Mayıs ayı içerisinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından kamuoyuyla paylaşılan “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi”, son bir yıllık süreçte uygulanan enflasyonla mücadele programının maliye politikası yönünü temsil ediyor. Geride bıraktığımız yılın Haziran ayından itibaren alınan parasal tedbirler enflasyonla mücadelede bizleri henüz istenilen seviyeye taşımasa da bir yıl öncesinde %9,49 seviyelerine kadar yükselen aylık TÜFE rakamları bugün artık %3 seviyelerine kadar geriledi. Bu sürecin kalıcı olması ve enflasyonla mücadelenin daha hızlı sonuç vermesi için kamu kesiminin tasarruf ve verimlilik artışına yönelik önlemlerle TCMB’ye fiyat istikrarı hedefi çerçevesinde açıktan destek vermesi öngörülüyor. Bu sayede aylık enflasyon rakamlarının daha da aşağıya çekilerek Orta Vadeli Program hedeflerine ulaşılması amaçlanıyor. Yeni programın hedefi Haziran ayı itibariyle yıllık enflasyonun düşüş eğilimine girmesi ve 2024 yılı sonunda 2. Enflasyon Raporu sunumunda da ifade edildiği gibi TÜFE’nin %38 olarak gerçekleşmesi. Bu hedefin gerçekleştirilmesi 2026 yılındaki tek haneli enflasyon hedefi için de bir gösterge olacak. “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi” öncelikle yeni tasarruf ve verimlilik paketleri için bir başlangıcı temsil ediyor.

Kısaca enflasyonla mücadelede TCMB aylık fiyat gelişmeleri çerçevesinde nasıl gerekli önlemleri alıyorsa, bu kapsamda aylık enflasyon gelişmeleri çerçevesinde yeni tasarruf tedbirleriyle de tanışabiliriz. Açıklanan tedbirler tüm kamu kurum ve kuruluşlarını kapsamakla birlikte; izleme, denetleme, raporlama ve yaptırım süreçlerinden oluşuyor. En başta alınan tasarruf ve verimlilik tedbirlerinin başında taşıtlar, binalar, diğer cari harcamalar ve kamu istihdamı geliyor. Gereksiz harcamaların kısıtlanması ve yeni memur alımında üç yıllık dönem için sıkı tedbirler var. Bu sayede harcama kontrolünün sağlanması planlanıyor. İdari yapıda etkinlik, hizmet içi eğitim, yurt içi ve dışı görevlendirmeler ile enerji ve atık yönetimi de kamusal tasarruf ve verimlilik artışı için ele alınan başlıklar arasında. Tabii ki tasarruf ve verimlilikle ilgili alınan tedbirlerin etkilerini önümüzdeki süreçte daha net görebileceğiz. Fakat her şeyden önce, açıklanan tasarruf ve verimlilik paketini bir örnek teşkil etmesi bakımından da önemsemeliyiz. Elbette her ekonominin ana sorunları arasında kaynakların kıt olması bulunuyor. Dolayısıyla bugün alınan kararları gerek kamu kesiminin gerekse özel kesimin bir hayat tarzına dönüştürmesi gerekiyor. Hayat tarzımızı ve politikalarımızı kurallar ölçüsünde belirlemediğimiz her dönemde enflasyon başta olmak üzere pek çok ekonomik olumsuzluğa da açık hale geliyoruz.

Kamusal tasarruf tedbirlerinin gelecek dönemde ortaya çıkaracağı olumlu gelişmelerin yanında bazı olumsuz gelişmelere de yol açabilmesi ihtimaller arasındadır. Öncelikle kamu harcamalarındaki her bir birimlik azalma çarpan etkisi nedeniyle milli gelir üzerinde bir birimden daha fazla daraltıcı etkiye yol açacaktır. Bu gelişmenin toplam talep üzerinde meydana getireceği azalma olumsuz gibi görünse de enflasyon üzerindeki talep yönlü baskıları da azaltacaktır. Olumlu etkilerle birlikte tedbirlere duyulan güven sayesinde enflasyonla mücadele programının da başarıya ulaşması kolaylaşacaktır. Diğer taraftan tasarruf tedbirlerinin uygulanmasındaki gecikmeler, aksaklıklar, tasarruf ve verimlikle ilgili atılan adımların gerekli sıkılaştırıcı etkileri sağlayamaması, bürokratik sorunlar, tasarruf kalemlerinde önceliklerin doğru tespit edilememesi, kamusal hizmetlerde aksama, döviz kuru, enerji ve ithal girdi fiyatlarındaki artışa bağlı olarak ortaya çıkabilecek arz yönlü sorunlar ile birlikte verimlilikle ilgili olumsuz gelişmeler enflasyonla mücadele sürecinde ilave sorunlara da yol açabilecektir. Yine de her koşulda enflasyonla mücadelede kararlılık ve bu kararlılığın toplumun tüm kesimlerine yayılması çözüm için en kestirme yol olarak karşımıza çıkıyor.