Türkiye’nin ihracatçı birliklerinde görev üstlenen ilk kadın başkan olan Pınar Taşdelen Engin, iş yaşamını ve vizyonunu BTSO Ekonomi okurlarıyla paylaştı.
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) ve Polyteks Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, iş hayatındaki tecrübelerini ve tekstil sektöründeki dijital ve yeşil dönüşüm çalışmalarını BTSO Ekonomi’ye anlattı. Engin, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde verdiği röportajda “Kadın girişimcilerimizi ekonomide daha fazla görmek istiyoruz” dedi.
‘5 TEKSTÜRE MAKİNESİYLE BAŞLADIK’
Küçük yaşlardan itibaren tekstil mühendisi olmak istediğini kaydeden UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, “Babam, özellikle sentetik sektöründe olmak üzere başarılı bir makine yüksek mühendisi olarak sektörümüzün duayenlerinden biridir. Babamla birlikte çalışmayı istediğim için çocuk yaşlardan itibaren tekstil mühendisi olmak istiyordum. Bu hedefle İngiltere’de tekstil mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra master yaptım ve Türkiye’ye döndüm. Şu anda da her zaman bir parçası olmak istediğim Polyteks’in Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütüyorum. 1986 yılında babam Mustafa Taşdelen tarafından kurulan Polyteks, 5 adet tekstüre makinesiyle başladı. Bugün günde 120 ton üretim yapan, özellikle polyester iplikte oldukça geniş bir ürün gamı olan ve tekstilin tüm alt sektörlerine hizmet eden bir firma oldu” diye konuştu.
‘ODAK NOKTAMIZ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK’
Polyteks firmasının ev tekstili, giyim ve teknik tekstiller gibi tüm alanların tedarikçisi olduğunu da belirten Başkan Pınar Taşdelen Engin, “Taşdelen Group’un firmaları arasında Taşdelen Tekstil ve Sintaş Tekstil bulunuyor. Taşdelen Tekstil’de daha çok ürettiğimiz ipliklerin performansını görüyor ve yeni ürünler geliştiriyoruz. Sintaş Tekstil ise özellikle Polyteks’in ipliklerinde boya servisi verilen kısım. Babamın vizyonundan oluşan bu ortama ben 1999 yılında dahil oldum ve bu vizyon aynı şekilde devam etti. Firma olarak iş ortaklarımıza hiçbir zaman rakip olmak istemedik ve her zaman işin hammadde kısmında kaldık. Yatırım planlarımız devam ediyor ve sürekli olarak araştırma içerisindeyiz. Bu planlamaların odak noktasıysa dünyamız ve sektörümüzün faydasını amaçladığımız sürdürülebilirlik yönünde ilerliyor. Pandemi sürecinde sektörümüzün çok büyük bir darbe almadan başarıyla çıkmasının en büyük sebeplerinden biri tedarik gücümüz. Fakat ülkemizde hammadde anlamında mutlaka yatırımların devam etmesi gerekiyor. Biz de bu konuda elimizden geleni yapmak istiyoruz. Bu düşünceden hareketle katma değerli şekilde ürettiğimiz ürünlerin ihracatını global düzeyde yapıyoruz” dedi.
‘KALKINMA SİSTEMİNDE KADIN YER ALMALI’
Tekstil sektöründe kadın yöneticilere, girişimcilere ve çalışanlara bakış açısının çok hızlı geliştirdiğini de vurgulayan Engin, “1999 yılında tekstil yüksek mühendisi olarak geldiğimiz firmamızda düzeltmem gereken birçok şey olduğunu düşündüm. İlk önce laboratuvarla başladım ve her şeyin kolay olacağını zannediyordum. Tecrübesizliğimin yanı sıra başkalarının fikirlerini dinlememin ne kadar büyük öneme sahip olduğunun farkına varamamıştım ve bunu anlamam zaman aldı. Buraya yönetici olarak dönmedim ve hiçbir zaman böyle bir talebim olmadı. Laboratuvar, ürün geliştirme, planlama ve satış kısmıyla devam eden bir yolculuğum oldu. Firmamızda da, ailemde de hiçbir zaman kadın olmanın avantajını ya da dezavantajını görmedim. Sektörümüzde ve ülkemizde ekonomik kalkınmanın ve sürdürülebilirliğinin sağlanacağı bir sistemde mutlaka kadın yer almalı. Bizler çok şanslıyız ki firmamızda kadın çalışan sayımız yüzde 30’un üzerinde konumlanıyor ve bu sayıyı artırmak için devamlı çalışıyoruz. Yönetici pozisyonunda da yüzde 40’ın üzerinde kadın çalışanımız bulunuyor. Uludağ İhracatçılar Birliği’nde (UİB) çalıştığımız harika ekipte de çalışanlarımızın yüzde 60’tan kadınlardan oluşuyor” ifadelerini kullandı.
‘KADININ KOŞMAK İÇİN ENERJİSİ VE GÜCÜ VAR’
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınlarının konuşulması gerektiğinin de altını çizen Pınar Taşdelen Engin, “UTİB’de kadınların daha fazla yer alması ve yönetim kurullarında başkanlık ve başkan yardımcıları seviyesinde olmaları gerçekten çok önemli. Bir kadın, özellikle girişimciyse; ev hayatını, iş yaşamını ve ekibini organize etmesi fazlasıyla zamanını alıyor. Bu kapsamda 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüzü de kutluyorum.. Bizler yöneticiler ve kadın çalışan olarak, çok şanslı bir sektörden geliyoruz. Tekstil sektöründe kadın istidamı ilk sıralarda yer alıyor. Fakat aynı başarıyı sektörümüzdeki girişimci kadınlarda çok fazla göremiyoruz ve kadınları bu alanda daha fazla görmek istiyoruz. İstemenin yetmeyeceğini bilerek, TechXtile Start-Up Challenge programını düzenlendik. Önüne konan taşlar ve engeller kaldırılabilirse kadının koşmak için enerjisi ve gücü var. Kadınların uygun olmadığı bir sektör söz konusu bile değil. Ekonomik kalkınmanın temelini kadın iş gücüyle kurarak sürdürülebilir kılabiliriz” dedi.
‘BTSO İLE YAPTIĞIMIZ İŞLER, DAHA FAZLASININ GÖSTERGESİ’
Meslek liselerinde yetişen öğrencileri tekstil sektöründe istihdama kazandırmada BTSO’nun önemli çalışmaları olduğunu da belirten Engin, “Nitelikli istihdama teşvik çalışmaları yürüten Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ile Bursa, Eskişehir,Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) desteğiyle birçok organizasyon gerçekleştiriliyor. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ile uzun süre birlikte çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz. İbrahim Burkay’ın vizyonuma birçok katkısı olmuştur. Bursa’nın büyümesine yönelik yapılması gerekenler ve bu noktada gerçekleştirilecek kolektif çalışmalar açısından kendisinden çok fazla şey öğrendim. UTİB olarak da BTSO ile iş birliği çalışmalarımız sürüyor ve her zaman yanımızda oluyorlar. Bursa’daki kurumlar etkinliklerde öne çıkmaktan ziyade, Bursa’yı gelişmek adına çalışıyorlar. BTSO’nun ‘Bursa Büyürse Türkiye Büyür’ sloganı bunu çok güzel bir şekilde tanımlıyor. Bursa’da, dirsek temasında olduğumuz kurumlar ile ortak akılla birçok proje yürütme şansımız var. BTSO’nun sektörüm adına Bursa Textile Show ve Junioshow gibi önemli çalışmaları var ve biz de bu gayretlerin her zaman yanındayız. Birlikte ortaya çıkardığımız başarılı işler, daha fazlasını yapacağımızın göstergesi” değerlendirmesini yaptı.