Covid-19 salgını dünyadaki bir çok eğilimi hızlandırırken bir çok yeni eğilimi de tetiklemeye başladı. Ayrıca salgının seyri de belirsizliğini koruyor ve bu nedenle eğilimlerin değişmesi ve yenilenmesi olasılığı da halen sürüyor. Bu çerçevede salgının seyrini ve eğilimleri değerlendirelim.        
 
Covid-19 Salgını İnsanlığı Kolay Bırakmayacak Gibi Görünüyor
 
Covid-19 salgını ile ilgili ilk beklentiler salgının dünya genelinde haziran ayı ortasında en az günlük vaka sayısına ineceği ve kontrol altına alınabileceği şeklindeydi.  Ancak salgının mevcut seyri bu beklentileri ortadan kaldırmıştır. Küresel ölçekte günlük vaka sayıları haziran ayına girilirken tam tersine sert bir artış göstermektedir. Günlük yeni vaka sayıları 130 bini aşmıştır. Salgın çok bulaşıcıdır ve hızla merkezini değiştirmektedir. Yeni merkezlerinde de yıkıcı etkilerine devam etmektedir. Ayrıca salgının kontrol altına alındığı ve izolasyonların kaldırılmaya başlandığı ülkelerde salgının geri dönme riski bulunmaktadır. İran bu örneği yaşamaktadır. Diğer yandan salgın henüz dünyada artış ve yayılma eğiliminde iken ikinci dalgasına ilişkin beklentiler ve endişeler artmaktadır. Bu nedenle yeni normal içindeki kurallar çok önemli hale gelmektedir. Covid-19 salgınının şimdilik insanlıktan ayrılmaya niyeti yok gibi görünmektedir. Bu nedenle sektörler ve firmalar yeni normal döneme uyum sürecini hızlandırmalı ve kuvvetlendirmelidir. 
 
ABD Seçimleri, Amerikan Baharı ve Yeni Soğuk Savaş Endişesi 

ABD’de Trump’ın başkanlığı devraldığından bu yana hem önemli bir ayrışma yaşanmakta hem de Trump ABD’yi ikinci dünya savaşı sonrası kurulan tüm Batı ağırlıklı kurumlardan ve değerlerden koparmaktadır. Bu süreçte ABD yeni başkanlık seçimleri yaklaşmaktadır. Seçimler yaklaşırken zaten bir çok alanda tepki çeken Trump, covid-19 salgınındaki yanlış tercihleri nedeniyle de ciddi eleştiri altındadır ve oy kaybetmektedir. Halen yüksek vaka sayıları ve ekonomik kayıpları ile sıkışan Amerikan halkı biriken tepkisini bir vatandaşın polis tarafından kasten öldürülmesi ile sert vermeye başlamıştır. ABD’deki olaylar Amerikan baharı olarak tanımlanmaktadır. Trump ise daha sertleşmiştir ve tepkileri Çin’e kaydırmaya çalışmaktadır. Çin’e yönelik eylem ve söylemleri yeni bir soğuk savaşın tohumlarını atmaktadır. Seçime kadar Trump içeride ve dışarıda sertleşmeye devam edecektir. Seçim sonuçları 2021 ve sonrasının şekillenmesinde büyük rol oynayacaktır. Güvenli liman ABD doları da bu ortamda giderek baskı altında kalacaktır.   
           
Finans Kapital İçin Hava Yine Güneşli, Ama Bu Yalancı Bahar Güneşi 

Salgının reel sektör üzerindeki sert etkisi henüz yeni yaşanmaya başlanmıştır. 2020 yılına ilişkin küçülme tahminleri daha da aşağı çekilmektedir. ABD’de işsizlik maaşı başvuruları 40 milyonu aşmıştır. Sanayi ve hizmet PMI verileri mayıs ayında yüzde 30’lara yakın daralmaları göstermektedir. Hükümetlerin destek paketleri ise genişlemektedir. Buna karşın mali piyasalarda aşırı bir iyimserlik ve fiyatlamalar başlamıştır. Finans kapital aynı 2008 krizi sonrası olduğu gibi şimdiden güneşli havayı bulmuş gibi davranmaktadır. Ancak bu muhtemelen yalancı bahar güneşi olacaktır ve mali piyasalarda sert bir düzeltme yaşanacak veya bu seviyelerde uzun süreli durgunluk yaşanacaktır.
           
Küresel Tedarik Zincirleri Yeniden Nasıl Yapılanacak, Üretim Doğuya Gidiyordu, Geri Mi Gelecek
  

Covid-19 salgını sonrası yeni normal dönemde beklenen bir diğer yeni ve önemli eğilim küresel tedarik zincirlerinin yeniden yapılanmasıdır. Yeniden yapılanmanın nedeni Çin’e ve Asya’daki tedarikçilere aşırı bağımlılıktır. Batı üretimi büyük ölçüde ucuz işgücünü olduğu Çin ve Asya’ya kaydırmıştır. Tedarikte arz güvenliği nasıl sağlanacaktır ? Tedarikte ülkeler içe mi dönecek yoksa, tedarik coğrafyaları değişecek ve tedarikçi ülke sayıları artacaktır ve ya tedarikçi ülkeler tamamen mi değiştirilecektir?  Muhtemelen bu sorulara her ülkenin, sektörün ve firmanın uygulamadaki yanıtı farklı olacaktır. Ancak sağlık sistemleri güçlü ve yine güçlü üretim altyapısına sahip Türkiye gibi ülkeler avantajlı olacaktır. Bizim de bu süreçte ölçek ve teknoloji kısıtlarımızı gidermemiz gerekecektir. Ayrıca yeni tedarik zincirlerine eklenirken sadece ucuz üretici olarak değil, teknoloji ve değer yaratan ortak olarak eklenmeliyiz.
Son söz; covid-19 salgını sonrası yeni normalde değişim durmayacak gibi, yeni sürprizlere açık bu dönemi yakından izlemeye devam edeceğiz.