Bursa iş dünyasının gayrimenkul sektöründeki önemli temsilcilerinden biri olan Çınar Gayrimenkul Değerleme, girişimcilik vizyonu ve ulusal–uluslararası alanda sahip olduğu yetkinliklerle dikkat çekiyor. Şirketin Genel Müdürü ve BTSO 54. Meslek Komitesi Üyesi İsmail Duyar, BTSO Ekonomi dergisine verdiği röportajda, girişimcilik serüveninden firmanın kuruluş sürecine, gayrimenkul değerleme ve alım-satım süreçlerinde dikkat edilmesi gereken temel unsurlardan BTSO’nun iş dünyasına sunduğu hizmetlere kadar birçok başlıkta değerlendirmelerini paylaştı.
Bize kendinizden, kariyer yolculuğunuzdan ve Çınar Taşınmaz Değerleme’nin kuruluş hikayesinden bahseder misiniz?
Merhaba, ben İsmail Duyar. Bursa Yenişehir doğumluyum. Tapu Kadastro Meslek Lisesi'ni bitirdikten Sonra Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde 8 yıl, Garanti Bankası'nda ise 4 yıl hizmet verdim. Yaklaşık 20 yıldır da piyasada hizmet veriyoruz. Bu hizmetimiz neticesinde Türkiye'nin 7 bölgesinde, 8 bölge müdürlüğüyle ve 110'a yakın çalışanıyla, 81 ilin tamamında hizmet veren, uluslararası yetkinliklere sahip bir şirkete dönüşen bir süreç söz konusu.
Çınar Taşınmaz Değerleme, kurulduğu günden bu yana gerek SPK gerek BDDK lisanslarını aldı. İngiltere merkezli RICS dediğimiz Kraliyet Sertifikalı Ölçmeciler Birliği’ne üye oldu. Hem ulusal hem de uluslararası düzeyde yetkinliklere sahip olup bu düzeydeki müşterilere hizmet vermeye devam etmektedir.
Bizim şirketimiz, ortaklarının şirketten önceki arkadaşlıklarının bulunduğu bir şirkettir. “Bu değerleme şirketini kuralım mı, kurmayalım mı? Kuracaksak nasıl kuralım?” diye tartışmayı yaptığımızda, İstanbul’da Taksim’de Gezi Parkı’nın orada çınar ağaçlarının altında bir çay bahçesi vardı, orada konuşuyorduk.
Şirketin adı “Adil” mi olsun, “Abaküs” mü olsun, hepimiz Yıldız mezunuyuz, “Yıldız Değerleme” mi olsun derken, masaya bir tane çınar yaprağı düştü ağaçtan. Dedik ki “Çınar olsun.” Üstelik şirketin ana faaliyeti Bursa’da, Osmangazi’nin rüyası gibi çınar ağacının bütün dünyaya yayılması düşüncesi de güzel geldi.
Gayrimenkul kavramını nasıl tanımlıyorsunuz?
Toprak olmadan, gayrimenkul olmadan, arsa olmadan hiçbir üretimde, hiçbir hizmette bulunamazsınız. Bu sebepten dolayı gayrimenkul, bırakın Türkiye’yi, dünyada yaşayan herkesi doğrudan ilgilendirir. Bir insanın hayatında muhtemelen yapacağı en pahalı alışveriştir gayrimenkul. Bu kadar pahalı bir alışverişi yaparken konu komşunun tavsiyeleriyle, eşten dosttan duyma, kulaktan dolma bilgilerle yatırım yapmak insanları istenmeyen ve üzücü sonuçlara sevk eder.
Gayrimenkul almadan önce mutlaka ve muhakkak surette profesyonel destek alınmasını tavsiye ederiz. Çünkü profesyonel destek almadığınız zaman hata yapma olasılığınız artar. Gayrimenkul değerleme, bir gayrimenkulün sadece değerinin takdir edilmesiyle sınırlı değildir. Gayrimenkul değerlemenin içinde gayrimenkulün teknik yönü, hukuki yönü ve finansman yönünü içeren üç ana unsur vardır.
Bu unsurlar doğru tespit edilip, doğru raporlanıp son kullanıcıya doğru şekilde bilgilendirilmezse; değerini doğru bildiğiniz bir yeri satın aldığınızda, 3 gün sonra karşınıza çıkacak bir hukuki davayla, bir tapu iptal davasıyla tapunuzdan olabilirsiniz. Ya da doğru değerini tespit ettiğinizi düşündüğünüz bir gayrimenkulün imar planı iptal edilmiş bir yerde olduğunu öğrenip güç durumda kalma ihtimaliniz vardır.
Bu gibi hususlara ayrıca dikkat etmek lazım. Herkesin gayrimenkul hakkında bir fikri var. Herkes gayrimenkul hakkında bir şeyler söylüyor. Hele gayrimenkul değeri konusunda sadece kişilerin değil, sosyal medya üzerinde ve konvansiyonel medya üzerinde pek çok yorumla karşı karşıya kalıyoruz. Üzülerek görüyoruz ki bu yorumların büyük çoğunluğu yanlıştır ve yanlış yorumlar yanlış yatırımlara yol açmaktadır. İnsanların çok zor şartlar altında yaptığı birikimler, ne yazık ki istenmeyen sonuçlarla karşı karşıya kalıyor. Gayrimenkul, uzun vadede açık ara tartışmasız güvenilir limandır.
Geçen yıl biz, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası bünyesinde bir çalışma yapmıştık. Geçtiğimiz 10 yıl zarfında Bursa’daki önde gelen 10 büyük ilçedeki gayrimenkullerin ortalama getirisi ile diğer yatırım araçlarının getirilerini karşılaştırmıştık. Enteresan bir şekilde gördük ki ne borsa, ne faiz, ne yatırım fonları, ne borçlanma senetleri, ne kamu senetleri hiçbirisi gayrimenkulün sağladığı getiriyi getirmemiş.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası bünyesinde 54. Komite olarak nasıl bir yapılanmaya sahipsiniz?
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın 70 tane komitesi var. Bunlardan bir tanesi de Gayrimenkul Acenteleri ve Benzerleri Komitesidir. 54. Komite olarak kodlandık. Bizim komitemiz 5 asil ve 5 yedek üyeden oluşuyor. Ancak bizde asillik-yedeklik yok; biz 10 kişilik bir takımız. Komite Başkanımız Özkan Bey’e de teşekkür ederim, kendisi komitemizi öyle bir yönetti ki seçildiğimiz günden bu yana hemen hemen bütün 6 aylık meclis toplantılarında birinci çıktık.
Gayrimenkul mesleği tıpkı bir kuş gibidir. Bir kanadı esnaf, bir kanadı tacir. Kuşun bir kanadı diğeriyle senkronize olmazsa o kuşun hareket etme ihtimali yoktur.
Bunun yanı sıra biz komitemizde ciddi eğitim çalışmaları yapıyoruz. Türkiye’de bütün gayrimenkul danışmanlarının tanışmak isteyeceği eğitimcileri, sağ olsun oda yönetimimiz bizleri kırmadı, getirdik. Kayıt dışı emlakçılarla ilgili de ciddi mücadelelerimiz var. Bu kapsamda gerek İl Ticaret Müdürlüğü, gerek Nilüfer Kaymakamlığı, gerek İl Emniyet Müdürlüğü ile iletişim halindeyiz.
Odanın iş dünyasına katkılarını nasıl değerlendiriyorsunuz? GSYF yatırım fonu hakkında bilgi verebilir misiniz?
BTSO çalışmalarını şöyle özetleyebilirim: Bizlerin birey olarak, şirket olarak yapmaya gücümüzün yetmediği faaliyetleri birlikteliğin, ortak aklın gücünü kullanarak başarmaktır.
Bunun en güzel örneği bana göre, Türkiye’de faaliyet gösteren en büyük özel ve kamu bankalarının yönetim kurulu başkanları, genel müdürleri ve genel müdür yardımcılarının BTSO binasında toplanmasıdır. Bursa’nın en büyük iş insanı da olsanız, en köklü ailesi de olsanız bu kadar büyük bir toplantıyı yapma şansınız BTSO dışında yoktur.
GSYF dediğimiz bir yatırım fonu Bursa’da gündeme geldi. Bu, aslında bizim gayrimenkul finansmancılarının uzun zamandır bildiği bir yöntemdi. Son derece kıymetli bir yöntemdir. Az önce bir şey söyledim, dedim ki: “Ortak aklın gücü.” Bu da ortak iş birliğinin gücü. Bu modelle yapılmayacak iş yoktur.
Bir dükkanınız olsa, dükkanınızın karşısına 500 yataklı bir devlet hastanesi yapılsa, bir kiracı gelse ve “Ben bu dükkânda eczane açmak istiyorum.” dese, siz tereddüt eder misiniz? Böyle bir OSB’nin karşısındaki bir lojistik merkezinin iş yapmama ihtimali, o eczanenin iş yapmama ihtimaliyle eşittir.
Bu noktada ben, SPK’dan yetki almış bir değerleme uzmanı sıfatıyla izahnameyi ve değerleme raporlarını bizzat inceledim. Herhangi bir sıkıntı, herhangi bir risk görmedim. Bizzat kendim de yatırım yaptım. Bu noktada yatırım yapan arkadaşların teknik yönden müsterih olmasını söyleyeyim. Sistem doğru bir sistem, yatırım doğru bir yatırımdır. Yapılan hesaplar şu an itibarıyla doğru görünüyor. İnşallah güzel bir iş olur. Allah, bu memlekette taş üstüne taş koyan eli öpmeyi nasip etsin.
Rising City Fuarı sizin için nasıl geçti? Gayrimenkul ve inşaat sektörü açısından en önemli katkısı sizce nedir?
Rising City Fuarı aslında iki bölümde incelenmeli: Birincisi fuar alanındaki katılımcılar, ikincisi ise fuar alanının yanı sıra orada yapılan toplantılardaki akademisyenler, bürokratlar ve mesleğimizde bizden daha tecrübeli, bizden daha bilgili arkadaşlarımızın yapmış olduğu sunumlar ile açık oturumlardır. Bu çalışmalar fevkalade kıymetliydi.
Orada alınan kararların; gerek kamu otoritesi, siyasi otorite, bürokraside çalışan memur arkadaşlarımız, inşaat firmaları ve gayrimenkul firmaları tarafından, gerekse son kullanıcılar tarafından dikkatle dinlenip, ortaya konulan bilimsel gerçekliklere göre ülkemizin imkanlarını en doğru şekilde kullanmak noktasında faydalı olduğunu düşündüğüm bir çalışma oldu.