Bursa’da faaliyet gösteren RePG Enerji, ozmos ve difüzyon prensipleri ile neme doymamış havayı enerji kaynağı olarak kullanarak oluşturduğu akış gücünü, türbin ve jeneratör kullanmadan doğrudan elektrik enerjisine dönüştürüyor.

2016 yılında Hasan Ayartürk tarafından TÜBİTAK BİGG desteği ile kurulan firma, 2017 ve 2020 yılları arasında, melek, stratejik ve finansal yatırımcılardan talep ile toplamda 80+ bireysel yatırımcıdan destek alarak A&G ve Ürünleştirme çalışmalarına devam ediyor.

Firmanın vizyonu çevreye duyarlı, yenilenebilir temiz enerji üretiminde kendi teknolojisi ve markası ile Türkiye’nin ve Dünyanın enerji altyapılarını dönüştüren ve dijitalleştiren lider markası olmak. RePG AR-Ge’nin kuruluş hikayesini firmanın kurucusu ve Genel Müdürü Hasan Ayartürk, BTSO Ekonomi’ye anlattı.

HEDEF; DÜNYANIN ENERJİ ALTYAPILARINI DÖNÜŞTÜREN VE DİJİTALLEŞTİREN LİDER MARKASI OLMAK

TECRÜBELERİNİZİ BTSO EKONOMİ İLE PAYLAŞTIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ. ÖNCELİKLE OKUYUCULARIMIZA SİZİ BİRAZ TANITARAK BAŞLAYABİLİRİZ.

1975, Sakarya doğumluyum. RePG Enerji Sistemleri Sanayii ve Ticaret Anonim Şirketi’nin kurucusu ve genel müdürüyüm. 20 yıldan uzun bir Ar-Ge mühendisliği deneyimim var. RePG Enerji’nin temel teknolojisi olan yenilenebilir enerji sistemi ile ilgili çalışmalara daha üniversite hayatımın başlarında, 17-18 yaşlarında başlamıştım. 90’lı yıllarda teorik olarak sıkıntılar ve bilgi kaynaklarına erişme konusunda sıkıntılar vardı. Üniversite hayatım boyunca teorik tarafına, iş hayatımda ise ürünleştirme tarafıyla uğraşıyordum. Meslek hayatımı Ar-Ge mühendisi olarak geliştirmem; beyaz eşya, elektrik ve otomotiv sektörünün de bunu desteklemesi bu konuda ilerleyebilmemi sağladı.

‘SEVDİĞİNİZ İŞİ YAPIYORSANIZ BİR GÜN BİLE ÇALIŞMIŞ SAYILMAZSINIZ’

ŞİRKET KURMADAN ÖNCE NASIL BİR ÇALIŞMA HAYATINIZ VARDI?

Ben kişisel olarak ailemin desteği ile meslek hayatımı sürdürebildiğimi söyleyebilirim. Bu işe başlamadan önce de çok yoğun bir çalışma hayatım vardı. Normal şartlarda çok gerekli olmasa da sorumluluk sahibi olmaktan kaynaklanıyor sanırım. İş yerlerimde çok fazla zaman geçirdiğim için yöneticilerimden uyarı alıyordum. Biraz dinlenmemi, aileme vakit ayırmamı istiyorlardı. Ailem bu konuda sürekli arkamda durdu. Hem eşim hem çocuklarım sürekli beni desteklediler. Çalışmanın zorluğunu bilen insanlar. Ailemin desteğini aldığım için benim için hiçbir sıkıntı olmadı. ‘Sevdiğiniz işi yapıyorsanız bir gün bile çalışmış sayılmazsınız’ diye bir söz vardır. Mesleğimi ve yaptığım işi çok sevdiğim için fiziksel olarak da psikolojik olarak da hiçbir yorgunluk hissetmedim. Benim hobim biraz da makine mühendisliğinin derinlikleriyle ilgili bilgi sahibi olmak, çözümü zor olan problemler ile uğraşmak, araştırma yapmak, teknoloji ile teknolojinin geldiği son noktayla ilgili işleri bilmek, daha fazla öğrenmek, internet üzerinden araştırma yapmak. İnovasyon, yeni bir şeyler geliştirmek, Türkiye’de geliştirilebilecek ürünleri keşfetmek ve pazarı büyük olan ürünlere öncelik vermek gerekiyor.

“İLK İHRACATIMIZI BİR AVRUPA ÜLKESİNE, JEOTERMAL ÜRÜNLERİMİZ BAZINDA BAŞLATACAĞIZ”

REPG ENERJİ SİSTEMLERİ SANAYİİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’NİN KURULMA ÖNCESİ VE KURULUŞ ESNASINDA NELERLE KARŞILAŞTINIZ, NASIL BİR YOL İZLEYEREK İLERLEME KAYDETTİNİZ?

2014 ve 2015 yıllarında belirli bir seviyeye geldikten sonra çalıştığım kurumun desteği ile Türkiye’de açılan proje pazarları yarışmalarına katılma şansı bulduk. Burada derece alınca İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde Teknokent’in kuruluşu olan İTÜ Çekirdek programına dahil olma hakkı elde ettik. RePG Enerji bu şekilde girişimcilik hayatına başladı.

İTÜ Çekirdek’in destekleri ile öncelikle Big Bang yarışmasında finale kalarak finansman desteği aldık. Devamında eğitimler ile TÜBİTAK girişimcilik desteği alarak ilk şirketimizi limited şirket olarak kurduk. Şirketi kurduktan sonra İTÜ Çekirdek’in aracılığıyla TR ANGELS yatırımla tanışıp yatırım alarak ilk fiziksel prototipimizi oluşturma şansımız oldu.

2016’da fiziksel prototipimizi ürettikten sonra TR ANGELS‘tan aldığımız ikinci bir finansal yatırım ile şirketimizi anonim şirketine dönüştürdük. Ben de bu arada çalıştığım otomotiv şirketinden ayrıldım. RePG olarak çalışmaya başladık. 2018’de ilk ticari ürünümüzü Sivas’ta bir alçı fabrikasına kurulumunu yaptık. 2015, 2016, 2017 yıllarında şirketimizi kurarken fazla birikimim olmadığı ve şirketin fazla geliri olmadığı için finansal olarak darboğazdan geçtiğimiz zamanlarımız oldu. Aldığımız destekler ile henüz ürünleşmeden önce boğulma ya da pes etme aşamalarından kurtulmuş olduk.

RePG Enerji’nin ana faaliyet alanı; kendi geliştirdiği patentleri ve hakları kendine ait olan enerji sistemleri. Gizli ısı veya bugünkü teknolojiler içinde başka enerji türüne dönüştürülemeyecek kadar düşük sıcaklıktaki ısıları soğutma enerjisine dönüştürebilen ürünler yapıyoruz. Şu an için endüstriyel ürünlerimiz ticari aşamada ancak konut tipi ürünler, seri üretime dayalı ürün tiplerimiz için Ar-Ge çalışmalarımız devam ediyor. Endüstriyel tipi ürünlerde daha çok düşük ısıdaki atık ısıları elektrik enerjisine dönüştürebilen soğutma çıktılı ürünler üretiyoruz. Toplam 32 personeliz. İhracat ile ilgili gerekli belgeleri ve bağlantıları kurduk ancak ürünler ile birlikte göndereceğimiz teknolojinin içeriğini de korumak adına yaptığımız patent başvurumuz kaldı. Tamamladıktan sonra ilk ihracatımızı bir Avrupa ülkesine jeotermal ürünlerimiz bazında ürünler ile başlamış olacağız.

Bursa’da toplamda 3 lokasyonumuz bulunuyor. Bunlardan bir tanesi Bursa Uludağ Üniversitesi’nde bulunan ULUTEK Teknopark’ta, bir tanesi ana binamız Ar-Ge geliştirme merkezi, bir de üretim fabrikamız Bursa Çalı Sanayii içinde. İstanbul’da İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde Teknokent’te şirketimizin merkez ofisi bulunuyor. Şu an toplamda 5 lokasyonumuz var. Çalışma alanı olarak genellikle Bursa dışında çalışıyoruz. Sivas, Ankara, Antalya, İzmir ve İstanbul.

“YENİLENEBİLİR ENERJİ ÜZERİNE BİRÇOK HİBE VAR”

İLERLEYEN SÜREÇTEKİ ÜRETİM HEDEFİNİZ NEDİR?

Yatırım planı olarak seri üretim için planlarımız var. Şu an mevcuttaki endüstriyel tip ürünlerimizin yıllık üretim adedini 1000’e çıkarmak, bunun yanında konutlara yönelik küçük ürünlerimizin Ar-Ge süreçleri ve testleri tamamlandı. Saha testleri bittikten sonra daha büyük çaplı, özellikle ihracatla kapsayacak şekilde daha büyük yatırımcılar ile seri üretim fabrikası kurma planımız var. Bunu 2022 gibi yakın bir zaman içinde planlıyoruz. Ürünlerimizin %90’ını kendimiz üretiyoruz. Üretim sektöründe en büyük giderlerden bir tanesi enerji. Bizim ağırlıklı çalıştığımız enerji yoğunluklu endüstrilerde yenilenebilir enerji sistemlerine yapılan yatırımlar kendilerini geri ödedikten sonra rekabetçilik açısından oldukça avantajlı duruma geçiyor. Yenilenebilir enerji üzerine birçok hibe destekleri var.

“REPG’NİN KURULUŞ HİKÂYESİNDE BTSO YER ALIYOR”

SON OLARAK BURSA TİCARET VE SANAYİ ODASI’NIN ORTAYA KOYDUĞU ‘BURSA BÜYÜRSE TÜRKİYE BÜYÜR’ VİZYONU DOĞRULTUSUNDA VİZYONER ÇALIŞMALAR YAPTIĞI HEPİMİZİN MALUMU. SİZİN HIKAYENİZDE BTSO’NUN YERİ NE?

BTSO çok aktif ve başarılı çalışmalara imza atıyor. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın Yüksek Teknoloji Konseyi üyesiyim. Özellikle TOGG’un üretim yerinin Bursa olarak belirlenmesi ve devamında elektrikli araçlarla ilgili aktif rol oynaması, olumlu sonuçlara varması çok iyi. Şirket olarak bir taraftan da elektrikli araçlarla ilgili çalışmalarımız var. Yine yenilenebilir enerji sektöründe kamu desteklerinin hızlıca duyurulması, bu konuda toplantılar yapılması ve yine bakanlarımızla, yetkililerimizle beraber pandemiye rağmen uzun ve yoğun toplantılar yapılması, sorunlarımızı iletebilmemizi sağlaması, sıkıştığımız konularda kolayca rapor alabilmemiz, kolayca erişilebilir olması çok önemli. Şirketimiz bile yokken 2015 yılında Otomotiv Proje Pazarı’na başvurumuzu Bursa Ticaret ve Sanayi Odası üzerinden yapmıştık. O zamanki destekler çok önemli olduğu için RePG’nin kuruluş hikâyesinde BTSO yer alıyor.