Özel Röportaj: Erdal Çatalkaya
Limak Enerji Uludağ Elektrik Genel Müdürü Ali Erman Aytac, pandemi nedeniyle ödeme zorluğu yaşayanlar için 41 milyon TL tutarındaki 47 bin faturayı yapılandırmaya gittiklerini açıkladı. Aytac, elektrik tüketim alışkanlıklarındaki değişim hakkında da bilgiler verdi.
Pandemi sürecinde enerji tüketimi alışkanlıklarında ne gibi değişim gözlemlediniz? Şirket olarak zor bir süreç oldu mu?
Pandemi kısıtlamaları nedeniyle evsel tüketim arttı. Geçen yılın ortalamasına baktığımızda konut tarafında yaklaşık yüzde 9’luk bir artışla kapattık. Bu yıl da artış devam ediyor. 2019 yılıyla karşılaştırdığımızda aylık bazda yüzde 20’lere varan bir artış görüyoruz. Bununla beraber 2020 yılının Mart-Haziran döneminde hem sanayi, hem de ticari abonelerin elektrik tüketimlerinde ciddi düşüşler gözlendi. Bazı sektörlerde yüzde 70’e yakın elektrik tüketim düşüşü oldu. Salgının yol açtığı şokla bazı sektörler, kendi özelinde modeller oluşturmaya çalıştı. Bazı yerler idari kararla kapandı. Otel, restoran, kafe gibi işletmelerden tamamen kapananlar oldu veya kısıtlamaya gidenler oldu. Ticarethane ve sanayi tarafında düşüş oldu ama artık yeni dönemde eski rutin elektrik tüketimlerine döndüğümüzü görüyoruz. Yıl başında bütçeleri yaparken ilk 6 ayın biraz daha durgun geçeceğini, ikinci 6 ayın canlanacağını planlamıştık. Aşılanmanın da tamamlanmasıyla beraber ikinci 6 ayda Türkiye’nin büyüme rakamlarına paralel biçimde tüm bu kategorilerde artışlar yaşanacağını düşünüyoruz.
‘TAKSİT SAYISINI 4’E ÇIKARDIK’
Pandemi sebebiyle ödeme zorluğu yaşayan vatandaşlar oldu. Bu süreçte zorlukların aşılması noktasında ne gibi katkılarınız oldu?
En önemli konulardan biri de bu… Pandemi bir sağlık krizi ama ciddi ekonomik yansımaları oldu ve olmaya da devam ediyor. Geçen yıl Mart-Haziran döneminde mevzuat gereği yapmamız gereken ihbar, enerji kesme gibi tüm işlemleri durdurduk. Haziran’dan sonra da normalleşme dönemine girmiş bulunduk. Özellikle tedbirler gereği kapanan iş yerleri kaynaklı bakiyeler birikmiş oldu. Biriken faturaların bir anda ödenmesini beklemiyorduk. Bu noktada bir yapılandırma kampanyası hayata geçirdik. Müşterilerimiz herhangi bir kredi kartına gerek olmadan, hatta işlem merkezlerimize bile gelmelerine gerek kalmadan internet sitemiz ve çağrı merkezimiz üzerinden faturalarını taksitlendirerek ödeyebiliyorlar. Bu çalışmayla kredi kartı olmayan ya da limitleri dolan kitleye de hitap etmek istedik. Takibini yaptığımızda, müşterilerimizin düzenli olarak taksit ödemelerini yaptığını da gördük. Bu yıl itibariyle 3 olan taksit sayısını 4’e çıkarttık. Hâlihazırda 41 milyon TL tutarındaki 47 bin fatura taksitlendirildi ve ciddi bir tutar yapılandırılmış oldu. Hem sanayicimizin, hem küçük esnafımızın, hem de konutlarında ödeme zorluğu yaşayan vatandaşlarımızın yanında olduğumuzu gösterdik.
Kurumsallık noktasında pandemi, size neler öğretti?
İlk vaka çıktığında da, tam kapanma tedbirleri alındığında da hep çalışmak durumundaydık. Kamunun almış olduğu tedbirler kapsamında ilerledik, kendi sektörümüze has faaliyetleri de hayata geçirdik. En önemli nokta hijyen. Müşteri işlem merkezlerimizi düzenli olarak dezenfekte ediyoruz. Çalışan arkadaşlarımızın sağlığını da çok önemsiyor, onları zinde tutmaya çalışıyoruz. Girişte dezenfektanlarımız hazır, sosyal mesafe kurallarına göre çalışıyoruz. Bizim sektöre has insanların sıra beklerken temas ettiği sıramatiklerde hızlı bir aksiyon olarak buraları ayak pedallarıyla çalışır hale getirdik. Teması keserek müşterilerimizin sağlığını koruyoruz. Hem çalışanlarımız, hem de müşterilerimiz tarafında herhangi bir aksama olmadan süreci idare ettik.
‘YEŞİL TARİFE, İHRACATÇININ ELİNİ GÜÇLENDİRECEK’
Yenilenebilir enerji çalışmaları da sıkça gündeme gelmeye başladı. Yeşil Tarife’den sonra, Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti Sistemi (YEK-G) 1 Haziran itibariyle hizmet vermeye başladı. Bu alanda yatırımlarınız olacak mı?
-Son 5 yıldır devreye giren üretim yatırımlarının neredeyse hepsi yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşuyor. Yenilenebilir kaynakların ortalama elektrik fiyatlarına nasıl bir katkısı var diye bakarsanız ürettiğiniz elektriğin maliyetini düşürüyor. Çevresel fonksiyonlar artık çok fazla gündemde. Hem de maliyet açısından baktığımızda doğal kaynakları kullanmak varken fosil yakıtları kullandığınızda özellikle ithal kömür ve doğal gaz açısından dışa bağımlı hale getiriyor bizi. Bu noktada yenilenebilir kaynaklar; hem aile, hem ülke bütçesine faydalı. Bizim grubumuzun üretim tesislerinin de yaklaşık 3’te 1’lik kısmı, başta hidroelektrik santrali olmak üzere yenilenebilir kaynaklardan oluşuyor. Kendi şirketlerimiz içerisinde de dengeli bir yapımız var. YETA’ya gelecek olursak… Bu uygulama, geçen yıl Ağustos ayında başladı aslında. Normal tarifelere kıyasla başlangıçta maliyetten dolayı bir miktar daha yüksek. Ama orta ve uzun vadede bakıldığında elektrik fiyatlarına olumlu bir yansıması söz konusu. Haziran’da başlayan uygulama ise kaynak garanti sistemi. Sattığımız bu yeşil tarifenin belgelendirilmesi istendiği takdirde arka tarafta üretim kaynağı seçimini de müşterilerimize bırakarak, kullanmak istedikleri türdeki elektriği satın almış oluyoruz. Bir yandan sosyal sorumluluk vazifelerini yerine getirirken diğer yandan da özelikle ihracat yapan şirketlerimizin Avrupa’ya yeşil kaynak kullandıklarını kanıtlayabilmelerini sağlamış oluyoruz.
‘KAÇAK ELEKTRİKLE MÜCADELEDE İLK 3’TEYİZ’
Kaçak elektrik, ülkemizin kanayan yarası… Bu sorunlu başlıkta ne durumdayız?
Özellikle özelleştirmelerden sonra ülkemizde bu konuda ciddi düşüş kaydedildi. Kayıp-kaçak oranları eskiden Türkiye genelinde yüzde 20’lerin üzerindeyken, hatta bazı bölgelerde yüzde 80’i bulurken şimdilerde bu alanda en kötü bölgelerde bile yüzde 50’lerin altına indi. Şu an Türkiye ortalamasının yüzde 10 civarında olduğunu görüyoruz. Neredeyse yarı yarıya düşme söz konusu. Bizim bölgemizde de EPDK raporlarına göre daha önceki iki yıl bazında Türkiye’de birinciydik, şimdilerde de ilk üçteyiz.
STK’larla görüşmeleriniz sürüyor. Beklentileriniz ne yönde?
Sivil toplum kuruluşları ile yakın temas halindeyiz. Yakın zamanda Türkiye Perakendeciler Derneği Bursa Şubesi (PERDER Bursa) ile sonrasında Bursa Uluslararası Tekstil Ticaret Merkezi (BUTTİM) Yönetimi ile enerji ihtiyaçları noktasında bir araya geldik. Bu hassas dönemde özellikle kapanan işletmeler nedeniyle en önemli konu alacaklar… Tüketiciler açısından da faturanın tahsil edilmesi kolay değil. Sektör temsilcilerini dinleyerek ortak çözüm önerileri oluşturmaya çalışıyoruz. Sektörümüzü düzenleyen mevzuatlar var ama müşteri lehine değiştirmemizin önünde bir engel yok. Örneğin şirket olarak yapmış olduğumuz bir uygulamadan bahsedeyim; fatura ödeme tarihleri ve maaş tarihlerinin uyuşmaması söz konusuydu. Müşterilerimize ödeme tarihini seçme uygulamasını sunduk. Müşteri memnuniyetini göz önüne alarak uygulamamızı hayata geçirdik. Geçen yıl iş insanlarının başlattığı, bu yıl da belediyelerimizin sürdürdüğü ‘askıda fatura’ kampanyalarıyla pandemi kaynaklı sıkıntıları neredeyse sıfırladık diyebiliriz. Geçen yıl iş insanları, bu niyetlerini beyan ettiklerinde bu destekten yararlanmaya ihtiyacı olan aboneleri onlara bildirdik. 314 bin TL’ye tekabül eden vatandaşın faturaları bu bütçeden ödendi. Bu yıl da önce Kestel, sonra Büyükşehir Belediyesi 3.8 milyon TL bütçeyle vatandaşın sıkıntılarını giderdi. Bursa, böyle kamu kuruluşlarına ve hayırsever iş insanlarına sahip olduğu için şanslı.
‘BU BÖLGEDEN KAZANIYORSAK, VERGİMİZ BURAYA GELMELİ’
BTSO’nun çalışmaları hakkında neler düşünüyorsunuz?
Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş. özelleştirildiğinde zaten Bursa firmasıydı ama bizim gibi tedarik şirketleri, daha sonra kuruluyor. Merkezimiz Ankara’da olduğu için Limak Enerji Uludağ Elektrik de Ankara’da kurulmuştu. O dönemde yaptığımız görüşmeler neticesinde Yönetim Kurulumuzun da uygun bulmasıyla Ankara olan merkezimizi Bursa’ya taşıdık. BTSO ile ilişkilerimiz yoğun şekilde devam ediyor. Biz, bu bölgeden kazanıyoruz. Dolayısıyla vergi noktasındaki faydamızın da bu şehre yansımasını önemsiyoruz. 2019 yılındaki bilançomuzla da hem Türkiye’de ilk 100 vergi veren şirket arasına girip Bursa’da da birinciliğe ulaşmış durumdayız. Bu, şehrimize yapacağımız katkılar noktasında bizi çok mutlu eden bir tablo. Hem Vergi Dairesi Başkanlığımızın, hem BTSO’nun bu noktadaki hassasiyetleri, diğer sektörleri ve şirketleri teşviki, şehir açısından da çok önemli. BTSO’nun Türkiye’nin en çok etkinliğe sahip odalarından biri olması, Bursa’yı diğer şehirlerde bir adım öne geçiriyor.
İstihdamda kadınlara pozitif ayrımcılık noktasında da çalışmalarınız olduğunu biliyoruz. Bu konuda ne durumdasınız?
Kadın çalışanlarımız bizim açımızdan çok önemli. 2018 yılında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’mızın düzenlediği tüm enerji şirketlerinin olduğu platformda Örnek Şirket Ödülü’nü aldık. Şu an kadın çalışan oranımız yüzde 56’larda ancak sadece bu oran önemli değil. Yönetici pozisyonlarda da kadınların bulunmasını önemsiyoruz. Yüzde 40 civarında kadın yönetici oranına sahibiz. Bu noktada da bu oranı eşitleme yönünde hedeflerimiz var. Şirketlerin sosyal ve ekonomik anlamda sürdürülebilirliğini sağlamak adına istihdamda cinsiyet eşitliğini önemsiyoruz.