Türkiye ekonomisinin pandemi koşullarına rağmen 2021 yılında aşılamanın hız kazanacağı ve destekleyici finansal koşulların da devam edeceği varsayımı altında yüzde 4,5 oranında büyüyeceği hâkim senaryosu (her ne kadar farklı büyüme tahminleri olsa da) hala geçerliliğini korumaktadır. Hiç şüphesiz 2021 yılı büyüme performansında tüm dünya için olduğu gibi Türkiye ekonomisinin büyüme performansında aşıya erişim, aşının dağılımı, toplu bağışıklık zamanlaması ve varyantlar, mali ve parasal desteklere dair gidişat ile artan emtia fiyatları ve enflasyon kaygıları sonucunda finansal koşulların seyri belirleyici olacaktır.

Türkiye ekonomisi 2021 yılının ilk çeyreğinde çeyreklik bazda yüzde 1.7 yıllık bazda ise yüzde 7’lik bir ekonomik büyüme performansı göstermiştir. İlk çeyrekte tarım sektörü yüzde 7,5, sanayi sektörü yüzde 11,7 ve hizmetler sektörü (inşaat dâhil) yüzde 5,3 oranında büyüme kaydetmiştir. Grafik 1’de de görülebileceği gibi ilk çeyrekte büyümenin sanayi ve inşaat sektörü kaynaklı olduğu anlaşılmaktadır. Covid-19 salgını nedeniyle hizmetler sektörünün ekonomik büyümeye katkısının hala sınırlı düzeyde olduğu görülmüştür. Yılın ilk çeyreği için genel bir değerlendirme yapacak olursak ilk çeyrekte pandemiye rağmen Türkiye ekonomisinin gücünü koruyarak potansiyel üstü bir ekonomik performans sergilediğini söyleyebiliriz.

    

Kaynak: TCMB (2021)

Grafik 1. 2021 İlk Çeyrek GSYİH’ına Üretim Yönünden Katkılar

Grafik-2 incelendiğinde 2020’nin ikinci yarısından itibaren hızlı büyüme eğilimi sergileyen tüketim harcamaları 2021’in ilk çeyreğinde de bu seyrini sürdürdüğü görülmektedir. Bu dönemde tüketim harcamaları yüzde 7’lik büyümeye 4,7 puan katkı sağlarken, bunun 4,5 puanı özel tüketimden 0,2 puanı da kamunun tüketim harcamalarından kaynaklanmıştır. Özel tüketim harcamaları içerisinde dayanıklı mallara yönelik güçlü talep ilk çeyrekte bir miktar zayıflarken hane halkının yarı dayanıklı ve dayanıksız mallara yönelik talebinin hızlandığı gözlemlenmiştir.

 

 Kaynak: İşbank (2021)

Grafik 2. 2021 İlk Çeyrek GSYİH’ına Harcamalar Yönünden Katkılar

İlk yarının ikinci çeyrek ekonomik büyüme rakamları ise henüz açıklanmadı. Fakat ilk çeyrekte beklenti üzeri bir ekonomik büyüme rakamı gelince çoğu kuruluş aşağıda da görülebileceği gibi Türkiye ekonomisi için 2021 yılına ait büyüme tahminlerini yukarı yönde revize etti.

 

Kaynak: Anadolu Ajansı (2021)

Grafik 3. Uluslararası Kuruluşların Türkiye Ekonomisi İçin

2021 Yılı Büyüme Tahminleri

Genel olarak ikinci çeyreğe ilişkin performansı inceleyecek olursak özellikle talep tarafında ilk çeyreğe göre bir azalma olduğu görülmektedir. Grafik 3’de de görülebileceği gibi sanayi üretimi endeksi Nisan ve Mayıs aylarında ilk çeyreğe göre %0.4 artmış ve ivme kaybı yaşamıştır. Sanayi üretimi endeksindeki bu ivme kaybının temel nedeni ise salgın nedeniyle yurt içi talepte meydana gelen azalmadır. Öte yandan ikinci çeyrekte dış talebin sanayi üretimi endeksini artırdığı gözlemlenmiştir. Yine sanayinin alt sektörleri (2015=100) incelendiğinde, 2021 yılı Mayıs ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksinin bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 33,4, imalat sanayi sektörü endeksinin yüzde 42,8 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksinin yüzde 20,9 arttığı görülmüştür.

 

Kaynak: TÜİK (2021)

Grafik 4. Sanayi Üretimi Endeksi Yıllık Değişim Oranları (%)

Bu kez Grafik-4’de yer alan ikinci çeyreğe ilişkin ekonomik büyümenin öncü göstergelerinden olan kapasite kullanım oranına baktığımızda ise ilk yarının ikinci çeyreğinde artmaya devam ettiğini görüyoruz. Hatta öyle ki neredeyse pandemi öncesi döneme yaklaştığı görülmüştür. Tedarik zincirindeki aksamalar nedeniyle özellikle otomotiv sektörü ve aynı zamanda fabrikalardaki tatiller nedeniyle de yatırım mallarında kapasite kullanım oranının belirgin bir biçimde düştüğü görülmektedir. İkinci çeyrek için otomotiv sektörü ve yatırım malları dışında imalat sanayinin performansının güçlü olduğu söylenebilir.

 

Kaynak: TCMB (2021)

Grafik 5. Kapasite Kullanım Oranları (%)

İkinci çeyrek için genel bir değerlendirme yapacak olursak aşılama hızındaki ilerleme ve özellikle Haziran ayından itibaren kademeli normalleşmeye geçiş ile birlikte ekonomik büyümenin de toparlandığı söylenebilir. İkinci çeyrekte kısıtlamaların kaldırılması ile birlikte ekonominin talep tarafındaki harcamalardaki artış hayli dikkat çekici olmuştur. Tüm bu anlatılanlar göz önüne alındığında ikinci çeyrekte yıllık büyümenin baz etkisi nedeniyle yüzde 20’nin üzerinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

 

Doç. Dr. Filiz Eryılmaz

BUÜ İİBF İktisat Bölümü Öğr. Üyesi