Günümüzde üretime ve tüketime konu olan her üründe çevreci üretim tekstil dünyasında da varlığını göstermiş ve ekolojik/organik tekstil ürünleri dikkat çekmeye başlamıştır. Ekolojik tekstil (Eko-Teks), tekstil ürünlerinin hammaddenin elde edilişinden nihai ürün haline gelişine kadar ki tüm süreçte kullanılan kimyasallar, atık sular, iş yeri şartları, baca gazı, gürültü düzeyi gibi insan sağlığı ve çevre etkileri ile ilgili belirli bir standardizasyonu içermektedir. Bu nedenle standardizasyon, ürünlerin üretim sürecinden atık haline gelip bertarafına, alınan hizmetlerden planlamaya kadar akla gelebilecek her çevresel ve sosyal konuyu bünyesine alacak şekilde gelişmektedir. Çevresel problemleri konu alan bir çeşit eko standardizasyon aracı olan yeşil etiketler, prensipler ve yerleşik kriterlere bağlı olarak geliştirilmiştir. Eko-etiket sistemi, sürdürülebilir çevre hedefleri doğrultusunda, yaşam döngüsü boyunca çevresel etkileri azaltılmış ürün veya hizmetleri teşvik etmek, tüketicilere doğru ve bilimsel temeli olan bilgi akışını sağlamak için gönüllülük esaslı çevre etiketi sistemi oluşturmak amacıyla geliştirilmiş bir sertifikasyon sistemidir. Çevre etiketinin avantajları aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

• Tüketicinin bilgilendirilmesi ve çevreye duyarlılık konusunda bilinçlendirilmesi,

• Üretici açısından hem çevresel değerlerin korunmasını hem de ekonomik verimliliğin teşvik edilmesi,

• Piyasa gelişiminin çevresel hassasiyet göz önünde bulundurularak uyarlanması,

• Güncel koşullara göre üretim süreçlerinin ve hizmet aşamalarının sürekli iyileştirmeye teşvik edilmesi,

• Tüketiciye çevreye duyarlı ürünü tercih etme imkânı sunması.

Tekstil ürünleri için çevre etiketi verilmesine dair kriterler, 19.10.2018 tarih ve 30570 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çevre Etiketi Yönetmeliği kapsamında düzenlenmiştir. (https://webdosya.csb.gov.tr/db/cevreetiketi/ icerikler/tekst-l-urun-grubu-n-ha--cevre-et-ket--krterler--20201226092616.pdf Çevre etiketi kullanımı, 4 yıl süre için verilmektedir. Ayrıca eko-etiketli ürünleri/) hizmetleri destekleme, geliştirme ve teşvik etme amacıyla 1994’te kurulan, kar amacı gütmeyen uluslararası bir platform olan Küresel Eko Etiket Ağı’na 2020 yılı itibariyle Türkiye’de üye olmuş durumdadır. Üyelikle birlikte Türk sanayiciler, çevre etiketine sahip ürünlerini uluslararası alanda tanıtabilecek ve ihracatta avantaj sahibi olacaktır. İhracatımızda rekabetçiliğimizin geliştirilmesinin yanı sıra, ülkemizin küresel tedarik zincirlerindeki yerinin korunması ve güçlendirilmesi ile yeşil yatırımların ülkemize çekilmesi bakımından da önem arz eden ve ilgili tüm politika alanlarında yeşil dönüşümün desteklenmesini hedefleyen bir yol haritası niteliğindeki Yeşil Mutabakat Eylem Planı 16.07.2021 tarihli ve 31543 sayılı Resmi Gazete’de 2021/15 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile yayımlanmış olup; Eylem Planı’nın 2.1.8 başlıklı eylemi, çevre etiketi ve atık yönetimi konularına vurgu yapmaktadır. Tekstil sektörünün, üretim ve tüketimden kaynaklanan çevresel ve iklim baskılarını azaltırken bir taraftan da ekonomik ve sosyal faydayı sürdürebilmesi için ‘döngüsel ekonomiye’ sistematik bir şekilde geçmesi, artık kritik öneme sahiptir. Enerji verimliliğine ve yenilenebilir enerjiye yatırım yapmak, ürün başına kullanılan su miktarını azaltmak, üretimde sıfır atık uygulamalarını hayata geçirmek, ürün başına tehlikeli atık miktarını azaltmak, ambalaj malzemelerinde geri dönüştürülmüş malzeme miktarını artırmak ve karbon ayak izini azaltacak atılımlar çevre etiketi açısından oldukça önem taşımaktadır. Tekstil sektöründe sürdürülebilirlik için çevre etiket sistemi elzem bir gereklilik olacaktır. Sonuç itibariyle, bu sistemin yaygınlaştırılmasıyla; artan pazar payları ile üretici ve yeşil tercihleri için doğrulanmış çevresel bilgi alan tüketici olacaktır. ‘Çevre Etiketi’nin sahip olduğu en önemli değer etiketin güvenilirliği olduğu ve bunun için de kuruluşun esasları ve yetkinliği önem taşıdığı unutulmamalıdır. Tercihimizin ‘ekolojik mi, ekonomik mi’ arasında kalmaması dileğiyle…