Her yıl ve daha önceki 4.5 milyar yıl olduğu gibi, dünya güneşin etrafında bir turunu daha tamamladı. Umutlarla ve endişelerle dolu yeni bir yılı daha karşıladık. Yeni yıldan beklentilerimiz her alanda olduğu gibi iklim değişikliği konularında da oldukça büyük. Yapılması planlanan faaliyetler için en önemli noktalardan biri de finans ve bütçe. 2023 yılı Bütçe Kanunu’nda iklim değişikliğiyle mücadele de yerini aldı.


2023 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’nde 68 programın mevcut olduğunu görüyoruz. Bu programlardan biri doğrudan iklim değişikliği üzerine: Sürdürülebilir Çevre ve İklim Değişikliği Programı. Programa 2023 yılı için 6,243,644,000 TL ödenek teklif edildi. Miktar, ek bütçe dahil 2022’ye göre iki katından fazla bir artışı gösteriyor. Lakin 4,808,267,645,000 TL’lik toplam program ödeneklerinde söz konusu programın payı %0,13’e karşılık geliyor. Programın amacı; çevre ve doğal kaynakların korunması, kalitesinin iyileştirilmesi, etkin, entegre ve sürdürülebilir şekilde yönetiminin sağlanması, her alanda çevre ve iklim dostu uygulamaların gerçekleştirilmesi, toplumun her kesiminin çevre bilinci ile duyarlılığının artırılması. Programın anahtar göstergeleri arasında doğrudan iklim değişikliğiyle ilgili ölçütün bulunmaması ise dikkat çekiyor (Merak edenler için Programın anahtar göstergeleri şunlar: 1) Atık su arıtma hizmeti verilen belediye nüfusunun toplam belediye nüfusuna oranı 2) Katı atık düzenli depolama hizmeti verilen belediye nüfusu oranı 3) Sıfır atık projesi kapsamında kaynağında ayrıştırılarak toplanan atık miktarı).


Programı yürütmekle sorumlu idareler ise şunlar: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı (koordinasyondan da sorumlu), İklim Değişikliği Başkanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü. Programın kapsamındaki doğrudan iklim değişikliğine yönelik faaliyetler, iş ve işlemler arasında iklim değişikliğiyle mücadele etme, uyum sağlama; ozon tabakasını incelten maddelerin kontrolü; seragazı emisyonlarının takibi; iklim değişikliğinin sektörler üzerindeki etkilerinin belirlenmesi, azaltılması ve uyum kapasitelerinin artırılması; hava kalitesinin korunması; stratejik çevresel değerlendirme, çevresel etki değerlendirme ve çevre etiket sistemi gibi konulardaki hizmetler yer alıyor.


2023 bütçesinde Çevre Koruma Hizmetleri sınıfında ödenek öngörülen harcamacı kuruluşlar ise şunlar: Hazine ve Maliye Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, İklim Değişikliği Başkanlığı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu. Bütçe ödeneklerinin fonksiyonel dağılımında toplam 4,808,267,645,000 TL ödeneğin %0,2’sine karşılık gelen 8,521,609,000 TL miktarın Çevre Koruma Hizmetleri’ne ayrıldığı görülüyor.


Bütçede, İklim Değişikliği ile ilgili politika ve tedbirler arasında; ormanların korunması ve yangınlarla mücadele amacıyla taşıt filosunun artırılacağı da yer alıyor. “Finansal istikrar” alt başlığında, politika ve tedbirler içerisinde, Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum kapsamında yeşil bankacılık uygulamalarının geliştirilmesi; sürdürülebilirlik raporlama ilkelerinin güncellenmesi, sürdürülebilirlik danışmanlığı veren şirketlerin düzenlenmesi ve iklim risklerinin tanımlanarak gözetim uygulamalarına entegre edilmesi; doğal afetlerden kaynaklanabilecek mağduriyetlere karşı vatandaşlarımızı korumak ve kamu yükünü hafifletmek için bütüncül bir afet sigortası ürünü şeklinde Zorunlu Afet Sigortası’na başlanmasına yer verildiği görülüyor.


“Gider Politikası ve Uygulamaları” başlıklı altıncı bölümde ise, “Tarım Politikaları” kısmında, iklim değişikliğinin, toprak-su kaynakları ve doğal afetler üzerindeki etkilerinin belirlenmesi çalışmaları ile tarım sektörü karbon yönetimi stratejisi ve sektörel kapasite artırımı için yapılacak olan yatırımlara yönelik çalışmalara öncelik verileceği ve AR-GE çalışmaları yapılacağı ifade ediliyor.


2023 bütçesinde dikkat çeken bir husus da, vergi gelirlerinin yaklaşık %8’inin, fosil yakıtlar olan petrol ve doğalgaz ürünleri ile büyük çoğunluğu fosil yakıtla çalışan motorlu taşıt araçları üzerinden alınan özel tüketim vergisinden kaynaklanması. Ayrıca, motorlu araçlardan alınan motorlu taşıtlar vergisi de toplam vergi gelirlerinin %1’inin az üzerinde. Vergi gelirlerinin yaklaşık %10’unun doğrudan fosil ekonomisinden geldiğini söyleyebiliriz. Yine bütçe gelirleri arasında petrolden devlet hissesi olarak 12,370,713,000 TL gelir tahmini göze çarpıyor. İklim değişikliği ile mücadelede karbon emisyonlarının azaltılmasında en önemli unsurun fosil yakıtlardan çıkış olduğu düşünüldüğünde bu durum oldukça çelişki içeriyor.