sektörler ortaya çıkacak. Ayrıca insanlar artık uzun yaşıyor. 65 yaş ve üstü yaş grubu diğer yaş gruplarına kıyasla iki kat fazla büyüdü. Bununla birlikte insanların sağlıklı yaşlanabilmesi çok önemli hale geldi. Dijital teknolojilerin sağlık pazarındaki payı artmaya başladı. ” dedi. Young, 2030’da yüzde 50 daha fazla enerjiye, yüzde 40 daha fazla temiz suya ihtiyaç duyulacağını da sözlerine ekledi.

GELECEKTE BÜYÜMENİN KAYNAĞI ASYA ÜLKELERİ OLACAK

Steven Young, dünyadaki gelir dağılımının ciddi şekilde orta gelire doğru gittiğini söyledi. 2016 yılında 7,4 milyar dolar dünya nüfusunun 3,2 milyarının orta gelir grubunda bulunduğunu ifade eden Young, 2030 yılında 8,5 milyara çıkacak dünya nüfusunun ise 5,2 milyarlık kısmının orta gelir grubunda olacağını kaydetti. Ekonominin çarklarını döndüren gelir grubunun orta gelir grubu olduğuna dikkati çeken Steven Young, “Orta gelir grubu büyümeyi tetikler ve teşvik eder. Dünyada ağırlıklı Asya ülkeleri olmak üzere bu alanda ciddi bir büyüme öngörüyoruz. Dünyadaki toplam orta gelir grubunun üçte ikisi Asya’da oluşacak. Çin ve Hindistan öne çıkan ülkeler olacak. Diğer bölgelerde ise bu sınırlı gerçekleşecek. Bu durum gelecekteki ciddi büyümenin kaynağının Asya ülkeleri olacağına işaret ediyor.” diye konuştu.

TİCARET SAVAŞLARI ÇOK UZUN SÜRMEZ

Dünyanın gündeminde yer alan ticaret savaşlarına da değinen Steven Young, söz konusu rekabetin dünya ekonomisini yönetme hedefiyle yaşandığını belirtti. 1870 yılında İngiltere, Almanya ve Fransa’nın dünya ekonomisine yön veren üç ülke olduğunu kaydeden Young, “Bundan bir asır sonra ise ABD devreye giriyor. Şu anda Çin ve Hindistan ekonomisi dünyada söz sahibi olmaya başladı. Özellikle Hindistan çok sağlam şekilde ilerliyor. Yaşanan ticaret savaşlarının çok uzun sürmeyeceğini düşünüyorum. Ticaret savaşları dünya ekonomisinin büyümesini yavaşlatır. Bunun en kısa sürede aşılmasını bekliyorum.” dedi.

DEİK’TE 5 KONUYA ODAKLANDIK

DEİK’te Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye-Almanya İş Konseyi Başkanlığı görevlerinin bulunduğunu anımsatan Steven Young, Konseyin bu sene 5 konuya odaklandığını belirterek şu bilgileri paylaştı:
"Gümrük Birliği modernizasyonu konusunu Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ziyaretinde ciddi bir şekilde ele aldık. Küçük ve orta ölçekli işletmelerde dijital dönüşüm konusunda Almanya'daki BMW ile iş birliği yapıyoruz. İki yıl önce Türkiye ile Almanya arasında tarihi bir imza atıldı. Türkiye-Almanya Ortak Ekonomik ve Ticaret Komitesi (JETCO) ile ilk defa iki ülke ortak ekonomik faaliyet konusunda bir iş birliğine imza attı. Bunun devamı da geliyor. Karşı taraf ülkeyle birlikte üçüncü ülkelerde neler yapabiliriz? Burada Afrika ve Orta Doğu ülkeleri gündemimizde. Yani Türk ve Alman şirketleri bir araya gelip söz konusu diğer kıtalarda ortak iş yaparak güçlerini birleştiriyor. Son olarak Almanya’da satın alınabilecek ciddi firmalar var. Türkiye’deki girişimci ruhunun bu fırsatları değerlendirmesini hedefliyoruz. Alman ve Türk firmalarını vizyon ve bölgesel büyüme bir araya getiriyoruz. Bu anlamda ilerleme kaydediyoruz.”