Ekonomide uygulanan dengelenme politikaları ile 2019 yılında iç talep sınırlanmaya devam edecektir. Bu nedenle ihracat firmalar için önemli bir çıkış yolu olacaktır. Bu çerçevede ihracata ilişkin 2019 yılı risklerini ve fırsatlarını değerlendirelim.    

Dünya Ekonomisinde Yavaşlama Mal Talebindeki Büyümeyi de Sınırlayacak

Dünya ekonomisinin 2019 yılında yüzde 3 büyümesi öngörülmektedir. Gelişmiş ülkelerde büyüme yüzde 2,3’ten yüzde 2’ye inmektedir. ABD’de yüzde 2,5 büyüme beklenmektedir. Avrupa Birliği’nde ise büyümenin yavaşlaması ve yüzde 1,8 olması beklenmektedir. Gelişen ülkelerde büyümenin yüzde 4,5’e ineceği öngörülmektedir. Ekonomik büyümelerde yavaşlama Türkiye’nin ihraç ürünlerine yönelik talepteki büyümeyi de sınırlayacaktır.    

Dünya Ticaretinde Büyüme Yüzde 5’e İnecek, İhracatta Rekabet Artacak

Dünya mal ticaretinin ise 2019 yılında miktar olarak yüzde 3,6 genişlemesi beklenirken, petrol, emtia ve mal fiyatlarındaki durağanlaşma ile birlikte değer bazında yüzde 5 büyüyeceği ve 19,68 trilyon dolara ulaşabileceği öngörülmektedir. Dünya ekonomisinde yavaşlama ve korumacılık önlemleri mal ticaretindeki genişlemeyi de sınırlayacaktır. Buna bağlı küresel ihracat performansının 2017 ve 2018 yıllarının altında kalacağı öngörülmektedir. Bu öngörü Türkiye ihracatı için de önemli bir veri oluşturmaktadır. Türkiye’nin ihracatta karşılaşacağı rekabet artacaktır. 

ABD ve Çin Ticaret Müzakerelerinde Anlaşamazlar İse Korumacılık Sertleşecek
 
2019 yılında dünya ticareti üzerinde doğrudan etkili olacak en önemli risk ABD ile Çin arasındaki ticari korumacılık adımlarının bir savaşa dönüşmesidir. Her iki ülke 1 Mart tarihine kadar ticaret görüşmelerini sürdürerek anlaşma arayacaktır. Ancak anlaşma sağlanamaması halinde karşılıklı olarak ticaretin tamamını kapsayacak ilave gümrük vergileri uygulanması riski bulunmaktadır. Bu riskin gerçekleşmesi halinde dünyanın geri kalanında da ticarette korumacılık önlemleri uygulanması kaçınılmaz olacaktır.
 
Büyük Britanya’nın AB’den Nasıl Ayrılacağı da Bekleniyor
Büyük Britanya ile AB arasında anlaşmasız bir ayrılık yaşanması dünya ekonomisi ve ticaretinde bir diğer önemli riski oluşturmaktadır. 2019 yılı Mart ayına kadar iki taraf arasında süreçte ilerleme sağlanamaz ise anlaşmasız ayrılık ihtimali artmaktadır. Büyük Britanya’nın AB’den anlaşmasız ayrılması önce Büyük Britanya’nın sonra AB’nin ve de Türkiye’nin dış ticaretini olumsuz etkileyecektir.     
Euro Dolar Paritesinde Hem Durağanlık hem de Belirsizlik Sürüyor
2019 yılında ABD Merkez Bankası faiz artışlarını sürdürecek olmakla birlikte sayısına ilişkin belirsizlik bulunmaktadır. Avrupa Merkez Bankası da genişlemeyi sona erdirmiştir. Bunlara bağlı olarak 2019 yılının ilk yarısında daha güçlü bir Dolar, ikinci yarısında ise Euro beklenmektedir. Euro Dolar paritesi hem 1,15 seviyelerinde durağanlaşmıştır, hem de belirsizlikler yaşanmaktadır. Anlaşmasız Brexit Euro’yu ve Sterlin’i zayıflatacaktır.   
 
  
2019 Yılında Küçülen Pazar Yok, Tüm Pazarlar Fırsatlar Sunuyor
 
2019 yılında Türkiye’nin ihracat hedeflerine ulaşmasında ihracat pazarlarındaki gelişmeler, ekonomik büyümeler ve buna bağlı olarak oluşacak ithalat talebi önemli olacaktır. 2019 yılında genel olarak ekonomik büyümelerde 2018 yılında göre bir yavaşlama olacağı görülmekle birlikte hiçbir pazarda küçülme beklenmemektedir. Bu nedenle tüm pazarlar ihracat artışı için fırsatlar sunmaya devam edecektir. 2019 yılında yüksek büyüme beklentileri ile öne çıkan Polonya, Romanya, Kazakistan, Türkmenistan, Gürcistan, Irak, BAE, Mısır, İsrail, Gana ve Kenya ihracat için daha çok fırsatlar sunacaktır.     
2019 Yılında İhracat İçin Riskler Fırsatlardan Daha Çok, İhracata Daha Çok Destek Gerekiyor
 
Küresel ekonomide ve ticarette 2019 yılında beklenen yavaşlama dikkate alındığında Türkiye’nin bu ihracat hedefine ulaşması için daha yüksek bir çaba göstermesi gerekmektedir. 2019 yılında bu ihracat hedefine ulaşılabilmesi için ihracat birim fiyatlarının arttırılması, mevcut pazarlarda payın genişletilmesi ve yeni pazarlara erişim ile ürün çeşitliliğinin artırılması önemli olacaktır. Türkiye’nin 182 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak için kamu ihracat desteklerini de artırmalıdır. Özellikle Eximbank kredi ve teminat olanakları, alacak sigortaları ve döviz kuru riski yönetim ürünleri önemli olacaktır.    
Son Söz; Risklere rağmen ihracatta fırsatlar sürüyor, 2019 yılı fırsatlar odaklı desteklerin yılı olmalı.