Bursa Ticaret ve Sanayi Odası İnşaat Konseyi Başkanı Ali Tuğcu, 2020 yılına büyük umutlarla başlayan inşaat sektörünün COVID-19 salgınında en fazla etkilenen sektörlerden biri olduğunu söyledi. Gerek çalışma şartları gerekse iş yapım süreçlerinde yeni bakış açıları ve tablolarla karşı karşıya olduklarını kaydeden Tuğcu, sektörün buna göre yapılanmasını tamamlaması gerektiğini vurguladı.
Ali Tuğcu, COVID-19 salgını süreci ve sonrasında inşaat sektörünün durumunu BTSO Ekonomi’ye değerlendirdi.

PROAKTİF BİR YAKLAŞIM SERGİLEDİK
İnşaat sektörü olarak 2020 yılına büyük umutlarla başlamıştık. Konut satışları, inşaat malzemeleri üretimi, yurt dışı müteahhitlik hizmetleri büyük bir aşama kaydedecekti ancak tüm dünyayı olumsuz etkileyen koronavirüs salgını sektörümüzü de etkiledi. Hem yurt içi hem yurt dışındaki işlerimiz olumsuz etkilendi. Mart ayında ülkemizde ilk vaka görüldükten sonra Hükümetimiz, TOBB ve BTSO proaktif davranıp önlemler almaya ve salgının etkilerini azaltmaya çalıştılar. Odamız, sektörümüzün taleplerini doğrudan ilgili kurumlara aktardı. Dinamik bir süreç yaşadığımız için ihtiyaçlar da sürekli değişiyor. Şu anda Oda olarak alınması gereken önlemleri tekrar gündeme getiriyoruz ve Hükümetimize iletmeye devam ediyoruz.

TÜKETİCİ TALEPLERİ DEĞİŞİYOR
Yeni normal olarak adlandırılan bu süreçte ekonomide de yeni bir normal oluşuyor. Bu doğal olarak inşaat sektöründe de yeni şartların gelişmesini sağlayacak. Gerek çalışma şartları gerekse iş yapım süreçlerinde yeni bakış açıları ve tablolarla karşı karşıyayız. Mesele öncesinde fuarlar düzenliyorduk. Bu fuarlar artık dijital fuarlara dönüşüyor. Müşterilerimizin talepleri değişmeye başlıyor. Artık yüksek katlı konutlar yerine bahçeli, daha fazla güneş alabilecek türde konut projeleri tercih edilmeye başlandı. Yaşanan sürecin ne kadar devam edeceği belirsiz. Ama artık gündemimizde bu tip risklerin olduğunu da yaşayarak görmüş olduk. Buna göre yeni yapılanmamızı gerçekleştirmemiz lazım. Talepler ve finansal konulara ilişkin yeni bir anlayış ortaya çıkıyor. Daha temkinli harket etmemiz ve yeni ihtiyaçları doğru tespit etmemiz gereken bir ortam söz konusu.

BÜTÜN SEKTÖRLERİN BERABERCE KALKINMASI GEREKİYOR
İnşaat sektörü ülke ekonomisi için özellikle Gayrisafi Milli Hasıla'ya ve istihdama katkısı açısından önemli bir sektör. Çok sayıda alt sektörü doğrudan ilgilendiriyor. Üretim sektörleri ile bağlantılı. Dolayısıyla inşaat sektörünün canlı olması lazım. Başka birçok sektöre olduğu gibi ülkemizde inşaat sekktörüne de çeşitli teşvikler sunuluyor. Ancak kamuoyunda bu teşviklerin sadece bizim sektörümüze verildiği yönünde yanlış bir algı hakim. Sektör temsilcileri olarak üretim ve ihracatın güçlü olması gerektiğine inanıyoruz. Bu da zaten sektörümüzün de güçlü olmasını sağlayacak. Bütün sektörlerin beraberce kalkınması ülkemizin de güçlü kalkınması anlamına geliyor
.
TÜRKİYE’DE SEKTÖRÜN GELİŞMESİ DOĞAL BİR SÜREÇ
Sonuçta inşaat sektörünün verilerine baktığımızda genel ekonomik verilerle dengeli bir gelişim gösterdiğini görüyoruz. Diğer sektörler geliştikçe inşaat sektörü de aynı oranda gelişecektir. Ülkemiz her şeyden önce gelişmekte olan bir ülke. Üretim yapmak için yeni sanayi üretim tesislerine ihtiyacımız var. Deprem riskimiz dolayısıyla yenilenmesi gereken konutlarımız var. Dolayısıyla ülkemiz de sektörün gelişmesi gayet doğal bir süreçtir.

BTSO KONSEY ÇALIŞMALARI
BTSO’da 45 bini aşkın üyemiz var. Yaklaşık 8 bin üyemiz inşaat sektörü ile alakalı. Gayrimenkul komitemizi de dahil edersek BTSO bünyesinde sektörle alakalı 6 ayrı meslek komitesi var. Mimarından mühendisine, konut işlerinden altyapı projeleri yapanlara kadar 8 bin üye ciddi bir potansiyel. Bizim meslek komitelerimizin yanında bir de konsey yapılanmamız var. Tüm komitelerimiz, yerel yönetimler, merkezi yönetimlerin il müdürlükleri, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları Konsey çatısı altında bir araya gelerek gündemimizi oluşturuyoruz. Taleplerimizi ve çözüm önerilerimizi görüşüyoruz. Pandemi sürecinde de dijital ortamda birçok toplantı gerçekleştirdik.

PANDEMİ ÖNCESİNDEN GELEN ETKENLER DE VAR
İnşaat sektöründeki mevcut durumu sadece pandemi süreci ile açıklamak doğru değil. Bu aslında 2018 yılında başlayan bir süreç. Bu dönemde inşaat sektöründe yüzde 50’ye varan bir daralma görülmüştü. Bursa’da bu daralma yüzde 70’lere ulaştı. Elbette bunun farklı sebepleri var. 2017 yılı itibariyle çok ciddi bir yapılaşma oldu. Yönetmelik değişiklikleri sonrası hak kaybına uğramamak adına bu yapılaşma hız kazandı. Bursa’da hak kaybına uğrayacak çok proje vardı ve bunun geri dönüşü de fazla oldu. Pandemi sürecinde devam eden işlerin yanında yeni işlerin de hazırlıkları başlıyordu. Bu süreç özellikle yeni başlayan işleri fazlasıyla etkiledi. İstihdam açısından önemli sıkıntılar meydana geldi. Burada kısa çalışma ödeneği, mücbir sebep ve kredi imkanları sektöre nefes aldırdı. Kısa çalışma ödeneğinin yıl sonuna kadar uzatılması gerektiğini düşünüyoruz.

BTSO BAŞKANI BURKAY’A TEŞEKKÜR
Pandemi sürecinde belediyelerimizin İmar Müdürleri ile de toplantı yaptık. Otopark yönetmeliği dolayısıyla iş yükü arttığı için belediyeler personel azalttığı için bu iş yükünü karşılayamadı. BTSO aracılığıyla TOBB’a yönetmeliğin ertelenmesi yönünde talebimizi ilettik. Sektördeki yavaşlamayı azaltmak adına ilettiğimiz bu talep karşılık buldu ve süreç yıl sonuna kadar ertelendi. BTSO Başkanımız Sayın İbrahim Burkay ve TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’na teşekkür ediyorum.

MALİYET ARTIŞLARI FİYATLARI YANSIMAMIŞTI
2017 yılında ciddi anlamda inşaat ruhsatı alınan bir süreç yaşadık. 2017’de yönetmelik değişti. 2018’de alınan ruhsat sayısı ve daire sayısı yarı yarıya azaldı. 2019 yılı ve devamında da azalma devam etti. Dolayısıyla arz noktasında ciddi anlamda bir daralma vardı. Özellikle 2018 krizinden sonra maliyetlerde ciddi bir artış yaşandı. İnşaat maliyetlerinde 2018 ve 2020 yılını kıyasladığımıza yüzde 50’yi bulan artışlar olduğunu görüyoruz. Talep azlığı ve kredi faizlerinin yüksek olmasından dolayı kredili satışlar da azaldı. Burada fiyatlar uzunca bir süre güncellenmedi. Bu maliyet artışları konut fiyatlarına yansımadı.

FİYATLAR MAKUL SEVİYELERE GELDİ
2020 yılının başı itibariyle maliyet artışlarının yavaş yavaş fiyatlara yansıtıldığını gördük. Yeni yatırımlar başladığı için yeni maliyetler gündeme geldi. Bu sürecin öncesinde zaten bu konu ile alakalı birçok mecrada bilgilendirmede bulunmuştuk. Konut stoklarının azaldığını, yeni yatırımların başladığını, yeni yönetmeliklerin devreye girdiğini anlattık. Bunların tamamı maliyeti artıran unsurlardı. Hükümetimizin faiz indirimi öncesinde zaten konut fiyatları artmaya başlamıştı. Talep patlaması ile birlikte süreç biraz daha hızlanmış oldu. Şu anki fiyatlar aslında makul, olması gereken fiyatlar. Yani fiyatların maliyetlerle uyumlu bir hale geldiğini söyleyebiliriz.

ARSA ÜRETİLMESİ GEREKİYOR
Talep oluştuğu anda arsa fiyatları da yükseliyor ve bu konut fiyatlarına da yansıyor. Müteahhitler olarak beklentimiz daha uygun arsa üretilmesi. Yerel yönetimler, Emlak Konut ve TOKİ’lerin sosyal konut üretmesine karşı değiliz. Biraz daha nitelikli konutlar üretilmesi gerekiyor. Doğru noktalarda üretilmesi lazım. Bu fiyat regülasyonu açısından önemli. Bu imkanlar özel sektöre de verilirse vatandaşlar için daha uygun imkanlar sunulabilir. Bu konuda da bir çalışma yapılmasında fayda görüyoruz.

BTSO İnşaat Konseyi Başkanı Ali Tuğcu