Bursa Ticaret ve Sanayi Odası çatısı altında faaliyetlerini sürdüren TOBB Bursa Kadın Girişimciler Kurulu (KGK) önemli bir zirveye imza attı.
‘Başarırsın Çünkü Kadınsın’ mottosuyla dijital platformlarda düzenlenen ‘Zirvedeki Kadınlar’ etkinliğinde, 3 hafta boyunca Türkiye ekonomisine yön veren iş kadınları ilham veren başarı hikayelerini paylaştı. Zirvenin ikinci oturumuna Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da katıldı.
 “KADINLARIN EKONOMİYE KATKISINI ARTIRMAYI HEDEFLİYORUZ”
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Oda olarak kadın girişimciliğin geliştirilmesine büyük önem verdiklerini söyledi. Ülke nüfusunun yüzde 50’sini oluşturan kadınların ekonomideki etkilerinin nüfusla doğru orantılı olmadığına dikkati çeken Başkan Burkay, “Ülkemizde kentleşme oranları yükseliyor. Nüfusumuzun yüzde 80’i kentlerde yoğunlaşmış durumda. Ancak özellikle kadınlarımızı ekonomiye yeterince dahil edebilmiş değiliz. AB ülkelerinde kadınların üretime katılımı yüzde 60 seviyesindeyken Türkiye’de bu oran yüzde 30’larda. 3 milyonu aşkın nüfusa sahip, 26 milyar dolar dış ticaret hacmine ulaşmış, Birleşmiş Milletler’e üye 121 ülkeden daha fazla ihracat yapan Bursa gibi gelişmiş bir kentte de kadınların ekonomiye katkısı daha fazla olmalı. Bu yüzden Bursa Kadın Girişimciler Kurulu önemli bir sorumluluk üstleniyor. BTSO olarak bizler de kurulumuzun projelerine her türlü desteği vermeye devam edeceğiz.” dedi.
‘BAŞARIRSIN ÇÜNKÜ KADINSIN’ DİYEREK GÜÇLÜ BİR MESAJ VERDİK
TOBB Bursa KGK Başkanı Sevgi Saygın, kurul olarak düzenledikleri zirve ile Türkiye’nin geleceğine katkı sağlayacak önemli bir adım attıklarını söyledi. Zirveye katılan tüm konuşmacıların geleceğin Türkiye’sini inşa ederken kadınların ne denli belirleyici olacağını gösterdiğini ifade eden Saygın, “Özellikle çalışma hayatında köklü değişikliklerin yaşanacağı salgın sonrasında ekonomiye mutlaka daha fazla ‘kadın eli’ değmesi gerektiğini düşünüyoruz. Örnek başarı hikayelerinin paylaşıldığı zirvemiz, girişimci kadınlarımız için önemli bir motivasyon kaynağı olacaktır. ‘Başarırsın Çünkü Kadınsın’ diyerek başladığımız bu yolculuğa mesajlarıyla güçlü bir destek veren BTSO Yönetim Kurulu Başkanımız İbrahim Burkay’a, kıymetli konuşmacılarımıza, İcra Kurulu Üyelerimize, Doğu Marmara Bölgesi İcra Kurulu Başkanlarımıza ve Bursa’daki dernek başkanlarımıza çok teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
BİRİNCİ OTURUM
‘DİJİTAL’DE KADIN – DİJİTAL DÜNYADA KADIN LİDERLİĞİNİN YÜKSELİŞİ’
Türkiye’nin Yerli Teknoloji Şirketi Reeder’ın Kurucu Ortağı Sezen Sungur Saral
TABLET BİLGİSAYARDA TÜRKİYE’NİN PAZAR LİDERİ OLDU
Sezen Sungur Saral, 8 yıllık profesyonel çalışma hayatının ardından girişimciliğe karar verme sürecini ve başarı hikayesini anlattı. 2008 yılında yaşanan ekonomik kriz sonrası ekonomide paradigmaların değiştiğini anımsatan Saral, “Uluslararası ekonomik konjonktür benim de kendi işimi yapabilmeme dair cesaretimi tetikledi. Amazon o dönemde e-kitap okuyucu satıyordu. Bu cihaz Türkiye’de yoktu. Okumaya meraklı olduğum için eşimle birlikte ülkemizdeki ilk e-kitap okuyucuyu tanıttık. Hayalimizde tablet bilgisayar ve akıllı telefon yoktu. Ancak ilerleyen süreçte teknolojinin evrimine bizim de ürün portfoyümüz adapte oldu. Şu anda tablet bilgisayarda Türkiye’de pazar lideriyiz. Global rakiplerimizin üzerinde satış rakamlarımız var. Şu anda tek yerli akıllı telefon üreten markayız. Samsun’daki fabrikamızda ilk yerli üretim çocuk saatini de yaptık. Salgın süreci ile birlikte medikal alanlara da girişim yapmış bulunuyoruz.” dedi.
TOPLUMSAL AÇIDAN MOTİVASYONA İHTİYAÇ VAR
Kadınların birçok işi aynı anda yapabildiğine, duygusal zekaları gelişmiş olduğu için iyi bir ekip lideri olabildiğine vurgu yapan Saral, “Kadınların yönettiği şirketlerde çalışanlar daha uzun süre mutlu ve huzurlu çalışabiliyor. Ancak kadınların ilk girişim cesaretini kendinde bulması gerekiyor. Bu noktada kadınların ekonomik açıdan değil toplumsal açıdan motivasyona ihtiyaç duyduklarını düşünüyorum. İş hayatına atılmak isteyen kadınlara sosyal baskı var. Bu tüm girişimcilik ekosistemini etkileyen bir durum. Bizler girişimcilerin önünü açmak için gerekli desteği vermeye hazırız ancak kadınların da herkesten fazla mücadele etmeye hazır olmaları ve işlerine yüreklerini koymaları gerekiyor.” diye konuştu.
‘TABİT Tarımsal Bilişim ve İletişim Teknolojileri’ ve ‘Tarımsal Pazarlama’ şirketlerinin kurucu ortağı Tülin Akın
DÜNYANIN İLK AKILLI KÖYLERİNDEN BİRİNİ KURDU
Tülin Akın, 2004 yılında tarımsal pazarlama öğrencisi olduğu dönemde tarım ve çiftçilerin sorunlarını farkettiğini, farklı çözüm yolları için çalışmaya başladığını söyledi. Tarımda hiçbir şekilde teknolojiden faydalanılmadığını ve tarımla ilgili hiçbir bir web sayfası olmadığını görerek 22 yaşında Türkiye’nin ilk tarımsal web sayfasını kurduğunu kaydeden Akın, o yıllarda çiftçinin bilgisayarı ve interneti de olmadığı için köy köy dolaşarak girişimi hakkında çiftçileri bilgilendirdiğini anlattı. Bu süreçte çiftçinin alım gücünü etkileyen başka sorunlar olduğunu da gördüğünü kaydeden Akın, “O dönemde mikro krediye ihtiyaç olduğunu gördüm. Büyük ölçekli tarımsal krediler olmasına rağmen böyle bir destek yoktu. Çiftçilerin aylık gelirleri olmadığı için kredi kartı sisteminden de faydalanamıyorlardı. Bankalarla görüşerek bu sistemin kurulmasını sağladım. Kredi kullanımı bilinçlendirme için ekipler kurduk ve yaklaşık 12 bin köy ziyaret edildi.” dedi.
“TEKNOLOJİYE DEĞİL RİSK ALMAYA KAPALIYIZ”
Teknolojinin kullanımın yaygınlaşmasıyla hal fiyatları, borsa fiyatları, tarımsal hibe destekleri, hava durumu bilgileri gibi verileri uygulama ile çiftçilerin cep telefonlarına göndermeye başladıklarını belirten Akın, ilk 3 yılda 60 bin olan kullanıcı sayısının şu anda 1 milyon 600 bin kişiye ulaştığını söyledi.  Tülin Akın, iş modellerinin dünyaya örnek olduğunu ve 6 ülkeye iş modeli transfer ettiklerini kaydetti. Çiftçilerin eğitime ihtiyacı olduğu düşüncesiyle girişimlerini sürdürdüğünü anlatan Akın, şöyle devam etti: “Dünyada kullanılan tarım teknolojilerini ülkemizde yaygınlaştırmak için ‘Çiftçi Eğitim Tırı’ ile 2009-2015 yılları arasında köyleri dolaştık. Bazı köylere 3’er defa gittik ve gelişmeleri araştırma şansımız oldu. Gelişme olan köylerde genelde bir çiftçinin yeni uygulamaları deneyerek sonuç aldıktan sonra diğerlerinin de ona katıldığını gördük. Bu bize çiftçilerin aslında teknolojiye değil risk almaya kapalı olduğunu gösterdi. Buradan hareketle de 2016 yılında dünyanın ilk akıllı köylerinden birini Aydın’da kurduk. Burayı ziyaret eden çiftçi gruplarına akıllı sulama, yapay zekalı sulama, erken uyarı sistemleri ve sensörler gibi akıllı tarım uygulamaları hakkında bilgiler veriyoruz.”
 
 
 
 
İKİNCİ OTURUM
İNOVATİF VE SOSYAL GİRİŞİMCİLİK - YENİ NORMALDE İNOVATİF VE SOSYAL GİRİŞİMCİLİK NEDEN ÖNEMLİDİR?
BEE’O Kurucusu Aslı Elif Tanuğur Samancı
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK PROPOLİS ÜRETİCİSİ OLDU
Oğlunun bağışıklık sorunundan yola çıkarak firmasını 2013 yılında KOSGEB destekli Ar-Ge projesiyle İstanbul Teknik Üniversitesi ARI Teknokent'te kurduklarını anlatan Aslı Elif Tanuğur Samancı, “Böylece propolisin ülkemizde ilk kez sözleşmeli arıcılık modeliyle yerli üretimini başlattık." ifadelerini kullandı.
Ar-Ge çalışmaları ile geliştirdikleri proses yöntemleriyle propolisi insan tüketimine uygun hale getirdiklerini aktaran Samancı, "Sözleşmeli arıcılık yöntemimiz ile kovandan sofraya izlenebilir üretim sağlıyoruz. Doğal besin içeriği ve biyolojik aktiviteleri korunmuş propolis, arı sütü, polen gibi doğal arı ürünlerinden oluşan katma değerli inovatif ürünler üretiyoruz. Böylece arıcılarımız artık bal dışındaki diğer arı ürünlerini de üretebiliyor ve bundan gelir elde edebiliyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Geliştirdikleri inovasyon ödüllü özütleme yöntemleri ve yaptıkları projelerle ulusal ve uluslararası arenada 30’u aşkın ödüle layık görüldüklerini belirten Samancı, "Bugün, 3 bin metrekarelik tesisimiz ve 95 kişilik uzman kadromuz, 150 bin sözleşmeli kovanımınız ve 500 sözleşmeli arıcımız ile Türkiye’nin en büyük propolis üreticisiyiz." ifadesini kullandı. Samancı, markası ile Amerika, Kore, Almanya, Hollanda, Belçika, İsveç, İngiltere, Avusturya, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Kıbrıs ve Suudi Arabistan gibi ülkelere ürünlerini ihraç ettiklerini anlattı.
Sosyal Girişimci Şef Ebru Baybara Demir
Mardin’in ilk turistik girişimini hayata geçiren, bölgedeki kadınlara ve Suriyeli mülteci kadınlara hayata geçirdiği sosyal girişim projeleriyle iş imkânı yaratan, yerel tohumları toprakla buluşturan, dünyanın en önemli mutfak kültürü yarışması Bask Dünya Aşçılık Ödülleri’nde iki kez finale kalan Ebru Baybara Demir, ilham veren başarı hikayesini paylaştı.
ÜÇÜNCÜ OTURUM
‘YÖN VEREN KADIN – İŞ HAYATINDA KADIN YÖNETİCİ OLMAK’
BRN Yatak Kurucusu Berna Gözbaşı
AVRUPA’NIN EN BÜYÜK YATAK İHRACATÇILARINDAN BİRİ OLDU
BRN Yatak Kurucusu Berna Gözbaşı, kadınların ticarette ve hayatın her alanında bulunmasını önemsediğini belirtti. Kadınların iş yaşamında çalışarak ve hak ederek görev üstlenmesinin önemine değinen Berna Gözbaşı, hayatı boyunca hiçbir zaman pozitif ayrımcılık beklemediğini anlattı. İlk olarak Kayseri'deki çinkokurşun fabrikasında işe başladığını söyleyen Gözbaşı, “Yeni özelleşen bir fabrikaydı. Fiyatlar Londra Metal Borsası’nda belirlenmesine rağmen biz o dönemde borsa fiyatlarından habersiz şekilde üretim yapıyorduk. Bunun üzerine Londra’ya giderek borsa işlemlerini öğrendim. Fabrikanın 3 yıl sonra kapanmasıyla kendi danışmanlık firmamı kurdum. Metal ile ilgili firmalara danışmanlık vermeye başladım. Ancak bu dönemde pek çok ekonomik kriz yaşadık. Devalüasyon olmasıyla ihracata yöneldim. Kayseri’de çoğu firmanın dış ticaret birimleri yoktu. Firma kataloglarını toplayarak Tanzanya’ya, Gana’ya, Nijerya’ya giderek fuarlara katıldım. Sonradan öğrendim ki Nijerya güvenli bir ülke olmadığı için erkekler bile oraya koruma ile gidiyormuş. Kayseri ile Afrika arasındaki ticaret köprüsünü başlatanlardan biri oldum.” dedi.
Afrika seyahatlerinden birinde kendisinden yatak kumaşı istenmesiyle yatak üretim fikrinin oluşmaya başladığını anlatan Gözbaşı, ilk etapta fason üretim yaptırdığını ancak üretim kalitesinden memnun kalmadığı için kendi iş yerini kurmaya karar verdiğini söyledi. Yatakları online satışa ve ihracata daha uygun hale getirecek paketleme yöntemleri geliştirdiklerini ifade eden Gözbaşı şöyle devam etti: “800 metrekarede 10 çalışan ile üretime başladık. Dünyada üretilen bütün yataklardan numune yaptırdım. O esnada küçük bir stantla bir fuara katıldım ve çok ilgi gördü. İhracata bu şekilde başladık. Avrupa’dan lokal üreticilerle yarı mamül üretimi ortaklıkları kurduk. Şu anda Türkiye’nin en büyük yatak üreticisiyiz. Bine yakın çalışanımız var. Sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın en büyük ihracatçıları arasında yer alıyoruz.”
NETWORK’ÜNÜZÜ GENİŞLETİN
İş hayatında network’ün önemine değinen Berna Gözbaşı, kadınlara iş dünyası kuruluşlarında aktif görev almaları tavsiyesinde bulundu. Gözbaşı, “Network’ünüzü mutlaka genişletin. Dünyada çok fazla arz var. Herkes her şeyi bir şekilde üretebiliyor. Bunu satabilmek önemli. Bu yüzden network’ünüzü genişletin, sürekli iş bağlantıları yapın. TİM, TOBB, DEİK, oda ve borsalarda mutlaka görev alın. Artık fuarlar o kadar etkin değil. Sektörün en büyük ihracatçısıyım ama neredeyse hiçbir fuara katılmaz hale geldim. Her şey elektronik ortamda yürüyor. Özellikle pandemi sonrası dijital fuarlar, ikili iş görüşmeleri başladı. DEİK olarak bunları düzenliyoruz. Rekabet çok ancak kanal da çok. Kadınların bunları iyi değerlendirmesi lazım.” ifadelerini kullandı.
KAYSERİSPOR BAŞKANI OLMAM TÜM DÜNYADA SES GETİRDİ
Kayserispor’un başkanlık koltuğuna oturması ile ilgili süreci de anlatan Gözbaşı, “Kayseri’de insanları birleştiren en önemli değerlerden biri Kayserispor. Başkan olmam tüm dünyada çok ses getirdi, Times’a kadar haber oldu. Şu an alıştım. Kulüpler, camialar, basın birçok şeyle baş etmeyi öğrendiğim bir tecrübe oldu. Göreve geldiğimde ‘Ofsayt nedir bilmek zorunda değilim, onu bilmesi gereken oyuncular ve hakemler, benim işim kulübü yönetmek’ demiştim. Ülkemizde futbol kulüpleri ne yazık ki iyi yönetilmiyor. Süper Lig takımlarının mevcut gelirleriyle borca batması mümkün değil. Buna kötü yönetimler yol açıyor. Kayserispor şu an ligde kalmak için elinden geleni yapıyor. Tamamen bir aile ortamı oluşturmayı başardık. İlk devredeki kötü sonuçlara rağmen düşmemek için son saniyeye kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.” dedi.
Erdek Ticaret Odası Başkanı Özlem Sarı
KADINLARIN KEŞFEDEMEDİĞİ ÇOK FAZLA KABİLİYETİ VAR
Erdek Ticaret Odası Başkanı Özlem Sarı, kadın yönetici sayısını artırmaya yönelik kota uygulanmasına karşı olduğunu söyledi. Bu tarz uygulamaların kadınlardan kaynaklı olarak ortaya çıktığını düşündüğünü belirten Özlem Sarı, “Kadınlar hiçbir şey istemiyor, önlerine sunulsun diye bekliyorlar. Halbuki kadınların keşfedemediği çok fazla kabiliyeti var. Kadınların bu yeteneklerini gün yüzüne çıkarmayı, başarıya ulaşabileceklerini hissettirmelerini sağlamaya çalışıyorum. Erdek Ticaret Odası Başkanlığı seçilmem de bunun sonucunda oldu. Kadınlardan ticaret odası başkanı olmaz algısına rağmen 2009 yılında seçimlere girerek önce başkan yardımcısı ardından 2013 yılında Başkan seçildim. İki dönemdir bu görevi yürütüyorum. Bölgenin zenginliklerini tanımak, yapacağım çalışmaları planlamak için araştırma yaparken coğrafi işaret tescili ile karşılaştım. Erdek Ticaret Odası ve Bereketli Eller Kadın Kooperatifi işbirliğiyle Kapıdağ Mor Soğanı için coğrafi işaret tescili aldık. Kadınların ekonomiye katılması noktasında çok önemli çalışmalar yapıyoruz.” dedi.
 
Kadınların birçok işi aynı başarıyla yapabilme özelliğine sahip olduğuna dikkati çeken Özlem Sarı, “Kadın azmettiği zaman başarı geliyor. Bunun için i​stemek, adım adım devam etmek gerekiyor.” şeklinde konuştu.
--------------------------
Bakan Zehra Zümrüt Selçuk Kadın Girişimcilerle Bir Araya Geldi
 ‘Başarırsın Çünkü Kadınsın’ mottosuyla düzenlenen Zirvede, kadın girişimcilerle bir araya gelen Bakan Zehra Zümrüt Selçuk, pandemi ve normalleşme sürecinde Bakanlığın yapmış olduğu çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Dünyanın daha önce tecrübe etmediği farklı bir dönem yaşadığını belirten Bakan Selçuk, Türkiye’nin diğer ülkelerle kıyaslandığında süreci çok başarılı bir şekilde yönettiğini vurguladı. Türkiye ekonomisinin lokomotif kenti Bursa’da BTSO tarafından örnek çalışmalar yürütüldüğünü söyleyen Bakan Selçuk, “Özellikle sanayi firmalarında antikor testlerinin yapılması çalışanların bağışıklık düzeyinin tespiti ve üretime hızlı bir başlangıç yapılması açısından son derece önemli bir çalışma. BTSO Başkanımız İbrahim Burkay’a çalışmaları dolayısıyla teşekkür ediyorum.” dedi.
BURSA’DA 257 BİN ÇALIŞAN KISA ÇALIŞMADAN FAYDALANDI
Salgın döneminde ilk olarak Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi ile çalışan ve işverenlere yönelik tedbirler alındığını hatırlatan Bakan Selçuk, “İş gücü ve istihdamı koruyabilmek için Kısa Çalışma Ödeneği’ni başlattık. Bu dönemdeki en etkin uygulamalardan biri oldu. Türkiye genelinde 3,5 milyon çalışana 10,5 milyar lira ödenek aktardık. Bursa’da bu ödenekten faydalanan çalışan sayısı ise 257 bin. Bursa’daki işverenlere de 805 milyon tutarında bir destek sağlamış olduk.” diye konuştu.
NORMALLEŞME DESTEĞİ
1 Haziran itibariyle Türkiye’de normalleşme sürecinin başladığını anımsatan Bakan Selçuk, kısa çalışma ödeneğinin devam etmesinin uygulamanın kapsamı noktasında uygun olmayacağını ifade etti. Kısa çalışma için işlerin tamamen veya kısmen durdurulması gerektiğini kaydeden Bakan Selçuk, “Şu ana kadar kısa çalışma çok etkin ve hızlı bir şekilde uygulandı. Bütün çalışanlarımıza ödemelerini gerçekleştirdik. Normalleşme sürecinde ise iş yerleri işe başladığı için bu hızı devam ettirmemiz mümkün olmayabilir. Bakanlık olarak bu dönem için yeni bir destek planladık. ‘Normalleşme Desteği’ olarak hayata geçireceğimiz bu pakette kısa çalışmadan faydalanan işverenler için benzer bir destek kurguladık. Çok daha hızlı olacak bir sistem olacak. Bu dönemde kısa çalışma yerine normalleşme desteği ile devam etmeyi planlıyoruz.” diye konuştu.
EKONOMİDE HIZLI TOPARLANMA
Normalleşme ile kısa çalışma ödeneğinden çok hızlı bir çıkış görüldüğünü belirten Bakan Selçuk, gelişmenin ekonominin hızlı toparlanma sürecine dair ışık verdiğini söyledi. Bakan Selçuk, “Tüm işverenlerimizi tebrik ediyorum. Şu anda hızlı bir şekilde kısa çalışmadan çıkış var. İşverenin devlete yük olmama düşüncesi ile bunu kendiliğinden yapması bizleri çok memnun etti. Uygulamadan bu kadar hızlı bir çıkış beklemiyorduk. Bu durum bize ekonomideki toparlanmanın hızlı olacağını gösteriyor.” dedi.
İSTİHDAM KALKANI PAKETİ HAZIRLANIYOR
İş dünyasının talepleri doğrultusunda telafi çalışma süresini 2 aydan 4 aya çıkardıklarını belirten Bakan Selçuk, ertelenen SGK primlerinin tutarının ise 40 milyar lira olduğunu söyledi. Bakan Selçuk, temel hedeflerinin istihdamı korumak olduğunu belirterek, “İstihdam Kalkanı Paketi ile de net ve kolay destekler, teşvikler sunmaya çalıştık. İlave istihdam desteğini devam ettireceğiz. Belirli süreli iş sözleşmeleri ile genç istihdamının önünü açacağız. 50 yaş üstü çalışanların kısmi çalışmaya geçişine olanak sağlayıp, Bakanlık olarak prim ödemelerini üstleneceğiz. Destekleri Meclisimizde kanunlaştırıp, iş dünyasının destekleriyle ekonomide hızlı bir toparlanma hedefliyoruz.” dedi.
KADIN GİRİŞİMCİLER İÇİN YENİ PROGRAMLAR
Bakanlık olarak kadın istihdamını artırmak amacıyla da önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirten Bakan Selçuk, salgın sonrası kadın girişimcilere yönelik İŞKUR üzerinden yeni programlar başlatacaklarının da müjdesini verdi.
EN AZ HASARLA ATLATILACAK
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, yeni tip koronavirüs salgınının daha önce hiç tecrübe edilmeyen küresel ölçekli bir sınav olduğunu söyledi. Türkiye’nin salgın döneminde gerek sağlık gerekse de ekonomik açıdan başarılı bir mücadele verdiğine dikkati çeken Başkan Burkay, tedbirler ve destekler sayesinde krizin en az hasarla atlatılması noktasında güçlü bir zemin oluşturulduğunu vurguladı.
İŞVERENİN ÜZERİNDEKİ YÜKÜ AZALTACAK UYGULAMALAR DEVAM ETMELİ
1 Haziran itibariyle girilen normalleşme sürecinde iş dünyası olarak birinci önceliklerinin istihdamı korumak olduğunu belirten Başkan Burkay, “Bursa’nın nitelikli insan kaynağı ve üretim gücü ile yeni dünya düzeninde güçlü bir şekilde yer almasını hedefliyoruz. 17 organize sanayi bölgesi ile istihdamın en önemli merkezleri arasında yer alan şehrimizin üretim gücünü hızlı bir şekilde geri kazanması gerekiyor. Bu noktada Nisan ayında yüzde 85’i kapalı olan sanayi işletmelerimizin şu an yüzde 50’den fazlasının çalıştığını görüyoruz. Sanayimizde enerji ve elektrik tüketiminde önemli bir artış söz konusu. Hızlı toparlanmanın devam etmesi açısından bu dönemde işverenlerin maliyetini artıracak uygulamalardan kaçınılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu dönemde sanayicilerimizin en büyük beklentilerinden biri de Covid-19'un meslek hastalığı olarak sayılmaması. Bununla alakalı da Bakanlığımızın desteğini bekliyoruz.” dedi. Başkan Burkay, koronavirüs sürecinde yapılan çalışmalar dolayısıyla Bakan Zehra Zümrüt Selçuk’a teşekkür etti.