Üretim, ihracat ve istihdam açısından Türkiye ekonomisinde önemli bir yere sahip olan tekstil ve hazır giyim sanayi, yeni tip koronavirüs salgınından en fazla etkilenen sektörlerden biri oldu.
 
İç ve dış talepte önemli bir daralma yaşanan sektörde belirsizlik ortamının son bulmasıyla güçlü bir toparlanma dönemine geçilmesini beklediklerini ifade eden sektör temsilcileri, salgın sonrası daha yüksek ihracat rakamlarına ulaşmayı hedefliyor.
 
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin: “Öncü Göstergeler Talebin Artacağına İşaret Ediyor”
 
Tekstil sektörü krizlere alışıktır. Ancak önümüzü göremediğimiz ve birçok şeyi yapamadığımız bir dönem yaşıyoruz. Ocak ve Şubat fuarlarında müşterilerden ciddi talepler almıştık ve 2020 için çok ümitliydik. Fakat salgın yayılarak en büyük pazarlarımız olan Avrupa ve Amerika'yı da etkiledi. Sanayimizde toplu bir kapama kararı verilmedi, çünkü sanayicilerin ihracat taahhütleri vardı, bunları yerine getirmek zorundalardı. Daha sonra siparişlerin azalmasıyla birlikte birçok firmanın üretime ara verdiğini biliyoruz. Bu süreçte tekstil sektöründe işçi çıkarma durumu yaşanmadı. Kısa Çalışma Ödeneği ve verilen destekler çok önemliydi. İhracat tarafından ise Nisan ayında Bursa olarak tekstilde yüzde 65 düşüş yaşadık. Ocak-Nisan döneminde de bir önceki yıla göre azalış yüzde 22. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü de buna paralel. Fakat Haziran ayından itibaren Avrupa'dan bize ciddi taleplerin geleceğini düşünüyorum. Bu yönde birçok gösterge de var. Mağazalar açıldıktan sonra hazırlıklı olmalıyız.
 
Önümüzdeki süreçte tüketici alışkanlıklarının değişmesiyle talepler de farklılaşacaktır. Yeni jenerasyon sürdürülebilirlik üzerinde çok duruyor. Belki ‘fast-fashion'dan yavaş yavaş uzaklaşacağız. Çeşitli ürünlerde önümüzde fırsatlar var. Özellikle teknik tekstil alanında büyük yatırımlar yapmadan, elimizdeki makine parkıyla çok farklı ürünler üretebiliriz. Artık maskeyi bir aksesuar olarak göreceğiz. Avrupa'da okullar açılıyor, ciddi bir talep var. Üniversiteler ve Ar-Ge merkezleri ile dirsek temasındayız. Çok önemli konulardan bir tanesi de şu; üreticiyi korumak adına en azından bu dönemde ithalatla ilgili önlemlerin alınması gerekiyor. İç piyasa açısından baktığımızda da Haziran ayı ve sonrasında bir hareketlenme yaşanacaktır. Fakat özellikle bu dönemde; sürdürülebilir ürünlere yönelmek, Ar-Ge çalışmalarına çok önem vermek, medikal tekstiller ve fonksiyonel ürünlerle ilgili çalışmalar yapmak gerekiyor. Fuarlar konusu da çok merak ediliyor. Bunu acele etmeden zamana bırakmak lazım. UTİB olarak biz de sanal fuarlar, online B2B görüşmeleri ile ilgili projeler yürütüyoruz.