Tekstil ve hazır giyim, gayri safi yurt içi hâsıla, imalat sanayi ve sanayi üretimindeki pay, ihracat, ekonomiye sağladığı net döviz girdisi, istihdam ve yatırım gibi makroekonomik büyüklükler açısından Türkiye’nin en önemli sektörlerindendir. Türkiye, İtalya ve Almanya’ya yaklaşan ihracatı ile dünyanın en büyük 6’ncı hazır giyim ihracatçısıdır.

Hazır giyimin alt sektörlerinden biri olan bebek giyimi, ülkemizde özellikle son 20 yılda gelişme kaydeden bir sektördür. Sektördeki firmalardan bazıları hem yetişkinler için hem de bebek ve çocuklar için üretim yapmakta, bazı firmalar ise yalnızca bebek giyimi üzerinde uzmanlaşmıştır. Üreticilerin büyük bir bölümü Bursa, İstanbul, Denizli ve İzmir’de bulunmaktadır. Sektörün üretim lideri ise Bursa’dır.

Ülkemiz dünyanın önemli pamuk üreticileri arasındadır. Bu çerçevede bebek giyim ticaretinin temelini oluşturan pamuktan örme ve örülmemiş bebek eşyaları ve aksesuarları üretiminde doğal olarak rekabet avantajına sahiptir. Sektör esnek üretim yapısıyla değişen talep ve ihtiyaçlara süratle cevap verebilen kapasitededir. Türkiye bebek hazır giyim sektörü insan sağlığına zarar vermeyen malzeme ve üretim süreçlerine sahiptir. Bu özelliği ile bazı rakiplerine göre ön plana çıkmaktadır.

2021 yılı ilk 11 aylık ihracat verileri incelendiğinde 2020 yılının aynı dönemine göre hazır giyim sektöründe %19’luk, tekstil ve hammaddeleri sektöründe %41’lik ve bebek giyim sektöründe de yaklaşık %40’lık bir artış yaşandığı görülmektedir. Bu dönemde Türkiye’nin tüm ürünlerde toplam ihracatı ise %45 oranda artış göstererek tarihi bir rekora imza atılmıştır.

 

 

ŞIKLIK MI, RAHATLIK MI, DOĞALLIK MI ?

Koronavirüs dönemiyle anne, bebek, çocuk ürünleri endüstrisi de ciddi bir değişime uğradı. Bu değişimle birlikte tüketici ve karar alıcıların hem mağaza deneyimi hem ürün tercihleri hem de satın alma alışkanlıkları farklılaştı. Bu farklılaşan davranışlara uyum sağlamak için yeni stratejiler belirlemek zaruri hale geldi.

Global ölçekte yaşanan pandemi sürecinin etkileri tüm ülkelerde hem ekonomik hem bireysel düzlemde hissedilmeye devam ederken insanların vakitlerinin çoğunu evlerinde geçirmeleri, kıyafet tercihlerini de etkiledi. Şık ve gösterişli kıyafetlerin yerini rahat ve doğal elyaflardan üretilmiş giysilerin aldı. Doğada özellikle, pamuk, keten, kenevir gibi bitkisel doğal elyaf kaynaklarının çok zengin olmasına karşılık, dokuma ve benzeri sanayi dallarında bu hammaddelerin çok az bir bölümü kullanılabilmektedir. Bitkisel ya da hayvansal liflerin sanayide kullanılabilmesi, uzunluk, dayanıklılık, bükülgenlik, esneklik ve emicilik gibi özelliklerinin istenilen nitelikte olmasına bağlıdır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra sentetik liflerin birikmesi doğal elyaf kullanımını önemli ölçüde azalttı. Son yıllarda petrol fiyatlarının ve çevresel faktörlerin de etkisiyle; tekstil, bina, plastik ve otomotiv endüstrilerinde doğal elyafın yeniden canlandırılması destekleniyor. Bebek -Çocuk giyiminde hali hazırda pandemi öncesinde de tüketicilerin tercihi yoğunlukla rahatlık ve doğallık iken, bu süreçte bu unsurlar önem kazanmıştır.

SEKTÖRÜ YÖNLENDİREN UNSURLAR

Koronavirüs dönemiyle anne, bebek, çocuk ürünleri endüstrisi de ciddi bir değişime uğradı. Bu değişimle birlikte tüketici ve karar alıcıların hem mağaza deneyimi hem ürün tercihleri hem de satın alma alışkanlıkları farklılaştı. Farklılaşan davranışlara uyum sağlamak için yeni stratejiler belirlemek zaruri hale geldi.

COVİD-19 SONRASI SATIŞ STRATEJİLERİ 

Pandemi süreci, üretimi insan kaynağına dayalı, emek yoğun bir sektör olan hazır giyim ve bebek konfeksiyonu sektörlerini önemli oranda etkilemiştir. Fiziksel ve sosyal mesafe alanının etkisi, sadece insanların alışkanlıklarını değil, zihin yapılarını da değiştirdi. Bu nedenle pazara/tüketiciye sunulacak ürünlerde bu değişiklikler göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin pandemi süresinde, adapte olabilen çocuk giyim ürünlerinin daha fazla tercih edildiği görülmektedir. Adapte olabilen tasarımlar deyince akla gelen ilk ürünler; şapka, cep gibi aksesuarların takılıp çıkarılabildiği, düğme ya da fermuar aracılığıyla uzun ya da kısa kol olarak kullanılabilen, yelek takılıp çıkarılarak kalın ya da ince hale getirilebilen parçalar. Bu ürünlerin en büyük tercih sebebi, farklı koşullara uyum sağlayabilmesi ve uzun süreli kullanıma uygunluğu. Firmalar adapte olabilir, inovatif ve fonksiyonel olarak üretilen ve pazarlanan ürünlerle bu yeni dönemde avantaj elde edebilirler. Satışları etkileyecek bir diğer strateji ise reklam planlamasıdır. Birçok marka, bu tür durumlarda reklam bütçelerini azaltarak daha güvenli bir alana çekilme stratejisini güder. Fakat bu durumda sektörde reklam çalışmalarını, gündeme, trendlere senkronize ederek ürünlerini pazarlamaya devam eden firmalar ön plana çıkar. Bu nedenle pazarlama çalışmalarını özellikle de herkesin internet, sosyal medya kullanımının arttığı bu günlerde dijital pazarlama faaliyetlerini arttırmaları akıllıca olacaktır.

SEKTÖR FİRMALARI TEKNOLOJİ ŞİRKETLERİYLE ÇALIŞMAYA BAŞLADI

Pandemi döneminde birçok firma, e-ticaret altyapılarını gözden geçirirken, e-ticarete başlamamış olan firmalar da bu platformlara yönelmeye başladı. Sektör oyuncuları, tüketici hayatına olumlu etki bırakmak için teknoloji şirketleriyle birlikte çalışmaktadır. Buna bağlı olarak gelecekte bu endüstrideki birçok üründe internet uygulamalarının kullanılması beklenmektedir. Birçok şeyi değiştiren pandemi bebe – çocuk giyimindeki trendleri de değiştirdi. Ailelerin daha az dışarı çıkıp, evde kalmaya başladığı bu süreçte dokuma kumaş ve dış giyim ürünlerinden ziyade günlük, rahat ve örme elbiseler ön plana çıktı. Dünya genelinde tüketiciler giderek daha fazla çevrimiçi alışveriş yapmaya başlamıştır. Tüketicilerin bu tercihinin nedenleri arasında ücretsiz gönderim, ürün ve fiyat kıyaslaması yapabilme olanakları yer almaktadır. Ayrıca, çeşitli markalardan alışveriş yapabildikleri ve istedikleri yerden sipariş verebildikleri için kanalın sağladığı rahatlık ve olumlu deneyim de e-ticaretteki bir diğer önemli etkendir.

ÇEVRE BİLİNCİ TÜKETİCİ DAVRANIŞLARINI DEĞİŞTİRİYOR

Artan çevre bilinci tüketici davranışlarını etkilemektedir. Tüketicilerin %60’ı iklim değişikliği konusunda endişeli iken, %64’ü günlük eylemleri ile çevre üzerinde olumlu etki bırakmaya çalışmaktadır. Tüketicilerdeki artan çevre bilinci üreticilerin üretimde çevresel faktörleri değerlendirerek çevre dostu ürünler piyasaya sunmalarını sağlamaktadır. Bu bağlamda şirketler geri dönüşümlü plastikler, gıda atıkları, meyveler ve bitkiler gibi yan ürünlerden tekstil ürünlerinin ve kaynak malzemelerinin geri dönüştürülmesine kadar birçok çevre dostu şekilde tekstil üretimi gerçekleştirmekte veya bu amaca yönelik çalışmalar yürütmektedir. Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı 40 yılı aşkın süredir deri ve deri mamullerine yönelik çeşitli faaliyetler sürdürmektedir. Bu teşkilat ürün yelpazesi oluşturma, üretim yöntemlerinde ve ürün kalitesinde iyileştirme, verimliliği artırma ve işgücü ve yönetim becerilerini geliştirme konularında kuruluşlar ile yakın işbirliği içinde çeşitli yardımlar sağlamaktadır. Öte yandan teşkilatın deri işleme ve deri ürünleri imalatında oluşabilecek çevresel kirlilik kontrolü yönünden inisiyatifleri bulunmaktadır. Bu bağlamda eko-etiketleme kavramını tanıtmıştır.

DAHA UZUN ÖMÜRLÜ KIYAFETLER

Ev ve sosyal hayatın birbirine girmesi, uzaktan eğitim ve çalışma düzenleri, kıyafetlerin zamansız stilini ve işlevselliğini ön plana çıkarıyor. Bu bağlamda işlevsel ve uzun ömürlü kıyafetleri popüler hale getiriyor. Sürdürülebilir Moda Anlayışı açısından da, uzun ömürlü ve işlevsel ürünlere yönelimin olması, hem daha az ürün tüketilmesini sağlıyor hem de ‘daha az alın fakat daha iyisini alın’ görüşünü destekliyor. Bu da çevre ve doğa için daha az atık, daha az tüketim anlamına geliyor.

KARBON AYAK İZİ

Karbon ayak izi, bir süreç ya da ürünün tüm yaşam döngüsü boyunca yaydığı toplam CO2 ve diğer sera gazlarının toplam miktarıdır. Karbon ayak izini azaltmak için geri dönüştürülebilir tasarımlar oluşturmak, kıyafetlerde kimyasal boyaları kullanmamak gibi önlemler alınabilir. Özellikle spor giyiminde birçok marka bu konuya önem veriyor ve düşük karbon ayak izi olan ürünler üretmeye gayret ediyor.

ORGANİK VE VEGAN ÜRÜNLER

Günümüzde birçok markanın tercihi, yenilikçi teknolojiyle inovatif, ilham veren tasarımlar kadar doğa dostu tasarımlar da yaratmak. Tasarlanan ürünlerde organik pamuk, kauçuk, geri dönüştürülmüş polyester, deniz yosunu gibi malzemeler kullanarak organik, vegan ürünler üretmek de sürdürülebilirlik akımı ve tabii sürdürülebilir moda açısından önemli bir trend konumunda.

SIFIR ATIK İLE SÜRDÜRÜLEBİLİR MODA

Doğa dostu koleksiyonların önemli özelliklerinden birisi de çoğunun Sıfır Atık hedefine paralel üretiliyor olması. Geri dönüşümün sürdürülebilir dünyanın vazgeçilmezi olduğuna inanan markalar, %100 geri dönüştürülmüş polyester, atık malzemelerden üretilen naylon kumaşlar gibi malzemeleri kullanarak atığa dönüşmeyecek üretimler yapmayı hedefliyor.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ

Günümüzün en önemli sorunlarından ve trendlerinden birisi de iklim değişikliği. Bu soruna dikkat çekmek için moda sektöründeki birçok marka çalışma yapıyor. Örneğin markalar iklim değişikliği ni önlemek için sentetik malzemelerden uzak durmak, yenilenebilir enerji ve yakıt kullanan dağıtım, nakliye ağları oluşturmak, karbon ayak izi ve plastik kullanımından uzak, geri dönüştürülmüş ürünler üretmek gibi seçeneklere ağırlık veriyor. Bu da sürdürülebilir moda trendlerinin sonuncusunu oluşturmuş oluyor.

HIZLI MODA

Hızlı moda, kıyafet fiyatlarındaki düşüş, moda kıyafetlere olan iştah artışı ve tüketicilerin satın alma gücünün artması ile yaygınlaşmıştır. Tüm bunlardan dolayı, hızlı moda, geleneksel moda otoriteleri tarafından mevsimsel olarak tanıtılan moda çizgilerini zorlamaktadır. Hızlı moda perakendecileri trendde kalabilmek için bir haftada birkaç kez yeni ürünler tanıtmaktadır. Hızlı modanın gelişmesinde, moda perakendecileri arasında tedarik zinciri yönetimindeki yenilikler önemli rol oynamaktadır. Hızlı modanın amacı, maliyet açısından verimli olan hazır giyim eşyalarını hızlı bir şekilde üretmektir. Bu hazır giyim ürünleri hızla değişen tüketici taleplerini karşılamaktadır. Bunu karşılayabilen markaların başarısında da bölümler arasında iletişimin eş zamanlı olarak başarılı şekilde yürütülmesi öne çıkmaktadır. Küresel hızlı moda endüstrisinin büyüklüğü 2018 yılında 35 milyar dolar olarak ölçümlenirken 2028 yılına kadar yıllık ortalama %2,3 büyüme ile 44 milyar dolar seviyesine ulaşacağı öngörülmektedir.

SEKTÖRDE OLASI FIRSATLAR

KÜRESEL GİYİM TÜKETİMİNİN ARTIŞI

2020 yılı pazar büyüklüğü 1 trilyon dolar olarak açıklanan tekstil sektörünün 2028 yılına kadar yıllık ortalama %4,4’lük büyüme oranı kaydedeceği öngörülmektedir. Büyümesini sürdürmesi beklenen tekstil endüstrisindeki dominant oyuncular Çin, ABD, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve Hindistan’dır. Çin, dünyanın önde gelen ham tekstil ve konfeksiyon üreticisi ve ihracatçısıdır. ABD ise ham pamukta üretim ve ihracat lideri iken, aynı zamanda ham tekstil ve konfeksiyonun önemli ithalatçısıdır. AB ise 450 milyona yaklaşan nüfusu ile tek başına küresel tekstil pazarının beşte birini oluşturmaktadır. AB içerisinde tekstil sektöründe öne çıkan ülkeler Almanya, İspanya, Fransa, İtalya ve Portekiz’dir. Dünya genelindeki en büyük üreticiler arasında yer alan Hindistan ise toplam tekstil üretiminin %6’sından fazlasını gerçekleştirmektedir.

SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI

ABD ve AB, Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) için müzakerelere başlamıştır; ABD ve diğer 11 ülkeyi içeren Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) imzalanmış ve Hindistan, Çin, ASEAN ülkeleri ve diğer dört ülke, Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklığı (RCEP) kurmak için müzakereler başlatmıştır. Bu üç mega STA, nüfusun yanı sıra kümülatif ekonomi büyüklükleri nedeniyle küresel ticaret ve yatırım akışını değiştirme potansiyeline sahiptir. Bu STA'ların dışında, tekstil ve konfeksiyon sektöründeki küresel ticaret ve yatırım akışını etkileyecek çeşitli uygulama aşamalarında başka ikili anlaşmalar da bulunmaktadır. Örneğin, 2018'den itibaren yürürlüğe girecek olan Vietnam-AB Serbest Ticaret Anlaşması'nın (VEFTA), Çin, Bangladeş, Türkiye, Hindistan ve Fas gibi diğer büyük ihracatçılara göre Vietnam'ın AB'ye hazır giyim ihracatını artırması beklenmektedir.

DÜNYA HAZIR GİYİM İTHALATININ ÇİN’DEN DİĞER ÜLKELERE KAYMASI

Hazır giyim ve pamuk ithalatçısı ülkeler, pandemi nedeniyle Çin’den aldıkları pamuk ve hazır giyim ürünleri yerine yeni alternatif pazarlar aramaya başladı. Bu arayış, Türk pamuğu ile hazır giyim ve konfeksiyon ürünlerine talebin artmasına neden oldu. Ülke genelinde geçen sezona göre pamukta verim ve lif randımanı daha yüksek oldu. Verim artışı, pamuk fiyatlarındaki yükseliş ve prim desteğinin gelecek yıl pamuk ekim alanlarına olumlu yansıyacağı tahmin ediliyor. Analize göre, bu yılın ekim ayında Türkiye’den 1.9 milyar dolar değerinde hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı yapıldı. Söz konusu ihracat, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 19.6 arttı. Bu artışlarda AB ve ABD’den siparişlerin, Çin başta olmak üzere Uzakdoğu’dan Türkiye’ye kayması etkili oldu. Ekim ayındaki ihracatla hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı, otomotiv sektörünün ardından ikinci sırada yer aldı.

PERAKENDECİLİKTE DİJİTALLEŞME

Markalar ve perakendeciler, son yıllarda e-ticaret varlıklarını güçlendirmiş ve çok kanallı perakende stratejilerine öncelik vermiştir. Birçok yeni girişim de internet perakendeciliği yoluyla pazara girmektedir. Sosyal faktörler de dijital tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarında önemli bir rol oynamaktadır. Yapılan araştırmalara göre tüketicilerin %56'sı bağımsız tüketici incelemelerinden, %43'ü ise bir marka veya şirketin sosyal medya paylaşımlarından etkilendiğini belirtmiştir. Müşteri deneyimi günümüzde eskiye kıyasla daha büyük önem kazanmaktadır. Şirketler ve markalar, çevrimiçi veya mağazalardaki müşteri deneyimini kusursuzlaştırma yolunda stratejiler belirlemektedir. Örneğin, Çinli bir e-ticaret devi 2018 yılında ABD’li bir hazır giyim markası ile işbirliğine giderek konsept mağaza testlerine başlamıştır. Bu çerçevede, müşteriler mağaza içerisinde kıyafetleri deneyebilmekte ve bir e-alışveriş uygulaması ile çevrimiçi satın alım yapabilmektedir. Ayrıca yapay zekâ tabanlı bir uygulama ile müşterilere davranışlarına göre yeni ürün önerim algoritması da çalışmaktadır.