Gıda sektörü, dünyada değişimin nabzının en hızlı attığı alanlardan biri haline gelmiş durumda. Tüketici beklentilerindeki dönüşüm, iklim krizinin derinleşen etkileri ve teknolojinin yükselen gücü, gıdayı temel ihtiyaç olmaktan çıkararak sürdürülebilir kalkınmanın lokomotif alanlarından birine dönüştürüyor. 2025 itibarıyla sağlıklı, izlenebilir ve çevre dostu ürünlere yönelik artan talep, firmaların üretimden ihracata kadar tüm süreçlerini yeniden tanımlamalarını sağlıyor.
Bursa iş dünyası açısından bu dönüşüm, pazarda kalıcı rekabet avantajı sağlayabilmek için güçlü bir fırsat penceresi açıyor. Firmaların yenilikçi adımlar atarak küresel değer zincirinde daha etkin konumlanması ve marka gücünü artırması, kentin kalkınma vizyonunun ayrılmaz bir parçası haline geliyor.
Türkiye’nin Gıda İhracatı İlk Çeyrekte 6,9 Milyar Dolar Oldu
Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, 2025 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’nin gıda sektörü ihracatında bitkisel ürünler alt sektöründe yer alan Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri grubu 3 milyar 217 milyon 492 bin dolarlık hacimle lider konumda bulunuyor. Bitkisel ürünler sektörünün diğer alt grupları olan Yaş Meyve ve Sebze, Meyve Sebze Mamulleri, Kuru Meyve ve Mamulleri, Fındık ve Mamulleri ile Zeytin ve Zeytinyağı ürün grupları ile Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller grupları ise aylık bazda dengeli bir seyir izlemeye devam ediyor.
2025 yılı Ocak-Mart dönemi toplam gıda ihracatında 6 milyar 86 milyon 350 bin dolarlık kısmı bitkisel ürünler grubu, 865 milyon 655 bin dolarlık kısmı ise hayvansal ürünler grubu oluşturdu. Böylece 2025’in ilk çeyreğinde Türkiye’nin toplam gıda ihracatı 6 milyar 952 milyon 5 bin dolar düzeyinde gerçekleşirken, 2024’ün son çeyreğinde kaydedilen 7 milyar 810 milyon 975 bin dolarlık seviyeye kıyasla bir gerileme gözlendi.
Bursa’nın İhracatı Düştü Payı Arttı
Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, 2024 yılı ikinci çeyreğinde Bursa’nın gıda ihracatı 130 milyon 946 bin dolar olarak gerçekleşirken, üçüncü çeyrekte bu rakam 154 milyon 821 bin dolara yükselmiştir. Dördüncü çeyrekte ise 139 milyon 57 bin dolara gerileyerek bir önceki döneme kıyasla düşüş kaydedilmiştir. 2025 yılının ilk çeyreğinde de ihracatta azalma eğilimi devam etmiş ve Türkiye genelinde olduğu gibi Bursa’nın gıda ihracatında da gerileme yaşanmıştır.
2024 yılında Bursa’nın Türkiye’nin toplam gıda ihracatındaki payı yıl içinde dalgalı bir seyir izlemiştir. Yılın ilk çeyreğinde %2,41 seviyesinde olan bu oran, ikinci çeyrekte %2,16’ya gerilemiştir. Üçüncü çeyrekte %1,30’a kadar düşen pay, dördüncü çeyrekte %1,79’a yükselerek sınırlı bir toparlanma göstermiştir. 2025 yılının ilk çeyreğinde ise Bursa’nın Türkiye geneli gıda ihracatındaki payı %2,10 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu tablo, yıl boyunca ihracat rakamlarında yaşanan değişimlerin kentin ihracat performansına da yansıdığını ortaya koymaktadır.
Gıda İhracatında Lider Ülkeler
Türkiye’nin gıda sektörü ihracatında 2024 yılı boyunca ana pazarlar büyük ölçüde sabit kalmıştır. Hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri grubunda Irak; yaş meyve ve sebze grubunda Rusya; meyve sebze mamulleri grubunda ABD; su ürünleri ve hayvansal mamuller grubunda yine Irak öne çıkmıştır. Kuru meyve ve mamulleri grubunda Birleşik Krallık, zeytin ve zeytinyağı grubunda ilk çeyrekte İspanya, ikinci çeyrekte ise ABD başlıca pazarlar arasında yer almıştır. Fındık ve mamulleri grubunda yılın ilk çeyreğinde İtalya, yılın kalan döneminde Almanya en fazla ihracat yapılan ülkeler olmuştur.
2025 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’nin gıda sektöründe en çok ihracat gerçekleştirdiği ülkeler ürün gruplarına göre şu şekildedir:
- Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri: Irak
- Yaş Meyve ve Sebze: Rusya
- Meyve Sebze Mamulleri: ABD
- Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller: Irak
- Kuru Meyve ve Mamulleri: Almanya
- Zeytin ve Zeytinyağı: ABD
- Fındık ve Mamulleri: İtalya
Farklı Kültürlerden Lezzet Deneyimi Artıyor
Küresel tüketici eğilimleri, artık sofralara farklı coğrafyaların hikâyelerini taşımaya başladı. Tüketiciler, yaşam tarzlarını zenginleştirirken yeni lezzetler denemeyi, farklı kültürlerin tatlarını keşfetmeyi ve beslenme alışkanlıklarını çeşitlendirmeyi öncelik haline getiriyor. Asya, Afrika ve Latin Amerika mutfaklarının baharatları, fermente ürünleri ve sokak lezzetleri dünya mutfaklarında daha fazla yer bulurken, gıda sektöründe yeni fırsat alanları ortaya çıkıyor.
Sağlıklı ve fonksiyonel gıdalara yönelik ilgi artarken, bitki bazlı ve alternatif protein kaynakları, sürdürülebilir üretim modelleri ve dijitalleşme gibi trendler de bu dönüşümü destekliyor. Kişiselleştirilmiş beslenme çözümleri, çevre dostu ambalaj kullanımı ve blockchain tabanlı izlenebilirlik uygulamaları sektörde yenilikçi adımların hızlanmasına katkı sağlıyor.
Gıda güvenliği ve tedarik zincirinde dayanıklılık kavramı, iklim krizi ve jeopolitik riskler karşısında daha kritik bir noktaya taşınırken; sektörde küresel tat deneyimine odaklanan yeni bir döneme giriliyor.