Yılın Başında Jeopolitik Gerginlikler Öne Çıktı; 2020 yılının ilk günlerinde ABD ile İran arasında yaşanan gerginlik ile yeni yıl jeopolitik risklerin öne çıkması ile başlamıştır. ABD başkanlık seçimlerinin yapılacağı 2020 yılında azil süreci ile karşı karşıya bulunan Trump ve yönetiminin daha radikal adımlar atacağı ortaya çıkmaktadır. ABD ile İran arasındaki gerginlik artarak sürecektir. İran’ın olası karşılığı beklenmektedir. ABD ile İran arasındaki gerginlik dünyanın geri kalanı için de önemli bir risk oluşturmaktadır ve gerginliğin uzaması muhtemelen dünya ekonomisi ve ticareti üzerinde yavaşlatıcı etki yapacaktır.      

Varlık Fiyatları Riskleri Yansıtıyor; 2020 yılının ilk günlerinde ABD ile İran arasında yaşanan gerginlikler sonucu güvenli liman arayışı artmış ve varlık fiyatları da riskleri yansıtmaya başlamıştır. İlk önemli tepki altın fiyatlarında yaşanmıştır. Altın 1.550 dolar/ons seviyesini aşmıştır. Gerginliğin sertleşeceği beklentisi ile altın fiyatlarında artış sürecektir.  Uzun süredir 60-65 dolar arasında istikrarlı seyreden petrol fiyatları da ABD-İran gerginliği ile 70 dolara yaklaşmıştır.
Dolar Gücünü Koruyor; 2020 yılına ilişkin olası riskler nedeniyle güvenli liman arayışı sürmektedir. Güvenli liman arayışı dolara ve dolar cinsi varlıklara yönelik talebi de artırmaktadır. Bu nedenle 2020 yılı boyunca dolar güçlü kalmaya devam edecektir. ABD başkanlık seçimleri sonucu da yılın son iki ayında dolara yeniden yön verecektir. Yıl genelinde Euro/Dolar paritesi ortalaması 1,10’lar seviyesinde olacaktır. Özellikle jeopolitik endişeler kaynaklı dolar talebindeki artış dolar faizlerinde de artışa yol açmaktadır.      
 
TC. Merkez Bankası 2020 Yılında Büyüme, Enflasyon ve Finansal İstikrarı Birlikte Gözetecek; Merkez Bankası para politikası 2020 yılında enflasyonu, finansal istikrarı ve ekonomik büyümeyi birlikte gözetecektir. Bu çerçevede daha sıkı likidite olanakları ancak mümkün olduğunca düşük faiz oranları uygulanması beklenmektedir. Dünyadaki çok düşük faiz oranları ve genişletici para politikaları Merkez Bankası’nın faiz indirimleri için olanak sağlamaktadır. Tüketici enflasyonu yıl sonu hedefi yüzde 8,5’tur. Petrol ve emtia fiyatları artış beklentisi dikkate alındığında tüfe yıl sonunda yüzde 10 seviyesinde gerçekleşecektir. Kredi faiz oranlarında buna bağlı olarak yıl sonuna kadar 1-2 puan daha düşüş olabilecektir.        
 
Türkiye İçin Riskler Jeopolitik Gelişmeler Olacak; Türkiye ekonomisi önünde 2020 yılında en önemli riskler jeopolitik gelişmeler ve olası bir erken seçim kararı olacaktır. Jeopolitik gelişmeler iki yönlü olacaktır. İlki Türkiye’nin dışında özellikle Körfez’de yaşanacak İran merkezli gerilimler ekonomik performansı olumsuz etkileyecektir. İkinci olarak ise Türkiye-ABD ilişkileri, Doğu Akdeniz enerji gerginliği, Suriye ve Libya konuları Türkiye’nin kendi risklerini taşımaktadır. Bu alanlardaki olumsuz gelişmeler de ekonomiyi sınırlayacaktır.
 
Türk Lirası 2020’nin Risklerini Fiyatlıyor; Türk lirası yeni yıla 2020 yılı risklerini fiyatlayarak başlamıştır. Öncelikle Merkez Bankası’nın agresif faiz indirimi sonrası reel faizin önemli ölçüde azalması ve bundan sonraki faiz kararı belirsizliği ile TL değer kaybetmiştir. ABD ile ilişkilerde yaşanan yaptırım gerginliği ve diğer dış politik ve jeopolitik gerginlikler de kısmen fiyatlanmıştır. Mevcut riskler içinde Türk lirasında çok sıçramalar beklenmemektedir. Ancak TL yıl genelinde yüzde 8-10 değer kaybı yaşayacaktır ve bu da zamana yayılarak gerçekleşecektir.      
 
Merkez Bankası’nın Hızlı Faiz İndirimi Ters Tepebilir; Merkez Bankası’nın agresif faiz indirimlerine paralel olarak TL cinsinden diğer faiz oranları da önemli ölçüde gerilemiştir. Ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası yeni yılda bir an önce tek haneli faiz oranlarını hedeflemektedir. Ancak enflasyon eğilimi buna izin vermeyecektir. Merkez Bankası’nın enflasyonda yeniden tek hanelere geçilmeden ocak ayı dahil önümüzdeki aylarda olası faiz indirimleri piyasalarda ters tepebilecek ve TL faiz oranları artacaktır. Türk lirasında da değer kaybı hızlanacaktır.         
 
Reel Sektörde Büyüme Hedefleri İle Mali Sıkıntılar Birlikte Yaşanıyor; Reel sektör ve iktisadi faaliyetler için 2020 yılında beklenen genel çerçeve ise iç talepte büyümenin hızlandığı, dış talebin göreceli olarak arttığı, ekonominin yüzde 3,5-4 büyüdüğü, düşük enflasyon ve faizler ile öngörülebilir Türk lirasının etkilerinin daha çok hissedildiği koşulları taşıyacaktır. Bu nedenle reel sektörde de büyüme hedefleri öne çıkacaktır.  Ancak reel sektörün mali yapısı ve nakit akışları ile kredi olanakları halen sağlıklı bir yapıya kavuşmamıştır. 2020 yılında reel sektör şirketlerinin mali yapılarında iyileştirmeler, finansal, ticari ve kamu borçlarının yeniden yapılandırılması ile sektörlerde konsolidasyon devam edecektir.