Dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi olma ünvanını 2007 yılında Çin’e kaptıran Almanya, 2023 yılında Japonya’yı geçerek bu ünvanı yeniden elde etmeyi başardı. 4.4 Trilyon $ düzeyindeki Gayri Safi Yurtiçi Hasıla büyüklüğüyle dünyanın halen en önemli ekonomik güçleri arasında yer alsa da içinde bulunulan dönemdeki bazı gelişmeler Alman ekonomisinin geleceğine ilişkin olumlu havayı biraz olsun dağıtıyor. Aslında Almanya otomotiv, demir-çelik ve kimya sanayiindeki başarılarıyla adından her zaman söz ettiren bir ülke oldu. 19. yüzyılın sonunda hatırı sayılır rakipleri karşısında göreceli olarak geç sanayileşmesi ve 20. yüzyıldaki iki büyük savaştan da yenilgiyle ayrılması bu ülkenin tarihindeki en önemli dönüm noktaları. Birinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgi ağır bir tazminat yükü ve yüksek enflasyon problemi gibi ekonomik şokları beraberinde getirirken, ikinci dünya savaşındaki yenilgi ise topraklarının İngiltere, Fransa, ABD ve SSCB arasında paylaşılmasına yol açtı. Fakat, Batı Avrupa’ya yönelik Sovyet tehdidi İngiltere, Fransa ve ABD’nin sahip olduğu topraklar üzerinde bağımsız bir Batı Almanya’yı doğurdu. Ardından gelen ekonomik yardımlarla birlikte Alman sanayisi de ayağa kalkmayı başardı.

20. yüzyılda iki büyük şok yaşayan Almanya için bugün yaşanan ekonomik gelişmeler üçüncü bir şokun habercisi mi?

Almanya için “sanayisizleşme” öngörüleri hiç olmadığı kadar gündemdeki yerini almaya başlamışken, Alman Sanayi Federasyonu, Boston Consulting Group ve Alman Ekonomi Enstitüsü tarafından kısa bir süre önce "Sanayi Ülkesi Almanya İçin Dönüşüm Yolları" başlıklı bir rapor yayımlandı. Bu raporda özellikle; yüksek enerji maliyetleri, işgücü kıtlığı, bürokrasi, yetersiz yatırım ve yüksek vergilerin Alman ekonomisi için ciddi bir yük oluşturduğuna dikkat çekiliyor. 2013 yılında Endüstri 4.0 vizyonunu ortaya koyan Almanya’nın sınai dönüşümü için 2030 yılına kadar 1,4 Trilyon gibi oldukça külfetli bir ek yatırım gerekiyor.

Almanya için sanayisizleşme öngörüleri ne kadar ciddi?

Bunun için özellikle son yirmi yıldaki verilere bakmakta fayda var. Bir ülkenin sanayi sektöründe ürettiği katma değerin büyüklüğü ve bu katma değerin artış hızı, ülkenin sanayileşme düzeyi ve sanayi sektörünün gelişimi hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Dünya Bankası verilerine göre; Almanya’nın son yirmi yılda sanayi sektörü katma değerindeki yıllık ortalama büyüme hızı % 3,2 olarak gerçekleşirken, bu değer Endüstri 4.0’ın gündeme geldiği 2013 yılından sonra ise yalnızca % 1,9 olarak gerçekleşti. Bununla birlikte, Çin’in son yirmi yıldaki verilerine bakıldığında sanayi sektöründeki katma değer artışının yıllık ortalama % 11,6 olduğu görülebilir. Ayrıca, yirmi yıl önce dünyada sanayi sektöründeki katma değerin % 6,3’ünde Almanya’nın payı varken, bu oran 2023 yılında % 4,4’e kadar geriledi. Çin ise yirmi yıl önce % 7,3 olan payını, 2023 yılında % 24,4’e kadar yükseltti.

Bu veriler Almanya’nın sanayi üretiminde yıllar içerisinde yerinde sayarken, aksine Çin’deki gelişmeleri de gözler önüne sermektedir. Almanya’nın eski ivmesini yakalaması için daha önce de bahsedildiği gibi önünde tahmini olarak 1,4 trilyon $’lık bir fatura bulunuyor. Sanayi sektörü başta olmak üzere pek çok alanda gerçekleşmesi gereken dönüşümün Alman ekonomisinin geleceği için önemi oldukça yüksek. Tüm bunların yanında ekonomi alanındaki yapısal dönüşüme ek olarak enerji tedariki ile ilgili sorunlar, demografik çıkmaz ve aşırıya kaçan siyasi eğilimlerin de ayrı birer gündem konusu olarak ele alınması gerekiyor. Avrupa’nın en büyük ekonomisinin yaşayacağı sorunlar, doğrudan doğruya Avrupa Birliği’nin başlıca sorunları haline gelebilir.