Tekstil geri dönüşümü, eski kıyafetlerin ve diğer tekstillerin yeniden kullanım veya materyal geri kazanımı için geri kazanıldığı işlemdir. Tekstil endüstrisi, giyimin yanı sıra mobilya ve yatak malzemeleri, nevresimler, perdeler, temizlik malzemeleri, eğlence malzemeleri ve diğer birçok maddeden oluşan küresel olarak 1 trilyon dolarlık bir sektöre dönüşmüştür.
Tekstil ürün ve işlemlerinde kaynakların korunması, atık sahaların azaltılma ihtiyacı, çöp boşaltma için ödenen ücretler ve üretim için düşük maliyetli hammadde malzeme ihtiyacı gibi atık geri dönüşümü için birçok zorlayıcı neden bulunmaktadır. Birleşik Devletler Çevre Koruma Ajansı tarafından yapılan bir raporda, çöp alanlarının yüzde 5’inin tekstil atıklarından oluştuğu ve bunların yüzde 15’nin geri dönüştürebildiği, geri kalan kısmının çöplüklere gönderildiği belirtilmiştir.
Dünyada yıllık 80 milyardan fazla giysi üretiliyor. Kullanılmış giysilerin kişi başı toplama oranı Avrupa’da 7 kg/yıl’dır. Örneğin; 2009 yılında Amerika’da, 1,3 milyon ton kullanılmış giysi geri kazanılmıştır. Pamuk, dünyadaki en yaygın kar getiren gıda dışı mahsuldür. Üretimi dünya çapında 250 milyondan fazla kişiye gelir sağlamakta olup gelişmekte olan ülkelerdeki işçiliğin neredeyse yüzde 7’sini kullanmaktadır. Tüm tekstillerin yaklaşık yarısı pamuktan üretilmektedir. Tek bir pamuklu tişört için 2700 litre su harcanmaktadır. Atılan giysilerden geri dönüşümle elde edilen pamuk kullanılarak tüketici sonrası geri dönüştürülmüş ürün ile saf pamuk ihtiyacının azaltılıp milyarlarca litre su tasarrufu sağlanabilir.
Türkiye’de ise evsel atık ve endüstriyel atıklar birlikte değerlendirildiğinde her yıl yaklaşık olarak 1.155.000 ton tekstil atığının ortaya çıktığı görülmektedir. Bu atıklar, geri kazanılabilir niteliktedir. Atık toplama istatistiklerine göre toplam atığın yüzde 3’ü tekstil atıkları olup günde yaklaşık 2.500 ton kullanılmış kıyafet ve tekstil işlenemeden çöpe gitmektedir.
Tekstil sektöründe sürdürülebilir üretim için öne çıkan iki yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemlerden biri geri dönüşüm diğeri de yeniden kullanım olarak adlandırılmaktadır. Yeniden kullanım, tekstil ürünlerinin (nihai ürün) kullanım ömrünün, ürünün yeni kullanıcılara transfer edilmesi yöntemiyle uzatılması anlamına gelmektedir. Yeniden kullanım, bireylerin gündelik hayatlarında uygulayabilecekleri bir yöntem olması ve günümüzde önemi gittikçe artan paylaşım ekonomisinin de etkisiyle farkındalık sonucu yaygınlaşma potansiyeli açısından daha öndedir. Zira nihai ürün olan giysiler çeşitli değişiklikler sonucu ya da hiç değiştirilmeden yeniden kullanılabilir. Öte yandan geri dönüşüm, kullanıcı öncesi ya da sonrası süreçlerde tekstil atıklarının yeniden değerlendirilmesi sonucu tekrar tekstil ya da tekstil dışı ürünler elde edilmesini ifade etmektedir. Geri dönüşüm yöntemiyle tekstil atıkları başka üretim süreçlerine girdi sağlayabileceği gibi, tekstil dışı üretim süreçlerinin atıkları da tekstil üretimine katkı sağlayabilir.
Tekstil ve hazır giyim sektörünün hammadde üretimi, ürün üretimi, kullanım ve kullanım sonrası aşamalarda meydana gelen çevresel zararlara karşı önlem almaması halinde ortaya çıkması beklenen etki oldukça büyüktür. Mevcut şartlarla devam edilmesi halinde tekstil sektörünün 2050’ye kadar dünya karbon bütçesinin yüzde 26’sını tek başına tüketeceği öngörülmektedir. Ayrıca mevcut şartların devam edeceği varsayılarak hazırlanan senaryolar 2050 yılında tekstil ve hazır giyim sektörünün yenilenemeyen hammadde kullanımının 300 milyon tona, okyanuslara bırakılan mikroplastik miktarının da 22 milyona varacağını öngörmektedir.
Tekstil endüstrisi yeni ticaret düzeninde döngüsel ekonomiyi destekleyecek altyapılar oluşturmalı, doğal kaynak kullanımından bağımsız ekoloji dostu bir üretim anlayışına geçmelidir.
Doç. Dr. Efsun DİNDAR