2020 Yılı İlk Yarı Değerlendirmesi
Dünya ekonomisinde 2020 yılının ilk yarısı Covid-19 salgınının etkileri ile geçmiştir. Çin’de başlayan ve Nisan ayından itibaren dünyanın tamamına hızla yayılan salgın özellikle yılın ikinci çeyreğinde iktisadi faaliyetlerin küresel ölçekte durmasına neden olmuştur. Salgın yılın ilk yarısı tamamlanırken halen günlük vaka sayısı itibariyle artışını sürdürmektedir. Hükümetler salgın ile mücadele için izolasyon önlemleri almışlar, ancak Haziran ayından itibaren bu önlemleri kademeli şekilde azaltmaya başlamışlardır.   
2020 yılının ilk yarısında Türkiye ekonomisinde de ana belirleyici Covid-19 salgını olmuştur. Türkiye’de de ilk salgın 11 Mart tarihinde görülmüş, hızla yayılan salgın karşısında izolasyon önlemleri alınmış, Haziran ayının başından itibaren ise izolasyon önlemleri kademeli olarak azaltılmaya başlanmıştır. Ancak yılın yarısı sonunda günlük vaka sayıları binin üzerinde gerçekleşmiş ve hedeflerin üzerinde kalmıştır. 
Türkiye’de de Hükümet ve Merkez Bankası zamanında, gerekli ve yerinde önlemler almıştır. Hükümet istihdamı doğrudan ödemeler ile reel sektörü ise uygun koşullu krediler ile desteklemiştir. Merkez Bankası da hem parasal genişlemeye gitmiş hem reeskont oranlarını artırmış hem de faizlerde indirime devam etmiştir.  

2020 Yılı Dünya Ekonomisi İkinci Yarı Beklentiler          
Dünya ekonomisinde 2020 yılı ikinci yarısını yine Covid-19 salgınının seyri belirleyecektir. Salgına ilişkin olarak iyimser senaryo salgının birinci dalgada kalması, sonbahara girilirken dünya genelinde etkisinin azalması ve yıl sonuna kadar aşının bulunmasıdır. Bu varsayımlar içinde yeni normalin koşulları içinde bir ikinci yarı yıl yaşanacaktır. 

Salgına ilişkin bu iyimser senaryo içinde dünya ekonomisi ve ticaretinde yılın üçüncü ve dördüncü çeyreğinde toparlanmanın sürmesi beklenmektedir.  Ancak toparlanma kademeli olacaktır ve 2019 yılı seviyesine ancak 2021 yılı sonunda geri dönülebilecektir.  

Bu çerçevede ikinci yarıda beklenen toparlanmaya rağmen 2020 yılı genelinde dünya ekonomisinde yüzde 5-6 arasında bir daralma beklenmektedir. Dünya ticareti de iyimser senaryo içinde yüzde 20’ye yakın daralmış olacaktır. 

Hükümetler ve merkez bankaları yılın ikinci yarısında da desteklerini sürdürecektir. Özellikle merkez bankalarından daha ileri seviyelerde genişleme adımları da beklenmektedir. 2020 yılındaki toparlanmada sektörler arasında da farklılıklar olacaktır. Sanayi sektörleri ilk olarak hizmetler sektörleri ise daha gecikmeli olarak toparlanacaktır.

2020 yılının ikinci yarısında belirleyici olacak bir diğer unsur ise ABD seçimleri olacaktır. Seçim sonuçları ABD’nin dünyanın geri kalanı ile ilişkilerinin nasıl olacağını, ticarette korumacılığın geleceğini ve yine ABD dolarını belirleyecektir.

Covid-19 salgınında sonbahar aylarında ikinci dalganın yaşanması halinde ise toparlanma sekteye uğrayacak, dünya ekonomisi ve ticareti ise daha yüksek oranlarda küçülecektir.  
                     
2020 Yılı Türkiye Ekonomisi İkinci Yarı Beklentiler          
Türkiye ekonomisinde yılın ikinci yarısını küresel koşullar, salgının yurt içindeki seyri ve içeride finansal kırılganlıkları azaltmaya yönelik uygulanacak politikalar olacaktır. Küresel koşullarda yukarıda belirtilen iyimser senaryonun varsayımlarının gerçekleşmesi halinde Türkiye için de olumlu olacaktır.

Bu iyimser senaryonun varsayımları içinde Türkiye ekonomisinde de yılın ikinci yarısında iktisadi faaliyetler kademeli bir toparlanma içinde olacaktır. Kamu ve merkez bankası yılın ikinci yarısında ihtiyaç duyulan destekleri sürdürecektir.  Sanayi üretimi, tüketim harcamaları ve ihracatta kademli bir iyileşme yaşanacaktır.

Nitekim Haziran ayında iktisadi faaliyetlere geri dönüşün başlaması ile iktisadi faaliyetler dipten dönüş işareti vermiş, güven ve beklentiler de iyileşmiştir. Güven ve beklentilerdeki iyileşmeler yılın ikinci yarısında ekonomideki iyileşmeyi de destekleyecektir.   

Yılın ikinci yarısında Türkiye ekonomisi için en önemli risk yine döviz rezervlerinin erimesi olacaktır. T.C. Merkez Bankası dolar karşılığı bir swap anlaşması ile ilave dolar rezervi sağlamadığı takdirde döviz rezervlerindeki kayıplar sürecektir. Buna bağlı olarak da Türk lirasında değer kaybı sürecektir. Türk lirası faizler yukarı yönlü hareket edecektir.

Yılın ikinci yarısında Türkiye için en önemli fırsat ise küresel tedarik zincirlerinin yeniden yapılanmasından alabileceği pay olacaktır. Ancak bunun sağlanması için içeride finansal kırılganlıkların azaltılması, piyasa koşullarına geri dönülmesi ve iş ortamının iyileştirilmesi gerekli olacaktır.