Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında piyasa fiyatlamalarında ‘savaş fiyatlaması’ ile yatırımcılar, riskli varlıklardan çıkarak güvenli limanlara doğru yöneldi. Bununla birlikte Rus borsası % 49, ABD borsaları % 3, Avrupa borsaları % 4 ve bizde de BİST-100 % 8’lik değer kaybına uğradı. Güvenli limanlara yönelişle birlikte sarı metal altın, son 8 ayın en yüksek zirvesi 1.976 doları test etti. Ayrıca Rusya’nın büyük ihracatçı olduğu buğday, arpa, paladyum, nikel ve alüminyum gibi emtia fiyatlarında da yükselişler oldukça fazlaydı. Bir diğer emtia brent petrol de 104 doları test ederek son 8 yılın zirvesine oturuverdi. Anlayacağınız piyasalarda Kasım ayından bu yana başlayan ve Ocak ayında daha da şiddetlenen ‘şahin FED fiyatlaması’, savaş tamtamları ile gelen jeopolitik risk fiyatlaması ile çoktan unutulmuştu bile.
Rusya’nın işgalinin hemen ardından ABD’den ikinci yaptırımlar geldi. Piyasalar bu yaptırımları ağır bulduğundan işgalden hemen bir gün sonra piyasa fiyatlamalarında olumlu bir hava görüldü. Tabii hepimiz şunu çok merak ediyoruz; olur da bu kriz derinleşerek devam ederse, bir diğer deyişle sıcak çatışma devam ederse bu bizim ekonomimizi nasıl etkiler? İlk olarak şunu söyleyebilirim… Rusya’nın Ukrayna’yı işgal ettiği gün de tecrübe ettiğimiz gibi bu, borsamıza sert satışlar getirecektir. Ayrıca dolar/TL’de de yukarı yönlü bir hareket yaratma potansiyeli yüksek. Çünkü biz de Rusya ile aynı ligde ve ona komşu olan bir gelişmekte olan ülkeyiz. Oradaki risk ve savaş fiyatlaması bizi de ‘bulaşma etkisi’ ile olumsuz etkiliyor. Ayrıca olayların kötüye gitmesi durumunda Türkiye’nin işinin zor olması ve arada kalma ihtimali de fiyatlamaları olumsuz etkiliyor. Türkiye taraf değil ama süreç, taraf olmaya zorlarsa bu, bizim için olumsuz olacaktır. Yine Türkiye ekonomisinde yüksek enflasyon gibi riskli durumların olması da fiyatlamaları olumsuz etkileyen gelişmeler arasında.
Şurası kesin ki savaş hali devam ederse en çok etkilenecek sektörlerden biri turizm olacaktır. Ülkemize gelen turistlerin her yıl %33’ü Rusya ve Ukrayna’dan. Savaşın devam etmesi halinde sadece bu bölgeden değil diğer ülkelerden de gelen turist sayısının azalma durumu olabilir. Haliyle turizm gelirlerinin azalması, cari dengeyi olumsuz yönde etkileyecek önemli bir gelişme olabilir. Öte yandan artan enerji ve petrol fiyatları da hem cari dengeyi, hem de enflasyonu daha da bozucu etki yaratabilir. Yine ülke olarak buğday ve arpa gibi hububatın % 86’sını Rusya ve Ukrayna’dan ithal ediyoruz. Savaş halinde ithalatın sekteye uğraması da sıkıntı yaratacaktır. Bu sıkıntı da ülke içinde buğday, arpa, kırmızı et, süt ve yumurta gibi temel malların fiyatlarını artırarak hem gıda enflasyonunu hem de TÜFE’yi artırıcı etki yaratacaktır. İşin bir diğer boyutu da dış ticarete getirilecek yaptırımlarla ilgili olacaktır. Rusya’ya getirilecek yaptırımlar, bizimle olan ticaretini de aksatıcı boyut yaratabilir. Bu noktada en çok korkulan, Rusya’nın uluslararası ödemeler ağı olan SWIFT’den çıkarılmasıydı. Henüz çıkarılmadı ama ABD Başkanı Biden, ‘Bu bir koz. Çıkarabiliriz de’ mesajı verdi. Olur da Rusya, SWIFT dışı kalırsa bizimle olan ticaretini de olumsuz etkileyen bir durum olacaktır. Sözün özü bu meselede hem siyasi, hem de ekonomik anlamda işimiz ülke olarak gerçekten çok zor.
Doç. Dr. Filiz Eryılmaz
BUÜ İİBF İktisat Bölümü Öğr. Üyesi