MİPAR Metal, otomotiv, beyaz eşya ve diğer endüstriyel sektörlere yönelik yassı çelik tedariki hizmetinde bulunuyor. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Parladı, MİPAR’ın sektördeki konumunu, iş hayatında yaşadığı riskleri ve fedakarlıkları, Türkiye’nin ilk yüksek teknoloji OSB’si TEKNOSAB’ta hayata geçen yatırımına ilişkin BTSO Ekonomi’ye görüşlerini paylaştı.
İbrahim Bey, bizleri ağırladığınız için çok teşekkür ederiz. Bizlere ticaret yolculuğunuzun nasıl başladığından söz eder misiniz?
Ben İbrahim Parladı, MİPAR Metal Yönetim Kurulu Başkanıyım. MİPAR Metal, 1978 yılında İhsan Parladı tarafından kuruldu. Ben ikinci kuşak olarak faaliyetlerimizi devam ettiriyorum. MİPAR’ın isim anlamı şuradan geliyor: Dedemin ismi Mehmet. Babam özellikle onun isminin geçmesini istedi. Mehmet İbrahim Parladı’nın baş harfleriyle kurulmuş bir şirket. 1978 yılında 100 m² ile başlayan iş hayatımız bugün 50 bin m²’de devam etmektedir. MİPAR Metal olarak otomotiv, beyaz eşya ve diğer endüstriyel sektörlerde saç tedariği hizmetinde bulunmaktayız. 2007 yılında şirketin başına geçtim ve Genel Müdür olarak başladım. Çalı sanayi bölgesine gelmemiz bizim için bir kırılma noktası oldu. Kapasitemizi burada biraz daha artırdık. Stok alanlarımızı genişleterek de faaliyetlerimizi daha iyi bir şekilde gerçekleştirir olduk. MİPAR Metal gelişen Türkiye ekonomisi ile birlikte günden güne daha da büyüyor. Avrupa’ya, Kuzey Afrika’ya ve Doğu Türk Cumhuriyetlerine ihracatımız oluyor ama ağırlıklı olarak otomotiv, beyaz eşya ana sanayilerine hizmet vermekteyiz.
MİPAR Metal için hedefleriniz ve hayalleriniz nelerdir?
İşe başladığımda hedefim başarılı olabilmekti. Babamızın bıraktığı işi daha ileri götürmek ve daha başarılı hale getirmek en büyük isteğimdi. Başlangıçta 3-4 kişiyle başlayan istihdamımız bugün, 180 kişiye ulaşmış durumda. Yatırımlarımız devam ediyor, tam kapasiteye ulaştığımız takdirde 300 kişiye istihdam sağlamayı hedefliyoruz. Bu da bizim için çok güzel ve onur verici bir durum. Bizim için özellikle 2008 krizi bir çıpa oldu. Firma olarak krizden karlı bir şekilde çıktık. Kırılganlıklar her zaman olacaktır, tedbirli olmakta yarar var. Neyi ne kadar risk aldığınız ve riskin karşılığının olup olmaması önemli. Bunları yaptığınız zaman, karşılaştırdığınız zaman krizlerden çıkabiliyorsunuz. Tabi ki risk yönetimi de çok önemli, sağduyulu olmak ve acele kararlar vermemek gerekiyor. Şu anda baktığımızda birçok firma çok hızlı bir büyümeyle ama altı boş bir şekilde ilerliyor. Bu da tabi piyasadaki riskleri arttırıyor. Biz MİPAR Metal olarak eski bir kuruluş olduğumuz için her zaman adımlarımızı hesaplayarak attık. TEKNOSAB yatırımımız da bu hesabın içindeydi. Dolayısıyla biz krizlerden çok fazla yara almadan, sürdürülebilir bir şekilde çıktık.
MİPAR Metal’i geliştirmek ve başarısını istikrarlı hale getirmek için nasıl bir yol izlediniz?
Babam çok çalışkan bir insandı. Her zaman çalışarak bir şeylerin elde edilebileceğini, kısa yoldan ve emek sarf etmeden hiçbir şey kazanılmayacağını nasihat verdi. Dolayısıyla beni de bu doğrultuda yönlendirdi. İşimize her zaman sahip çıkmamız gerektiğini, sabah bir işimizin olduğunu, ödenmesi gereken borçların, yapılması gereken bir ticaretin olduğunu her zaman bana nasihat ederdi. Bende bu doğrultuda hareket ettim. Bu durumu her zaman kulağıma küpe ettim. Bana en büyük faydası çalışmayı, başarmayı, çalışarak bir şeyler yapmayı öğretmesidir. İş hayatına yeni başladığım dönelerde gecem gündüzüm yoktu diyebilirim. Hafta sonları dahil sabah saat 7’den akşam saat 10’lara kadar çalışıyordum. 15 seneye yakın bir süre bu şekilde çalıştım. Zor bir süreçte şirketi devir almıştım. İlerleyen dönemlerde biraz daha kurumsallaşarak, profesyonelleşerek ve sorumlulukları paylaştırarak şu anda mesai saatimiz biraz daha rahat hale getirebildik. En azından hafta sonlarını kendimize ayırabiliyoruz. Emek olmadan başarı olamaz. Birinden fedakarlık yaparsanız diğeri olmaz. Dolayısıyla bunun karşılığını da elbet ki bu hayat size verir ama bunu gerçekten istemeniz gerekiyor. İş hayatı kolay değil, iş hayatının riskleri stresi çok fazla. Ben şirkette tek ortağım yani bir abim bir kardeşim bir babam yok bütün yük omzumda diyebilirim. Burada ailemin katkısı da çok yüksek oluyor gerek çocuklarımın gerekse eşimin yaptığı fedakarlıklar çok fazla. Bursa’da olmamıza rağmen yoğunluğumdan dolayı 4-5 gün görüşmediğimiz günler oldu. Onlara teşekkür ediyorum. Fedakarlıklarla ve emekle çalışarak bu noktaya geliyorsunuz. Hem kendinizden hem kendi özel hayatınızdan hem de ailenizden fedakarlıklarla bu noktaya geliyorsunuz. 15 sene ne gece ne gündüz hafta sonları dahil çalıştım. Örneğin, ilk oğlumun 7-8 yaşına kadar bende anısı yoktur çünkü her geldiğimde uyuyordu, sabah gittiğimde uyuyordu. Yani bu durum fedakarlık konusunda benim için yeterli bir tecrübe. Ailemin bana, benim de onlara karşı olan fedakarlığımızı en iyi böyle anlatabilirim.
Türkiye’nin ilk yüksek teknoloji OSB’si TEKNOSAB, MİPAR Metal için ne ifade ediyor, bu proje sizin firmanızı nasıl etkileyecek?
Bursa sanayi bölgeleri sıkışmıştı. Artık doluluk oranları belirli bir seviyeye geldi. İstediğiniz araziyi ölçeklendirmesini bulamıyordunuz, bulsanız bile fiyat çok pahalıydı. Arazi mi alacaksınız? Fabrika mı yapacaksınız? İçine makine doldurup istihdam mı sağlayacaksınız? Katma değerli ürünler mi üreteceksiniz? Bunları yapmak, başarmak gerçekten çok zordu. TEKNOSAB, Bursa sanayisi için can suyu olmuş bir projedir, TEKNOSAB’ın önemi çok fazladır. Bu konuda verdikleri destekler, verdikleri mücadeleler ve Bursa sanayisine böyle bir katkı sağladıkları için Sayın Başkanımız İbrahim Burkay’a, Yönetim Kurulu Üyelerine ve Yerel Yönetime teşekkürlerimi sunuyorum. TEKNOSAB, alt yapısı, üst yapısı, lojistik konumu ve arsa ölçeklendirmesi ile örnek alınacak bir proje. Bu tarz yatırımların yapılıp bu tarz sanayi bölgelerinin açılmasına ihtiyaç var çünkü Bursa hızlı büyüyen ve ekonomik anlamda Türkiye’de büyük paya sahip bir şehir. Bursa’da yol ana halterler üstündeki sanayileşme, mevcut sanayilerin doluluğu veya pahalılığı Bursa’yı hep bir çarpık bir sanayileşmeye itti. TEKNOSAB, bu konuda Bursa’ya iyi bir çözüm diye düşünüyorum ve Bursa sanayisine hayırlı olmasını diliyorum.
TEKNOSAB’daki yatırımlar bitince ve yüzde yüz faaliyete geçince çok ciddi bir istihdam sağlayacaktır ve Bursa’mıza çok büyük katkısı olacaktır. Çalışan kişi sayısı çarpan etkisiyle birlikte çok fazla kişiye iş imkanı sağlayacaktır. Türkiye ekonomisinin buna ihtiyacı vardı açıkçası çünkü Bursa’da otomotiv sektörü ve diğer endüstriyel sektörler sıkışmış durumdaydı. Yeteri kadar katma değerli ürün üretemiyordu. Katma değeri daha da yüksek ürün sayısını TEKNOSAB ile birlikte Bursa’da üreterek Bursa sanayisi Türkiye’deki payını arttıracaktır diye düşünüyorum. TEKNOSAB lojistik olarak çok iyi bir konumda çünkü otoban bağlantısıyla ile birlikte limanlara yakınlığı bizim için çok önemli. TEKNOSAB bizim için en büyük kırılma noktası diyebiliriz. Daha önce ki fabrikamızda çok sıkışmış vaziyetteydik yani artık iş alamaz ve müşterilere cevap veremez noktaya gelmiştik. Acil bir yatırım yapmamız gerekiyordu TEKNOSAB bizim için bir fırsat oldu diyebilirim.
50 bin m² alan üzerine 40 bin m² fabrikamızı inşa ettik yatırımlarımızı tamamladık. Yaklaşık 40 milyon dolarlık bir yatırımdı. Kolay oldu diyemeyiz ama hiçbir şey kolay değil hayatta, dolayısıyla bunu da yapmanın mutluluğu ve onuru içindeyiz. TEKNOSAB’da katma değeri daha yüksek işler yapabileceğimize inanıyoruz. Bunun için çalışmalarımız devam ediyor. Yatırımlarımız yüzde 97 oranında bitti artık işimize daha konsantre bir şekilde yolumuza devam edeceğiz. TEKNOSAB yatırımımız 2021 yılında başladı. 2024 yılına geldiğimizde kapasitemizi tam 3 kat arttırdık ve 50 bin m² alan içerisine 40 bin m2 kapalı alanla hizmet vermekteyiz. Makine parkurumuzu 2 katına çıkardık. Hammadde ve bitmiş ürün stoğumuzu da 3 katına çıkardık. Bu durum müşterilerimize daha iyi daha kaliteli hizmet vermemize sebebiyet verdi ayrıca farklı ürün gamlarında stoğumuzu genişletme ve katma değeri daha yüksek ürünler üretme imkan tanıdı. Bu durum bizim için çok önemli. Artık orada ki yatırımımızla birlikte daha güvenli ve daha emin bir şekilde işimize konsantre oluyoruz. İşimize odaklanarak yolumuza devam ediyoruz.