Bursa, Çanakkale, Balıkesir ve Yalova’da yaklaşık 5 milyon kişiye hizmet veren Uludağ Elektrik ve Dağıtım AŞ Genel Müdürü Gökay Fatih Danacı, İngiliz altyapı yatırım fonu Actis ile birlikte şirketlerinde başlayan değişim-dönüşüm sürecini, yatırım planlarını, elektrik fiyat tarifelerinde artış durumunu, kesinti ile kayıp-kaçak oranlarını BTSO Ekonomi ile paylaştı.
ULUDAĞ ELEKTRİK VE DAĞITIM’IN FOTOĞRAFINI ÇEKMEK İSTİYORUZ. NASIL BİR YÖNETİM YAPISI VAR, HİZMET ALANINIZDA NELER ÖNE ÇIKIYOR?
Dağıtım şirketimiz, 4 ilde hizmet veren çok büyük bir organizasyon. Yüklenicilerimizi ve personelimizi de içine kattığımızda toplamda 2 bin 500 kişiyi bulan büyük bir yapıyı yönetiyoruz. 4 ilde alt birimlerimiz, müdürlüklerimiz ve Bursa’da da ana işleri yaptığımız bir şirketimiz var. Yaptığımız iş, ağır ve tehlikeli aynı zamanda kritik. Çünkü enerji, son dönemde fiyatlar arttıkça daha fazla dikkati çekmeye başladı. Elektrik arz güvenliği özellikle gündemin ilk sıralarında. Dünyada da şu anda enerji konusunda ciddi sıkıntılar var. Enerji fiyatlarındaki aşırı yükselmeler birçok sektöre etki ediyor ve bu nedenle de oldukça kritik bir konu. Dağıtım şirketi olarak bölgemizde arz ve güvenliği sağlayarak enerjiyi kesintisiz bir şekilde ulaştırmayı sağlıyoruz. Şirketimizin de asıl hedefi budur. Şirketimiz operasyonel işlerin dışında aynı zamanda yatırımlara ağırlık veriyor. Altyapı kuruluşu olduğumuzdan dolayı arıza bakımlarını gidererek arka planda birçok noktada da faaliyet yürütüyoruz. Kars’ta çağrı merkezimiz var ve burada 100’ün üzerinde çalışanımız var. Bölgemizdeki tüm çağrılar, Kars’taki merkezimize gidiyor. 2021 yılının başında yeni bir yere taşınarak dizayn ettik burayı da.
‘4 İLDE YILLIK 13 MİLYAR KİLOVAT/SAAT TÜKETİM VAR’
YILLIK ENERJİ DAĞITIM MALİYETİ NE KADAR?
Şirketimize bağlı olan 3 milyondan fazla abonemiz var. Enerji tüketimi, 4 ilde yıllık 13 milyar kilovat saati geçiyor. Bölgemizde bu yılki tüketim oranında, özellikle diğer bölgelere kıyasla bir artış var. Sanayi bölgesi olduğu için büyüme oranı, diğer bölgelerde Türkiye çapında yüzde 3 civarındayken burada yüzde 5-6 oranında oldu. Sanayi kaynaklı büyüme oranımız daha fazla. Sanayi elektriğinin tüketiminden kaynaklı bir artış var ancak 5 milyon kişiye totalde hizmet vermeye çalışıyoruz. Bu yaz özelinde baktığımızda aslında diğer yazlara göre biraz daha serin geçiyor ve tüketim diğer yılların biraz daha altında. Tasarruf eğilimi de etkili oluyor tüketimde.
ŞİRKETİNİZDEKİ DEĞİŞİM SÜRECİ NASIL KARŞILIK BULDU?
Şirketimiz, aslında sürekli bir değişim ve dönüşümün içinde. Logomuz değişti, hissedarımız (Actis) değişti. Yeni bir sürece doğru yelken açtık ve çalışmaya devam ediyoruz. Aslında 2010 yılında özelleştik ve özelleşme bitene kadar 12 yıl geçti aradan. Şirketimiz kurumsal yapıda ve aynı zamanda kamudan gelen köklü bir geçmişimiz de var. Çalışanların çoğu tecrübeli ve bilgili. Bizim gibi 15-16 gibi uzun yıllar çalışanlar da var aramızda. Kamudan özele, özelden yabancı bir şirkete geçişte bile kimseye bir şey hissettirmeden, farklılık oluşturmadan yapabilecek kapasiteye sahip bir şirketiz. Bu, aynı zamanda şirketimizin güçlü bir kurumsal yapısının da olduğunu gösteriyor. Yabancı hissedarımız Actis’in şirketimizi satın alması ve bizi seçmesi, aslında kurumsal bir kimliğin doğru işleyişinin göstergesidir. Dönüşüm ile birlikte neler değişti diye bakacak olursak hissedarımız, uluslararası bir şirket olduğu ve dünyanın çeşitli yerlerinde de iştiraklerde bulunduğu için bakış açımız değişiyor. Yarıştığımız demeyelim de Türkiye içinde tatlı rekabet halindeki konumumuz artık bizim için bir kriter değil. Yurtdışındaki dağıtım şirketleri bizim için hedef olacak. Çünkü bazı hedeflere ulaştıktan sonra oralara tutunabilmek önemli. Öncelikli hedefimiz Türkiye’de bütün hedeflerde birinci olabilmek ve şu anda belli bir oranda bunu yakaladık. İkinci hedefimiz ise Avrupa’daki dağıtım şirketlerine benzer birçok değeri aşağıya çekebilmek. Arıza sayılarını düşürmek, süreyi kısaltabilmek, daha kesintisiz enerji sağlayabilmek gibi konular ile uğraşıyoruz aslında. Bunun dışında uluslararası şirketlerde var olan ‘sürdürülebilirlik’ odaklı yeni başlıklarla ilgileniyoruz. Çevreye ve doğaya karşı duyarlı çalışmalarımız vardı ancak bunları uluslararası standartlardaki şirketlerin uyguladıkları yöntemler ile bu işleri yapmaya çalışıyoruz. Enerji verimliliğinden tutun, cinsiyet eşitliliğini farklılaştırmaya kadar başlıklar çalışmalarımızda var. Tüm bunları değerlendirdiğimizde uluslararası kriterlere sahip, yönetim kabiliyeti ve raporlaması bu seviyelere gelmiş bir şirkete dönüşüyoruz.
ACTIS GRUBU, HİZMET AĞINI GENİŞLETECEK Mİ?
Ortakların ve hissedarların vereceği karar doğrultusunda böyle bir düşünce tabii ki olabilir. Gördüğümüz kadarıyla böyle bir yaklaşım içinde olacaklar. Başlangıç, bizimle oldu. Yatırımlar devam edecek çünkü ülkemizin ekonomisi, buna çok açık. İnsan kaynağı olarak da çok zengin ve altyapısı olan bir ülke olduğumuzu biliyorlar. Yabancı dilden mühendislik alanlarına kadar birçok noktada talepleri karşılayabiliyoruz.
‘HİSSEDARIN DEĞİŞMESİ, İŞLEYİŞİ DEĞİŞTİRMEZ’
SATIŞ SÜRECİ ÇOK KONUŞULDU. SÜRECİ NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?
Limak gibi büyük ve güçlü bir kuruluştan daha önce kimsenin adını duymadığı Actis şirketinin fonuna geçmenin elbette ki etkisi olmuştur. Önemli olan, buradaki insanların enerjiden kesintisiz bir şekilde yararlanabilmesi. Açıkçası 16 yıldır bu şirketteyim, yaptığımız işin ana meyvesi bu. Bu şekilde davrandığımız için kurumsallaştık. Önemli olan burada doğru işi yapmak, verileri doğru kullanıp doğru işleri yaptırabilmek. Şirket olarak buradayız, üst yönetim ve çalışanlar da burada. Ayrıca bu konular, denetlemeye tabii işler. Şirket olarak kendi çıkarlarımız doğrultusunda hareket etmek gibi bir şansımız yok. Kanun, yönetmelik, uygulama ve usul esaslar çerçevesinde işlemler yapıyoruz. Ayrıca EPDK, bizi periyodik olarak denetliyor ve işleyişimizi kontrol ediyor. Üstelik mal sahibi olan TEDAŞ da, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın verdiği görevleri icra ederek bizi kontrol ediyor. Burada hissedarın değişmesi, işleyişi değiştiremez. Yaptığımız ve yapacağımız işler belli. Bundan sonra daha planlı ve programlı gidecektir ve biz de mühendislik açısından veriye dayalı düzeltmeler yaparak bu noktalara geldik. Kimse bu şirketin kötüye gitmesini istemez. Evet, bu şirketler stratejik şirketler ancak yabancı yatırımcının ülkemizi tercih etmesi açısından oldukça önemli adımlar.
YATIRIM PLANLARINIZ NASIL ŞEKİLLENİYOR?
Yatırım planlamalarını EPDK onaylıyor. Bu bir zorunluluk. ‘Bu yatırımı yapmayacağım’ diyemiyor hiçbir şirket. Planlar onaylandıktan sonra uygulamanız gerekiyor. Öncelikli olarak finansal kredi ile yapılan işleri ayarlamanız gerekiyor. Ekonomik koşullardan dolayı birçok şirkette bu dönem sıkıntılar yaşanıyor. Yüklenici ve malzeme bulmak bazı zamanlarda kolay olmuyor. Fiyatlandırmalarla ilgili sıkıntılar yaşayabiliyoruz. Tüm bunlara rağmen enerji sektörü ve bizler var gücümüzle üretmeye ve çalışmaya devam ediyoruz. Enerjisiz bir yaşam mümkün değil. Yeni binalar yapılıyor, yeni iş yerleri açılıyor, buralara yatırım yapmadan enerji götürmeden işimizi layıkıyla yerine getirmiş olmayız. Yaşanan krize rağmen durmadan çalışan ve yatırım yapan şirketlerden biriyiz. Pandemi de dahi vatandaşlarımızın mağdur olmaması için iş yerimize gelerek hizmet verdik. Bu nedenle bu sektör, yatırım ve bakım yapmadan duramaz. Enerji sektörü hiç durmadan, 7/24 çalışan bir sektör. Bu nedenle biz duramayız. 980 milyon TL civarı bir yatırımımız var. Bakım onarım kısmında da yine 250 milyonu geçen bir bütçe ayırdık. Bursa, şirketimizin hizmet merkezi olarak yüzde 60’lık kapasitesi ile en ağırlıklı noktalarından biri. Bu nedenle yatırımlarımızın yüzde 50’den fazlasını Bursa’ya yapıyoruz. Bazı bölgeler daha turistik, daha yoğunlaşıyor. Özellikle Edremit bölgesinde talep, pandemiden sonra çok arttı. Çanakkale, Bandırma ve Bursa sanayisi hiç durmayan hizmet alanlarımız. Bursa da aslında büyük yatırımlar yapmaya devam ediyoruz. Çünkü Türkiye’nin dördüncü büyük şehri. Şirketimiz bir nevi sanayisi, meskeni, turistik ve tarımsal alanları Türkiye’nin mikro ölçekli göstergesi durumunda.
‘YENİ FİYAT ARTIŞLARI OLABİLİR’
ELEKTRİK TARİFELERİNDE YENİ FİYAT ARTIŞI OLACAK MI?
Bunun kararını veren EPDK ve Bakanlık... Dünyada son zamanlarda enerji maliyetleri çok yükseldi. Hâlihazırda kömür, doğalgaz gibi kaynaklardan sadece enerji üretiyoruz. Yenilenebilir kaynaklar ne kadar artarsa maliyetler ucuzlayabilir ancak şu an için dış kaynağa bağımlıyız. Bakanlık, mesken ve ticarethanelerle ilgili bir destekleme de yapıyor. Yılın sonunda büyük ihtimalle fiyat artışı durumu var ancak dediğim gibi buna karar verecek olan EPDK ve Bakanlık olacaktır. Enerji, elle tutulur gözle görülür bir kaynak değil ancak oldukça pahalı bir araç. Bu nedenle tasarruf da etmek gerekir. Yıllardır fiyat yüksekliğinin bizden kaynaklı olduğunu düşündü vatandaşlarımız. Sanayiciler ve iş dünyasından da oldukça sitem duyuyoruz. Ancak bununla ilgili lisanssız elektrik üretim santralleri kurulması yönünde bir imkân sağlandı. Dış bağımlılığı düşürecek bu karar, uygulamalı bir yöntem olarak kullanılabilir.
EPDK’NIN GES DÜZENLEMESİ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Dağıtım şirketi olarak böyle bir yatırım içinde olamayız. Dağıtım şirketlerinin mevzuat gereği santral kurmak gibi bir yetkisi olamaz. Ancak Actis büyük bir fon ve hissedarının verebileceği bir karar. Türkiye, altyapısı ve verimliği ile bu yatırıma oldukça uygun ve değerlendirilebilir. EPDK’nın son kararına baktığımızda son derece doğru buluyorum. Lisanslının amacı, tüketimi karşılamak adına elektrik üretmektir. Ancak son kararda lisanssıza amaç elektrik üretmekmiş gibi bir yaklaşım geliştirildi. Bu yanlış. Çünkü lisanssızın öncelikli amacı, tüketimini karşılayacağı kadar bir santral kurmak. Teknik olarak doğru iş yapmazsanız, belli bir süreden sonra bu iş şebekeye zarar verir, suni arızalar ve yanlış işleyişler getirebilir. Bu açıdan kararın isabetli olduğunu düşünüyorum.
‘KAYIP-KAÇAK ORANINDA TÜRKİYE’DE BİRİNCİYİZ’
KAYIP-KAÇAK ORANLARINDAKİ PERFORMANSINIZ NASIL?
Türkiye’de kayıp-kaçak oranı, yüzde 11,93 oranında. EPDK sektör raporu sonucuna göre 2021 yılında yüzde 5,2 ile en iyi kayıp kaçak oranına sahip olan şirketiz. 2022 yılı için hedefimiz, Avrupa standartlarındaki yüzde 5’lik seviyenin yakalanmasını sağlayabilmektir.