Sanayi devriminin ülkemize taşınmasında önemli bir dönem olan Sultan Abdülhamid devrinde Hamidiye Sanayi mektebine yaptığı katkılarla adından söz ettiren Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, kurulduğu günden bu yana yerli üretimin gelişmesine sunduğu imkan ve ufuklarla ülkemizin belli başlı öncü kurumlarını bünyesinde barındırarak, konusunda en değerli tüzel kurumlardan biri olmuştur.

İmparatorluk döneminde gayrimüslim ve gayri Türk unsurlarla birlikte üretim ve teknoloji bantları kuran Odamız, Cumhuriyet sonrası ulus devlet modelinde, Türk halkının kendisiyle baş başa kalmasının ardından halkımıza üretimi, ticareti ve sanayi yatırımlarını ders veren, özendiren ve teşvik eden okullardan biri olmuştur.

Mübadele ve benzeri demografik değişimler sonrası ülkemizin yerli müteşebbis açığını kapatmak ve Türk halkının sektörlere sahip çıkmasını sağlamak adına ciddi katkılar sağlamış, paranın yerli ellerde dolaşımını ve üretimin yerli bantlara taşınmasını sağlama yolunda üstün gayretler göstermiştir.
Sermayenin yerlileşmesi, Bursa'nın makine, madeni eşya, tekstil ve türevleri alanlarında ülkenin lokomotifi olmasında şüphesiz büyük pay sahibidir.

Türk milletinin kaderinin çiftçilik ve hayvancılıktan ibaret olmadığını, dünya teknolojisi ve sanayi üretimi konusunda elini taşın altına koyması lüzumunu ihsas ettiren çalışmaları ve teşvikleri ile günümüzde dışa bağımlı olmadan kurulan yüzlerce kuruluşun öğretmeni olmak bahtiyarlığına erişen Odamız, zor zamanlarda gösterdiği dayanışma ve teşvik iradesi ile milletimizin bu yolda azimle ve yılmadan ilerlemesini tesis etmiştir.

Köy meydanlarında, mahalle bahçelerinde gerçekleşen imece kültürünü yüksek sanayi yatırımlarında tatbik eden Odamız el ele ve omuz omuza veren üyelerine sağladığı imkan ve işaret ettiği hedefler ile vatanımızın belkemiği olan üretim bantlarını ayakta tutmuştur.

Yüz otuz yılı aşan tarihinde daima umutlu, daima azimli tutumuyla, yorulmadan usanmadan ülkemizin cesur müteşebbisleri için meşevvik bir yuva olan Odamız son dönemde yaşanan ve tüm çarkları durma noktasına getiren pandemi döneminde de şehrimizin gözbebeği kurumlar için en büyük destekçi ve en kuşatıcı kurumların başında gelmektedir.

Mütevazi bir odada başlayan faaliyetlerini ve imkanlarını daima ileriye taşıyan, daima yüksek hedeflerine ulaşma gayesini diri tutarak o küçük odacığı bugün devasa bir komplekse taşıyan Odamız belli imkanlara sahip yetmiş kişilik üye sayısını da çok daha büyük yatırım ve istihdam imkanına sahip on binlerce cesur yürek ile kurulduğu devrin neredeyse şehir nufusu rakamlarına yükseltmiştir.

Artık ihtiyacımız olan  hiçbir temel gereksinim maddesine ulaşmak için dış akıl ve dış sermaye ihtiyacımız yoktur ve bu tarz ithal dokunuşlar olmadan da ihtiyaçlarımıza ulaşabiliyorsak bunda İstanbul’un ardından kurulan Odamızın katkıları göz ardı edilemez.

Salgın sürecinde kepenkler inmemeli, çarklar durmamalı, kapılar kapanmamalı ve istihdam azalmamalıydı. Bu ise cesur kararlar, fedakar ve sabırlı uygulamalar, birbirine destek olan omuzlar ve her müteşebbisin sırtında hissedeceği bir destek eli ile mümkün olabilirdi. Değerli başkanımız İbrahim Burkay’ın saydığımız gereklilikleri hakkıyla yerine getirdiği kanaatini samimiyetle taşımaktayım

Bu dönemde salgınının ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek amacıyla Odamız tarafından başta Nefes Kredisi olmak üzere çok önemli destekler sağlanmıştır. Bununla birlikte üretimin aksamadan ve güvenli bir şekilde devam etmesi adına sanayi üretim tesislerinde antikor testleri uygulaması başlatılmış, firmaların maske ihtiyaçları karşılanmıştır. Yapılan tüm bu çalışmalar iş dünyamız için koronavirüse karşı adeta bir kalkan olmuştur. 

Eminim ki tüm üyelerimiz de bu sürecin en az kayıpla ve en tolere edilebilir düzeyde devam ettirildiği kanaatini taşımaktadır.