Bursa’da tecrübeli ve alanında uzman kadrosuyla Mercedes ve Iveco gibi markaların hafif ticari araç segmenti onaylı üst yapıcısı olan Erener Otomotiv araçları başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok coğrafyasında Bursa markasını temsil ediyor. 2009 yılında kurulan katma değerli üretim ve ihracatıyla ülke ve Bursa ekonomisine de önemli katkı sağlayan Erener Otomotiv, bugün sektörde büyük pay sahip. Firmanın CEO’su Gazanfer Eren, Erener Otomotiv’in kuruluş serüvenini, UR-GE Projesinin firmaya faydalarını, firmanın başarılarını ve hedeflerini BTSO Ekonomi’ye paylaştı.

 

ERENER OTOMOTİVİN KURULUŞUYLA İLGİLİ HANGİ ÖNEMLİ KİLOMETRE TAŞLARI VAR?

1977 İnegöl doğumluyum. Erener Otomotiv A.Ş’nin kurucularındanım. Babam, ben ve kız kardeşlerim birlikte çalışıyoruz. Sektörde yapabileceğimizin en iyisini, güzelini ve kalitesini üretmeye çalışıyoruz. Erener Otomotiv A.Ş’nin kuruluşu uzun bir sürece dayanıyor. İş hayatına baba mesleğimiz olan otobüs-kamyon işletmeciliği ve araç alım-satımı ile başladık. 2001 senesinde askerliğimi bitirdikten sonra babamla birlikte çalışmaya karar verdim. Kendimize önce servis hizmetleri verecek bir firma kurduk ve araç alım-satım işlerine başladık. Ticari araç alımsatımı ile ilgili faaliyetler gerçekleştiriyorduk. Bu iş kolu ilerleyen zamanlarda bizi çok fazla tatmin etmemeye ve küçük gelmeye başladı. Eğitimimizi aldığımız ya da niteliklerimizi daha iyi kullanacağımız farklı işler, memleketimize katma değer satacak, ülkemize daha iyi başarılar getirecek, döviz kazandıracak işlere yönelmeyi düşündük. O sırada araçların iç cam vs. tasarımı yapılıp satılıyordu. Biz de galerimizde bunların satışını gerçekleştiriyorduk. ‘Araçları kendimiz üretip aynı zamanda neden Türkiye’de satmıyoruz’ diye düşündük. Kasım 2009’da ufak bir yer kiralayarak Mercedes, Volkswagen, Renault ve Ducato gibi Fiat gurubundaki araçların panelvanlarını satın alıp içlerini dizayn ederek galeride satmaya başladık. Yaklaşık 1 yıl sonra kız kardeşimle hem yurtiçinde, hem de yurt dışında aldığımız yabancı dil eğitimlerimizi kullanmak adına sadece ülkemize değil, yurt dışına bir şeyler yapmamız gerektiğine karar verdik. Bu düşünceden hareketle 2010 yılında İstanbul’da gerçekleştirilen ‘BusWorld’ fuarına biri iç piyasaya, diğeri yurt dışına tasarladığımız iki araçla katıldık. Çok güzel tepkiler aldık. Sektörde eski olan firmaların kalitesinde araç ürettiğimizi gördük. Dışarıdan gelen müşterilerin tepkileri, gösterdikleri ilgi bizi oldukça mutlu etti. O andan itibaren yaptığımız üretimi daha da geliştirip büyüterek tasarladığımız araçları yurtdışına satmaya karar verdik. 

‘HER ARACIN, HER MODELİN HİKAYESİ VAR’

GELİNEN NOKTADA NASIL BİR BÜYÜME KAYDETTİNİZ?

2012 yılından bu zamana kadar olan 10 yıllık süreçte üretimimizin yüzde 100’ü dış piyasa olmak üzere ticaret yapan, araç üreten Avrupa’da bu sektörde tanınan ve belirli bir payı olan firmalardan biri konumuna geldik. Türkiye’de belki daha az tanınıyoruz ancak Avrupa’da çok daha fazla tanınıyoruz. Bu da bize gurur veriyor. Aile fertlerimizle her birlikteyiz. Babam zaten daha iyi işler yapmamız için her zaman bizi destekliyor ve arkamızda duruyor. Kendimize ait modeller tasarladık her zaman. Başkasının aracını ya da modelini tekrar etmeden, kendi aracımız, tasarımlarımız ve patentli modellerimizle müşterilerimize hizmet veriyoruz. Bu sebeple her aracımızın, her modelimizin bir hikâyesi ve bir ismi var. Bir başarıya ulaşırken altyapısını da oluşturarak gitmeyi hedefliyoruz. 2012 yılında BusWorld Fuarı’na katılmaya karar verip, yurtdışı piyasasında satılabilmesi uygun gördüğümüz bir model üretip orada sergilemek bizim için dönüm noktası oldu. Bu, bizim yurtdışı ile olan tüm bağlantılarımızın başlangıcı oldu. Ancak bu dönüm noktasına gelmek için gerekli altyapıyı yıllardır hazırlıyorduk. Seri üretim yaparak her ay onlarca araç üretmek değil, mümkün olduğunca kapasitemizi bozmadan ve kalitemizi düşürmeden optimum sayıyı bularak araç üretmek, bizim için oldukça önemli. Iveco firmasının Türkiye’de tek onaylı üst yapıcısı, BusMaster projesinin bir üyesi ve aynı zamanda Mercedes firmasının da onaylı üst yapıcısıyız. Yaptığımız her araç, yurtdışına gittiğinde verdiğimiz teknik belgeleri ile birlikte dünyanın her ülkesinde yarım saat içinde kaydedilerek trafiğe çıkar hale geliyor.

‘CUMHURBAŞKANIMIZ, ARAÇLARIMIZLA FRANSA’YI GEZDİ’

EKİBİNİZİ NASIL ŞEKİLLENDİRDİNİZ? YURTDIŞINDA İMAJINIZ NASIL?

Erener Otomotiv, 3 bin 500’ü kapalı alan 2 bini açık alan olmak üzere 5 bin 500 metrekare bir alan üzerinde faaliyet gösteriyor. Yüzde 20’lik kısmı beyaz yaka, geri kalanı mavi yaka olmak kaydıyla 60 kişi civarında çalışanımız var. Dışarıda tamamen bize üretim yapan ve çalışan firmalar var. Bunları da saydığımızda 150-200 kişilik ekiple ortaklaşa bu işi yürütüyoruz. Tabii firma Olarak ürettiğimiz ürünün beğenildiğini ve sipariş alındığını hatta üretim için beklendiğini duymak ve bilmek izi çok onurlandırıyor. İyi yolda olduğumuzu hissediyoruz. Avrupa’nın başlıca ülkeleri Fransa, Almanya, İtalya, Çek Cumhuriyeti, Hırvatistan, Belçika, Danimarka, İrlanda ve İngiltere gibi daha sayamadığım birçok ülkeye ihracatımız var. Gittiğiniz her turistik ülkede bizim araçlarımızı görme şansınız var. Özellikle Fransa’da ağırlıklı olarak çok fazla aracımız var. Hatta gurur verici şeylerden biri, 2-3 sene önce Cumhurbaşkanımız, Fransa’yı ziyaretinde tamamen Erener Otomotiv’in araçları ile gezdirildi. Kortejlerde bizim araçlarımız kullanılıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, izim araçlarımıza biniyor. 

Hem ülkemiz açısından, hem Erener Otomotiv açısından, hem de şahsi olarak benim ve ailemin gurur kaynağı oluyor. Kişiye özel ve gruplara özel araçlar yapıyoruz. Araçlarımızın beğenilerek üst düzey yöneticilerimizin ya da Avrupa’daki üst düzey yöneticilerin bu araçları tercih etmesi, ziyaretlerinde kalite olarak uygun görülmesi bizim için gurur verici. Cumhurbaşkanımızın araçlarımızla seyahat ettiğine ait görüntüler bize ulaştığında onur ve gurur duyuyoruz. Avrupa’nın hemen hemen her yerinde araçlarımızI hep üst düzey kişilerin ve makamların kullanıyor olması bizim için artık olağan gelişmelerden biri oldu.

‘BTSO İLE YENİ PAZARLARA AÇILDIK’

YENİ PAZARLARA AÇILMA NOKTASINDA NE GİBİ ÇALIŞMALAR YAPTINIZ?

Bursa Ticaret ve Sanayi Odamızın desteği ve bilgi birikimiyle de çalışmalar yürütüyoruz. Yaklaşık 2 yıldır süren BTSO Karoseri sektörü Ur-Ge Projesi, oldukça verimli oldu. Ur-Ge bünyesinde Erener Otomotiv olarak aktif bir şekilde rol alıyoruz. Gerek yurtdışı gezileri, gerekse yurtiçi toplantılarında ‘Bursa Büyürse, Türkiye Büyür’ mottosu ile canla başla çalışıyoruz. Başta Amerika olmak üzere Kuzey Afrika, Güney Afrika, Avusturalya gibi bize uzak olan ve ulaşamayan bölgelere de ulaşmanın, niş pazarlar bulmanın peşindeyiz. Katma değerli ürünlerimizi ne kadar uzağımızdaki pazarlara ulaştırırsak hem ülkemizin katma değerini artırırız, hem de firmamızın büyümesine katkı sağlarız. BTSO ile yaptığımız toplantı ve çalışmalarda tüm sektör temsilcileri olarak bu işin peşindeyiz. Çünkü üretim yaparken sadece bir aracı götürmüyoruz. Yedek parçasından, camına ve klimasına kadar tüm ekipmanları tanıtıyoruz. Bu ekipmanlarla ilgili sektörde ciddi anlamda katma değer ve hareket sağlıyoruz. Bu anlamda sadece bir araç satmıyorsunuz, onunla birlikte çoğu malzemeyi de içine katarak birçok sektörde size bağlantılı iş imkanı sağlıyorsunuz. Kuvvetli olduğumuz her alanda daha fazla olduğumuz her bölgede emin olun bizim bileğimizi bükemeyecekler. Bilmediğimiz yeni pazarların keşfi, nasıl ihracat yapılacağı ve o pazarlara nasıl girileceği konusunda Urge pazarı çok faydalı oldu. Ticaret Bakanlığı ve BTSO’ya sektörümüze olan bu katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum. İyi ki varlar ve iyi ki varız.

Bursa tam anlamıyla bir sanayi şehri. Toplam yüz ölçümüne baktığımızda, sanayiye ayrılan pay toprak olarak baktığınızda yüzde 1’i bulmuyor. Bununla ilgili Bursa’nın çok ciddi sıkıntıları var. Firmamızın da üretim yaptığı yer şehrin ortasında kaldı. Daha fazla büyüyebilmemiz için geniş alana ihtiyacımız var.

Bursa’da TEKNOSAB bu konuda çok güzel bir örnek. Yine BTSO tarafından projelendirilen KOBİ OSB örnek bir proje. KOBİ olarak bu projeleri konuşuyoruz ancak bu oluşumlar destekle ayakta durabilen ve ilerleyebilen oluşumlar. Bu nedenle bu destekleri devletimiz artırırsa ihracatımız ve sanayicimiz için oldukça verimli olur. Avrupa’da transport firmalar arasında Erener Otomotiv sözünü tutan, dediği gün yüklemesini yapan bir firma olarak hep önde olmuştur. Bu bağlamda da avantajlı zamanlar elde etmiştir. Müşteri memnuniyeti ve aracını eksiksiz olarak teslim bizim asıl hedeflerimden biridir. Şimdiye kadar da bunlarla ilgili hiç utanmadık. Kendi çocuklarım için ve gelecek nesiller için her zaman söylediğim bir şey var; “Sakın işi küçümsemeyin.” En altından en üstüne kadar iş, iştir. Bugün bir simit dahi satsanız en iyi simidi sizin satmanız gerekir ki müşteriniz olsun ve hayatınızı iyi idame ettirin. Genç girişimcilere tavsiyem; ne yaparlarsa yapsınlar her zaman işin alt yapısında başlayarak en üste kadar adım adım çıkmalarını tavsiye ederim.