Başkent: Taşkent
Yüz Ölçümü: 447.400 km²
GSYİH: 90.392.000 $
Kişi Başı GSYİH: 2.509 $
Nüfus:   136.025.000
Büyüme Oranı: % 5,49

Özbekistan ekonomisi, Sovyet döneminde yoğun bir şekilde pamuk ve tahıl üretimine bağımlı durumda iken, 1991’de bağımsızlığını kazanmasından sonra, tarımsal üretimini çeşitlendirmiş, maden ve doğalgaz ihracat kapasitesini geliştirmiştir. Ekonomik dönüşüm süreci süratle devam eden Özbekistan, Türk iş insanları için önemli yatırım fırsatları barındırıyor.

Yabancı Yatırımcıya Yöneldiler

Özbekistan’ın ilk Cumhurbaşkanı İslam Karimov 25 yıl yönetimde kalmıştır. Eylül 2016’da vefat eden Karimov’un yerine eski Başbakan Shavkat Mirziyoyev geçmiştir. Özbekistan’ın dışa açılmasına yönelik reform programı başlatan Mirziyoyev, Özbekistan’ın komşularıyla olan ilişkilerini geliştirmiş ve çeşitli ekonomik, adli ve sosyal reformlar başlatmıştır. Ticaret bariyerlerini kaldıran ve dalgalı kur rejimlerine geçen ülke, yabancı yatırımcıya yönelmiştir.

İklimi Tarıma Elverişli

Tarımın milli gelirdeki payı 2020 yılı verilerine göre yüzde 28, istihdamdaki payı ise yüzde 27 seviyesindedir. İklimin pamuk ve hayvan yetiştiriciliğine elverişli olduğu ülkede, tarımsal üretimin yüzde 68’i dekhkan çiftliklerinden (tüm tarım arazileri devletindir, çiftlikler kişisel iştirak arazisi olarak tanımlanır) sağlanmaktadır. Çiftliklerde hayvancılık (özellikle kuzu) yoğun olarak yapılmaktadır. Tarımsal sulama ve sanayi için aşırı kullanılan Aral Gölü 1960’lardaki boyutuna göre yüzde 90 küçülmüştür. Su seviyesinin azaldığı ve Seyhun, Ceyhun nehirlerinden akan derelerin kuruması tarım üzerinde baskı yaratmaktadır. Su kaynaklarındaki azalışlardan ötürü Özbekistan hükümeti, Tacikistan tarafında yapılan Rogun barajına, ülkesinin su kaynaklarını azaltacağı gerekçesiyle karşı çıkmıştır. Ayrıca, Aral Gölünde azalan su kaynakları dolayısıyla nüfusun büyük çoğunluğu doğusuna toplanmıştır. Batıda ise özerk ‘Karakalpakistan Cumhuriyeti’ bulunmaktadır.

Madeni Kaynaklar

Kızılkum çölünde bulunan Murunta altın yatağı dünyanın en büyük açık ocak madenidir. 2014 yılında senede 102 ton altın çıkarılan ülkede 2018 yılında bu rakam 88,5 tona kadar gerilemiştir. Linyit üretiminin 4 milyon ton seviyesinde gerçekleştiği ülkede 2019 verilerine göre 600 milyon varil petrol rezervi bulunmaktadır. GSYH içerisinde madenciliğin payı yüzde 4 seviyesinde olan ülke 1,2 trilyon kübik metre (BP 2020 raporu) ile dünya doğal gaz rezervinin yüzde 0,6’sına sahiptir

İnşaat Sektöründe İstihdam Artmaya Devam Ediyor

Sanayinin milli gelirdeki payı yüzde 20 civarında olup Sovyetler döneminde başlayan metalürji sanayisi, tüm sanayinin dörtte birini oluşturmaktadır. Orta Asya ülkelerine makine satışı da yapılan ülkede motorlu araç, römork ve yarı römork imalatları, içecek ve tekstil sektörleri öne çıkmaktadır. Son yıllarda artan inşaat faaliyetlerinden ötürü bu sektörde istidam yüzde 10 seviyesinde seyretmektedir.

Makroekonomik Veriler

Ülke ekonomisi, 2007 ile 2016 yılları arasında ortalama yüzde 7,7 olan büyümüştür. 2017 yılında tarım sektöründe büyümenin yüzde 1 seviyelerine düşmesiyle ekonomi yüzde 4,5 genişlerken inşaat sanayinde büyüme yüzde 6, sanayide ise yüzde 3,6 olarak gerçekleşmiştir. 2018 tarımsal üretim yatay seyretmiş, sanayi ve inşaat sektörlerinin ise sırasıyla yüzde 8 ve yüzde 14 ile ekonominin yüzde 5’in üzerinde büyümesinde etkili olmuştur. 2019 yılında tarım sektörünün yüzde 3 ile geçmiş birkaç yıla göre daha iyi genişlemesi, sanayi ve inşaat sektörlerinin güçlü seyrini koruması ile büyüme yüzde 5,6 olmuştur.

Sektörlerin Analizi

2020 yılında, yılın ilk yarısında yüzde 0,4 büyüyen ülkede ikinci yarıda madencilik sektöründeki daralma hızlanmış, yıl genelinde madencilik sektörü yüzde 22 civarında daralmıştır. Salgınla mücadele kapsamında alınan önlemler ile konaklama, ulaşım, konut sektörlerinin de daraldığı 2020 yılında büyüme oranı yüzde 1,6’ya gerilemiştir (IMF Ekim tahmini: yüzde 0,7). Ekonominin genişlemesinde inşaat sektörünün yüzde 9,2 büyümesi etkili olurken sanayi sektöründeki genişleme yüzde 7 seviyesinde gerçekleşmiştir. IMF ülkenin önümüzdeki dönemde yüzde 5-6 bandında büyüyeceğini öngörmektedir.

Ülkenin Güçlü Yönleri:

• 1,8 trilyon tcm (trilyon kübik metre) rezervi

• Önemli gaz ihracatçısı ve hızlı büyüyen Çin marketinin ihracatçısı

• Artan gaz üretimi

• Uluslararası petrol ve gaz şirketlerinin önemli varlığı

Ülkenin Zayıf Yönleri:

• Ülke karayla çevrili, bu nedenle ithalat ve ihracat büyük ölçüde az gelişmiş boru hattı altyapısına dayanıyor.

• Tüketicileri fiyat enflasyonundan korumak amacıyla yurtiçi enerji arzı yüksek oranda sübvanse edilmekte olup bu durum kamu şirketlerinin gelirlerini kısıtlamaktadır.

• Petrol geri kazanım oranı düşüktür.

• Sınırlı ithalat kaynaklarına sahip az gelişmiş alt sanayi bulunmaktadır.

• Sınırlı petrol rezervi ve azalan üretim söz konusudur.

Fırsatlar:

• Ek yatırım planları ve üretimdeki artışları ile gaz sektöründe potansiyel bulunmaktadır.

• Yükselen emtia fiyatları Özbekistan’ın özellikle hidrokarbon ihracatı artırabilir.

• Orta Asya’daki diğer ülkelerle işbirliğinin artması şartıyla ülkenin karayla çevrili ülkenin doğal kaynaklarını ilgi çekici hale getirebilir.

• Ülke geniş çapta petrollü şeyl (ısıtıldığında doğal gaz ve petrol elde edilen kayaç) tutabilir.

• Reformlar ile iş ortamında iyileştirmeler gözlenmiştir.

• Rafine sektörü modernizasyondan geçmekte olup bu durum rafine ürünlerin üretimini ve ihracatı yükseltebilir.

Tehditler:

• Petronas, Daewoo ve Tethys gibi oyuncuların ayrılması, ülkenin üst kesimi daha çekici komşulara karşı çekiciliğini yitirebilir.

• Gazın dış pazarlara yönetilmesi, sınırlı yurt içi rafine yakıt üretimi ve akaryakıt ithalatının üzerindeki kısıtlamalar, iç tüketimdeki artışı baskılayabilir.

• Son yıllarda petrol yataklarının vadesinin dolması ile ülke net enerji ithalatçısı haline gelmiştir.

• Kovid sonrası dış talep (özellikle Rusya ve Çin), değişkenlik göstermektedir.

TÜRKİYE-ÖZBEKİSTAN TİCARETİ

2022 yılında ülkeye ihracatımız yaklaşık 1,9 milyar dolar olmuştur. İhraç ettiğimiz başlıca ürünler; tedavide veya korunmada kullanılmak üzere hazırlanan dozlandırılmış ilaçlar; hijyenik havlular ve tamponlar, bebek bezleri ve benzeri hijyenik eşya; dokuma ipliklerin, mensucatın yıkanması, temizlenmesi, kurutulması, ütülenmesi, sarılması, katlanması vb. için makinalar; buzdolapları, dondurucular ve diğer soğutucu ve dondurucu cihazlar ve ısı pompaları; kendine özgü bir fonksiyonu olan diğer makinalar ve mekanik cihazlardır.

2022 yılında ülkeden ithalatımız ise yaklaşık 1,7 milyar dolar olmuştur. Pamuk ipliği; rafine edilmiş bakır ve bakır alaşımları (ham); bakır teller; işlenmemiş çinko ve etilen polimerleri (ilk şekillerde) ithal edilen başlıca ürünlerdir. 2022 yılında Özbekistan ile ticarette Türkiye’nin 195 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiği gözlenmiştir.

Türkiye’nin Özbekistan’a ticaretinde 730 milyon dolardan fazla ihracat yapma potansiyeli olduğu belirtilmektedir. Makineler, otomotiv ve demir çelik sektörleri; Özbekistan’ın Türkiye’ye ihracatını artırmasında ise çinko ve pamuk sektörleri öne çıkmaktadır.

TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Burkay: Ticaretin Önünü Açalım

Taşkent'teki Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Zirvesi öncesinde Özbekistan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davran Vahabov’un ev sahipliğinde yapılan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 5. İş Forumu'na; Teşkilata üye ülkeler Türkiye, İran, Pakistan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan’dan çok sayıda iş insanı ve birçok yetkili katıldı. Forumun açılışında konuşan Vahabov, EİT’nin büyük bir potansiyele sahip ve önemli bir bölgesel kuruluş olduğunu belirterek, bu forumun ülkeler arasındaki işbirliğinin daha da geliştirilmesine katkı sağlayacağına inandığını söyledi.

'Ata Toprakları’ Vurgusu

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu ÜyesiBursa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay da ata yurdu topraklarda bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. EİT üyesi ülkeler olarak 450 milyonu aşan bir nüfusa, coğrafi olarak da 8 milyon kilometrekarelik bir alana yayılmış durumda olduklarını vurgulayan Burkay, "EİT bölgesi, dünya hidrokarbon kaynaklarının üçte birinden fazlasını bulundurmaktadır. Bölgenin bir başka avantajı da ülkelerimizin tarihi İpek Yolu üzerinde bulunmasıdır. Ancak üzülerek ifade etmek zorundayım ki; bölgemiz 25 trilyon dolarlık dünya ticaretinden sadece 1 trilyon doların biraz üzerinde bir pay almaktadır." dedi. Burkay, ticaret olmadan huzur ve zenginliğin de olmayacağını, bundan dolayı iş dünyası olarak daha serbest bir ticaret için ısrarcı olmaları gerektiğini dile getirirken, bunun için ülke hükümetlerini cesaretlendirmeleri gerektiğini vurguladı.

‘Mallar ve İnsanlar Rahatça Dolaşsın’

Bölge ülkeleri arasında EİT Tercihli Ticaret Anlaşması’nın hala yürürlüğe konulamadığını, üye ülkelerin büyük kısmının tarihi İpek Yolu güzergâhında yerleşmesine rağmen üye ülkeler arasında taşımacılık konusunda ciddi sorunların bulunduğunu, mal ve insan dolaşımı, gümrük ve vize konularındaki sorunların da devam ettiğini belirten Burkay, şunları kaydetti: "Ticaretin önünü açalım. Mallar ve insanlar rahatça dolaşsın. Aynı zamanda da iş ortamını mutlaka iyileştirmemiz gerekiyor. Ülkelerimizi yatırımcılar için cazip hale getirmeliyiz. Yatırımcıları ülkelerimize çekmek için girişimcilere uluslararası standartta bir tahkim imkânı sağlamak gerekiyor."

1985'te kurulan ve Türkiye, Pakistan, İran, Afganistan, Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan’ın üye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin gözlemci üyesi olduğu EİT Devlet Başkanları Zirvesi, 2 yılda bir düzenleniyor.