Günümüz yeni normalinde şirketler, yaptıkları her şeyi;
1-Daha kaliteli
2-Daha esnek, hızlı, çevik ve kolay
3-Daha ekonomik olarak yapmak zorunda kalacaklardır.
Bunu başarabilmek için ise kurumlar; hızlı-doğru ve stratejik adımlar atabilmeli, teknolojik alt ve üst yapı dönüşümlerini gerçekleştirebilmelidir. Bütün bu dönüşümün merkezinde de dijitalleşme, inovasyon ve sürdürülebilirlik yer almalıdır. Dijitalleşme; artık sadece rekabet avantajı sağlayan bir unsur değil, şirketin geleceğini ve sürdürülebilirliğini garanti altına alan bir yaklaşım, bakış açısıdır. Dijital uygarlık çağını yaşadığımız günümüz dünyasında hiçbir organizasyonun, eski iş modelleri ile geleneksel iş yapış şekilleri ile ayakta kalması mümkün değildir. Bugün artık akıllı-bağlantılı-mobil bir hayat bizi bekliyor. Dünyada her şey birbiri ile bağlantılı hale geliyor. Nesneler birbiri ile haberleşiyor, iletişim kurabiliyor. Ayrıca ürün, süreç, iş modellerinde köklü dönüşümler olurken dijital dönüşümü sağlayan vizyon, strateji ve politikalarda sistemli ve sürekli olarak yenileniyor. Odağında veri ve analitik olan dijitalleşmede hedef, ‘veriden değer üretmek’ olmalıdır.
Yeni sanayi devrimi ile veriye her lokasyondan, gerçek zamanlı, doğru hızlı ve güvenli ulaşım sağlanabilmektedir. Burada diğer önemli nokta, ‘verinin dönüşüm yolculuğunun’ gerçekleşmesidir. Verinin, üretimi-iletimi-saklanması-korunması (siber güvenlik) önemli olduğu kadar veri analitiği ve algoritmalar ile işlenerek anlamlı hale getirilip ekonomik değere dönüşümü de büyük önem arz etmektedir.
Verinin bu yolculuğunda 4. Sanayi Devrimi’nin kavramları olan yapay zekâ ve makine-derin öğrenme teknolojilerinin devreye girmesiyle kurum içindeki IIOT Platformu’ndan toplanan büyük verinin detaylı analizi yapılabilmektedir. Ayrıca dijital dönüşümün sadece bilgi ve iletişim teknolojilerinden ibaret olduğu düşünülmemeli, bunun aynı zamanda kültürel bir dönüşüm olduğu da unutulmamalıdır. İş modellerinin, iş süreçlerinin, liderlerin dönüşümüdür.
Araştırmalar; dijital dönüşüm projelerinin yüzde 80’inin başarısız olduğunu göstermektedir. Projelerin başarısız olmasını engellemenin yolu, dijitalleşme kültürünü tepe yönetiminden en alt seviye çalışana kadar indirip katılımı sağlamak olmalıdır. Bu andan itibaren değişim, kurumun kılcal damarlarına işleyen organizasyonel bir dönüşümdür.
İş modeli, dijital iş modeline; yöneticiler, dijital perspektiften bakan dijital liderlere; kurumlar, dijital ve analitik odaklı yeni nesil bir organizasyona dönüşebilmelidir. Dijital dönüşümün, dönüşümü ayrı tutarsak geriye sadece teknoloji kısmı kalır ki bu da tek başına yeterli değildir.
Burada önemli olan, ‘teknolojiye odaklanıp dönüşümü ıskalamamaktır.” Dönüşüm, kurumun iş yapış kültüründe oluşmalıdır. Netice olarak hedef, şirketlerin kendi kurum kültür ve altyapınıza uygun teknoloji ve stratejiyi seçip kendi dijital modelini oluşturabilmek olmalıdır.