Gelişen yeni teknolojilerle birlikte büyük bir değişim sürecine giren Türk asansör sektörü, dünya ticaretinde söz sahibi olmaya başlamıştır. Türkiye’de kentleşme sürecinin hızla devam edeceği dikkate alındığında sektördeki atılımın sürmesi beklenmektedir.

SEKTÖRÜN GENEL DURUMU

Sektörün Dünya Ekonomisi ve AB Ülkelerindeki Durumu

Türk asansör sektörü, Türkiye’de 1950’lerden sonra hareket kazanmış ve tamamen ithalat yoluyla ihtiyaçların karşılandığı bir sektör yapısından sıyrılarak kademeli olarak montaj ve aksam imalatı alanlarında yerli üretimin arttığı bir sektör yapısına dönüşmüştür.

AB Standart Hazırlama Komitesince (CEN) kabul edilen ve Türk Standardları Enstitüsü tarafından uyumlaştırılarak yayımlanan TS EN 81-20 ve TS EN 81-50 standartları 01/9/2017 tarihinde uygulamaya girmiştir. Bu noktada, yönetmelik ve standart ile ilgili geçiş dönemi içerisinde sektörün gerekli hassasiyeti göstererek uyum sağlaması, gerek rekabet gücü gerekse yeni pazarlara erişim için büyük önem arz etmektedir.

2018 yılında, toplamda 434.717 adet asansörün periyodik kontrolü yapılmış olup, 223.433 adet asansöre (%51) kırmızı etiket, 21.122 adet asansöre (%5) sarı etiket, 102.405 adet asansöre (%24) mavi etiket ve 87.757 adet asansöre de (%20) yeşil etiket iliştirilmiştir.

Türk firmalarının son yıllarda yurtdışında montaj, komple (paket) asansör satışı gibi alanlarda da  çalışmalar yaptığı görülmeye başlanmıştır. Ayrıca Türk Cumhuriyetleri, Orta Asya ve AB ülkelerinde asansör montaj işleri yapan firmaların sayısında da önemli bir artış söz konusudur. Özellikle Afrika ülkeleriyle olan dış ticaretin gelişmesiyle birlikte, Türk asansör firmalarının da bu ülkelerdeki yatırımları artmaya başlamıştır.

Türkiye’den asansör aksamı ithal eden ülkeler yoğunlukla, AB ülkeleri, orta doğu ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleridir. Ayrıca Uzakdoğudan Güney Amerika’ya kadar aksam ihracatı yapılıyor olması rekabet gücünün kayda değer olduğunu göstermektedir. Ancak aksam ithalatının Uzakdoğu kökenli ürünler üzerinde yoğunlaştığı gözlemlenmektedir.

Bugün Türk asansör sanayinde yer alan firmaların büyük bir bölümü dünyanın pek çok bölgesine ihracat yapabilme kabiliyetine erişmiş bulunmaktadır. Gerek ülke içindeki konut ihtiyacı ve buna bağlı olarak oluşacak olan potansiyel, gerekse ülkemizin coğrafi konumu itibarıyla sağladığı avantajlar nedeniyle önümüzdeki dönem, Türk asansör sektörünü çok önemli kılmaktadır.

Sektörün Türkiye’deki Genel Durumu

Günümüzde artan konut ihtiyacı ve buna istinaden yürütülen konut yapımı, asansör imalatını da hızlandırmıştır. Son yıllarda kentsel dönüşüm projelerinin de hayata geçirilmesi ile birlikte, sektörde önemli gelişmeler yaşanmaktadır.

Ülkemizde asansör sektörü; aksam imalatı, asansörün tesis edilmesi (montaj) ile bakım ve onarım olarak üç ana kolda faaliyet göstermektedir. Bununla birlikte AB mevzuatına uyum çerçevesinde ülkemizde başlayan belgelendirme faaliyetleri ve asansörlerin periyodik kontrollerine ilişkin yürütülen tüm faaliyetler, sektörün gelişimine önemli katkılar sağlamaktadır. Bu alanda çalışan yetişmiş kalifiye eleman sayısı her geçen gün artmaktadır.

Aksam imalatı, tamamen makine imalatının bir uzmanlık alanı olarak değerlendirilmektedir. Montaj işleri, mühendislik ve müteahhitlik hizmetlerini kapsamakta olup; çesitli fabrikalarda üretilen aksamlar kullanılarak asansörün monte edilmesi sürecinin gerçekleştirilmesidir. Son yıllarda, yurtdışında montaj, paket asansör satışı gibi alanlarda da Türk firmalarının çalışmalarının attığı görülmektedir.

Sektördeki Üretim Eğilimleri ve Üretilen Başlıca Ürünler

İç piyasada üretilen önemli asansör güvenlik aksamları; hız sınırlayıcı tertibat (hız regülatörü), güvenlik tertibatı (fren bloğu), hidrolik ve yaylı tamponlar, kapı kilit tertibatları ve kabinin düşmesini veya kontrolsüz hareket etmesini engelleyen tertibatlardır. Ancak hidrolik asansörlerde kullanılması zorunlu olan boru kırılma valfının, hidrolik güç ünitelerinin, hidrolik basınç kontrol ünitelerinin tedariki ithalata bağımlı durumdadır.

Genel itibarıyla, Türk asansör sektörünün aksam imalatına bakıldığında elektrik tahrikli bir asansörün tesis edilebilmesinde dışa bağımlılık söz konusu değil iken, hidrolik tahrikli bir asansörün tesis edilebilmesinde ise dışa bağımlılık görülmektedir. Hidrolik tahrikli bir asansörün imalatına bakıldığında hidrolik güç ünitelerinin önemli bir üretim unsuru olarak yer aldığı görülmektedir. Ağırlıkla hidrolik güç ünitelerinin %90’ı paket ünite olarak ülkemize ithal edilmektedir.

Sektörün Bölgesel Yapısı ve Kümelenmeler

Asansör aksam üretimi, özellikle Marmara Bölgesinde; İstanbul, Kocaeli, Bursa illerinde, Ege Bölgesinde; İzmir ilinde, İç Anadolu Bölgesinde ise; Ankara, Konya ve Kayseri illerinde, Akdeniz Bölgesinde; Antalya ilinde, Doğu Anadolu Bölgesinde; Malatya ilinde yoğunlaşmış bulunmaktadır.

Sektöre ülkemiz sınırları dahilinde gerçekleştirilen asansör montajı açısından bakıldığında ise, coğrafi nedenlerden kaynaklanan herhangi bir olumsuzluk yaşanmamaktadır. Asansör montaj firmaları gerek montaj gerekse tasarım konularında, ülkemizde 7 coğrafi bölgede 81 ilde faaliyet gösterebilme eğilimindedirler.

Bakım işi yapan firmalar da ihtiyaç oranında bölgelere dağılmış durumdadırlar. Bakım firmaları bağımsız olarak veya İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Antalya, Samsun, Trabzon, Konya, Kayseri, Kocaeli, Gaziantep, Diyarbakır gibi büyük şehirlerde kurulmuş olan asansör montaj firmalarının yetkili servisi olarak faaliyetlerini diğer şehirlerde yürütmektedirler.

Sektörün Kapasite Kullanımı

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sanayi sicil kayıtlarında yer alan ve yıllık işletme cetveli veren 1.967 adet asansör montaj ve asansör aksam imalat firmasından hareketle, sektöre ilişkin kapasite kullanım oranı (KKO) ortalama olarak % 60 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Sektörün İşyeri Sayısı ve İstihdamı

6948 sayılı “Sanayi Sicil Kanunu” gereği, sanayi sicil kaydı bulunan asansör montaj ve asansör aksam imalat firması sayısı toplamda 2.778 adettir. Ayrıca güncel yıllık işletme cetveli veren asansör montaj ve asansör aksam imalat firması sayısı da 1.967 adettir.

Sanayi sicil uygulamaları kapsamında asansör montaj firmalarınca Bakanlığa iletilen yıllık işletme cetveli verileri dikkate alındığında, idari personel ile birlikte sektörde çalışan kişi sayısının 31.975 kişi olduğu görülmektedir.

Asansörlerde bakım ve servis hizmetleri için Türk Standardları Enstitüsü tarafından hizmet yeterlilik belgesi (HYB) verilen firma sayısı 2.442 adettir.

Asansör sektörü yüksek seviyede yerel istihdam sağlayan bir sektör yapısına sahiptir.  Sektör içerisinde üretim faaliyetleri dışında bakım ve onarım işleri büyük bir istihdam potansiyeli oluşturmaktadır.

Sektörün Üretim Değeri

Türk asansör sektörü, yerine getirdiği işlev, geniş halk kitlelerinin asansörü en yaygın dikey ulaşım aracı olarak tercih etmesi nedeniyle, ülke sanayisi ve ekonomisi açısından önemli bir faaliyet alanıdır.
Türk asansör sektörünün doğrudan kentleşme ve buna bağlı olarak gelişim gösteren inşaat sektörü ile birlikte düşünülmesi gerekmektedir. Önümüzdeki dönemde, Türkiye’deki kentleşme sürecinin hızla devam edeceği dikkate alındığında, inşaat sektörüne paralel olarak, Türk asansör sektöründe de büyümenin hızlı bir şekilde devam edeceği kaçınılmaz bir durumdur.

Sektörün Cirosu

2018 yılı ihracat ve ithalat rakamlarına bakıldığında; 2018 yılı için dış ticaret hacmi toplamda 312 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmiştir.

Türk asansör sektörünün faaliyet alanı dikkate alındığında, üretilen binaya göre yıllık montaj sayısı, belgelendirme hizmetleri, periyodik kontrol hizmetleri, aksam üretimi, bakım ve servis hizmetleri genelinde yaklaşık 1-1,5 Milyar dolar seviyelerinde bir ciroya sahip olduğu düşünülmektedir.

Sektörün Ar-Ge Faaliyeti

Türk asansör sektörünün en önemli ve en temel sorunu; sektör Ar-Ge alt yapısının güçlendirilmesine yönelik çalışmaların azlığı veya tamamen yetersizliğidir.

Türk asansör sektörünün genel yapısı incelendiğinde, asansör firmalarınca hazır proje uygulamaları ile üretimin içerisinde yer aldığı görülmektedir. Çoğu firmanın kendi proje uygulamalarını üretmesi ve geliştirmesi gerekmektedir. Ancak firmaların araştırma geliştirme faaliyetlerine yönlendirilmesi için finansal desteklerin gerekli olduğu anlaşılmaktadır.

Sektörün Dış Ticareti

Avrupa Birliği Müktesebatına bire bir uyumla birlikte asansör sektörü için Avrupa’da önemli bir pazar alanı oluşmuş ve son yıllarda bu alanda dış ticaret hacmi yükselişine devam etmiştir. Asansör sektöründe dış ticaret konusunda en güçlü ve dış ticaret fazlası veren alan yıllardır asansöre ait aksam ve parça üretimidir. Bu alan asansör ithalat ve ihracatını dengeleme noktasında ciddi bir pozisyona sahip olup 2018 yılı dış ticaret rakamları bu durumu desteklemektedir. Bu alanda verilmiş olan 56 milyon dolarlık dış ticaret fazlası bu durumun en önemli göstergesi olarak kabul edilebilir.