UTİB Başkanı Engin, ekolojik ve dijital dönüşümün kaçınılmaz olduğuna vurgu yaptı:

Pandemi krizinde büyümesini sürdüren tekstil sektöründe; girişimcilere TechXtile Start-Up Challenge ile yol haritası oluşturduklarını belirten UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, yeni dönemde dijital ve ekolojik olmak üzere ikiz dönüşümün sağlanması gerektiğini bildirdi. Pınar Taşdelen Engin, üretimden ihracata, girişimcilikten yeşil ekonomiye kadar tüm sorularımızı şöyle yanıtladı:

Türk tekstil sektörünün 2021 görünümünü özetler misiniz? Yılın bitmesine az bir süre kala tekstil sektöründe kırılan rekorları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?


Türk tekstil sektörü olarak 2021’in ilk 9 ayında 7,4 milyar dolar değerinde ihracat ile tüm zamanların en yüksek ilk 9 aylık ihracatına imza attık. Pandeminin yaşandığı 2020’nin ilk 9 ayına göre tekstil ihracatımız yüzde 46 artarken, 2019 yılının ilk 9 ayına göre ise ihracat artış oranı yüzde 24 oldu. Eylül ayında ise tekstil sektörü ihracatımız 944,7 milyon dolar değeriyle Eylül 2020’ye göre yüzde 38, Eylül 2019’a göre yüzde 39 artış gösterdi.
Türk tekstil sektörü olarak pandemi krizinde bile üretimden vazgeçmeyerek, tedarik zincirinde kopma yaşamadan çalışmalarımızı sürdürdüğümüz için pazarda önemli bir farkındalık oluşturduk. Ülkemizin kaliteli ve aralıksız üretim yapması tercih edilebilir olmasını sağlıyor. Bu anlamda Bursa’nın da ihracat payımızda büyük önemi olduğunu görüyoruz. Bursa’da tekstil ve ham maddeleri sektöründe üretim yapan sanayiciler, 2021 ilk 9 ayda 860 milyon 129 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü temsilcileri ise 9 aylık süreçte 1 milyar 273 milyon 336 bin dolarlık dış satıma imza attı.
İçinde bulunduğumuz yılda en büyük pazarımız AB’nin ithalatında Türkiye’nin payının hızla artmaya devam ettiğini de görüyoruz. AB’nin yanında tekstil sektörü için vazgeçilmez bir pazar olan ABD pazarı da sıkı markajımızda. Tüm sektörlerin dünyaya açılan penceresi olarak gösterilen ABD’de Eylül ve Ekim aylarında düzenlenen tüm fuarlara katılmaya özen gösterdik. Bunlardan birisi de LA Textile Show… Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği’mizin milli katılım organizasyonu ile 13 Türk firması, LA Textile Show Fuarı’nda yerini aldı. Fuar, hem Türkiye tekstil sektörü, hem de katılımcı firmalar açısından çok verimli geçti. Bu fuarlar, sektörün can damarı olduğu için ne kadar fazla katılım sağlanırsa getirisi o kadar fazla olacağına inanıyorum.


TECHXTILE , HAYALLERİN KAPISINI ARALIYOR


Türkiye Ev Tekstili Tasarım Yarışması ve Techxtile Start-Up Challange gibi çalışmalarınızla girişimciliğe verdiğiniz önemi gösteriyorsunuz. Girişimcilik konusunda cesaretlendirmek ve yaptığınız yarışmalarla nasıl bir etki yaratmayı ve bu bağlamda nasıl bir fayda sağlamayı amaçlıyorsunuz?


Girişimcilik ve yeni girişimciler, tüm dünyada ekonomilerin gelişebilmesi için bir çıkış kapısı olarak görülüyor. Türkiye’nin ileri teknolojiye sahip ülkelerle arasındaki farkı kapatabilmesi için tüm sektörlerde girişimcilik hareketinin tabana yayılması gerekiyor.
TechXtile Start-Up Challenge da işte tam burada çok önemli bir misyon üstleniyor. Türkiye’de ilk kez 2009 yılında UTİB’in başlattığı Tekstil ve Hazır Giyim Sektöründe Ar-Ge Proje pazarı 2019 yılına kadar 2 bin 253 proje başvururken, bunlardan 251’ini sanayicilerle buluşturarak büyük bir başarıya imza attı.
Daha sonra dünyadaki değişimleri dikkate alarak Proje Pazarının içeriğini zenginleştirdik ve 2019 yılında TechXtile Start-Up Challenge adıyla bir girişimcilik ekosistemine dönüştürdük ve yeni girişimcilere hayallerinin kapısını açmayı sürdürdük. 2020 yılında ise pandemiye rağmen 174 projenin başvurması ülkemizde bu konuda bir ihtiyacın olduğunu ve UTİB’in ne kadar doğru bir iş yaptığının somut göstergesi.
Sürekli yaşayan bir girişimcilik platformu haline gelen programımızı daha etkili kılmak için bu yıl yeni ve büyük bir adım daha attık. Mart ayında gerçekleştirdiğimiz çalıştay sonucunda; 2021 yılında girişimcilik ile ilgili tüm faaliyetleri tek çatı altında toplayan bir girişimcilik platformuna dönüşümü sağladık. Paydaşlarımız Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB), Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) ve Bursa Teknoloji Koordinasyon ve Arge Merkezi (BUTEKOM) işbirliğiyle yıl boyu sürecek ve birden fazla etkinliği bünyesinde barındıracak ‘TechXtile Platform’ ile hem bireysel girişimcilerin hem de firmaların girişimcilik yönlerini ön plana çıkarmayı hedefliyoruz.
Girişimci adaylarının projelerinin yarıştığı ‘Start-Up Challenge’ın yanı sıra, firmaların inovatif çalışmalarını diğer paydaşlar nezdinde sergileyeceği ve yarışacağı ‘İnovasyon Ligi’, Ekosistemi geliştiren ve ilham veren ‘Akıl-Fikir Buluşmaları’, kıymetli eğitimleri içeren ‘Akademi’ son olarak da finalistlerin üyeliğiyle sürekli desteklendiği ‘Members Club’ ile kesintisiz yaşayan, tekstil dikeyinde sürekli özelleşmiş bir girişimcilik platformu haline getirdik. Start-Up Challenge 2021 için başvurular 13 Eylül tarihinde başladı. Sayılar giderek artıyor, İnanıyorum ki bu yıl geçen seneki sayının da üzerine çıkacağız. 31 Ekim’de başvuruların tamamlanmasının ardından eğitim ve değerlendirme süreçleri başlayacak. Bu yıl girişimleri henüz fikir aşamasında olan projelerin yarışacağı Fikir Aşaması Girişimci Kategorisi (Level Up), fikir aşamasını geçmiş, ticarileşme ve ölçeklenme potansiyeline sahip ürün veya hizmeti geliştirmiş girişimcilerin yarışacağı Hizmet Geliştirmiş Girişimci Kategorisi (Scale Up) olmak üzere iki kategoride ödül vereceğiz. Öte yandan geçen sene olduğu gibi bu yıl da Kadın Girişimci Özel Ödülümüz bulunmaktadır.
Yine 2009 yılından bu yana gerçekleştirdiğimiz Türkiye Ev Tekstili Tasarım Yarışması da UTİB’in gurur duyduğu bir proje. Genç tasarımcıların sektöre girmesine, sektördeki firmaların da bu genç tasarımcıların yaratacağı sinerjiyi ihracatta artı değere dönüştürmesine olanak sağlayan Tasarım Yarışması’nda dereceye giren genç tasarımcıların tamamına yakınının sektörde faaliyet göstermesi, bu alanda attığımız adımların ne kadar doğru olduğunu bir ortaya koyuyor. Küresel rekabette kuvvetli özelliklerimize son dönemde sektörün gerçekleştirdiği AR-GE ve tasarım konusundaki yatırımları da eklersek, mevcut durumumuz daha da güçlenecektir.


UTİB-UHKİB-BTSO ortaklığında kurulan Bursa Teknoloji ve Koordinasyon Ar-Ge Merkezi’nin çıkış noktası nedir ve burada hangi çalışmalar yapılıyor?


Teknik ve sürdürülebilir tekstilin önemi her geçen gün artıyor. 2008 yılında Tekstil Teknolojileri Çalışma Grubu’nun belirlediği karar doğrultusunda, sektöre ortak fayda sağlamak, firmalarda Ar-Ge ve yenilikçilik bilincini geliştirmek ve firmaların ihtiyaçları doğrultusunda çalışmalar yapmak amacıyla kurulan bir sektörel AR-GE merkezi olan BUTEKOM sayesinde çevresel hassasiyet, doğal liflerin yetiştirilme süreçleri, sentetik ürünlerin üretim emisyonları gibi pek çok konuda firmaları bilinçlendiriyoruz. Daha çevre dostu, geri dönüştürülebilir ve kaynakların en etkin düzeyde kullanılması ile sağlanacak ‘sürdürülebilir’ üretim sürecine geçtiğimiz bugünlerde sürdürülebilirlik bilincini tabana yaydığımızda aldığımız verim büyük ölçüde artacaktır. İşi özümsersek dönüşümü daha kolay sağlarız. Tekstil sektöründe ikiz dönüşümü sağlamak zorundayız. Yani hem dijital hem de ekolojik dönüşümü. Bu kapsamda sanayi sektörünü ve tüm değer zincirlerini sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme modeline uyarlamamız gerekiyor. BUTEKOM da bu dönüşümü sağlamada kritik bir rol üstlenmiş durumda ve bu rolün ağırlığı önümüzdeki süreçte daha da artacaktır. Sürdürülebilir Ürün inisiyatifi çerçevesinde; materyallerin geri dönüştürülmeden önce yeniden kullanımını ve kaynak kullanımının azaltılmasını sağlayacağız. Tüketim alışkanlıklarını da yeniden tasarlayarak ve üretici başta olmak üzere herkesin bilinç düzeyini yükseltirsek işimiz kolaylaşacak.


Ülke olarak Paris İklim Anlaşması’na taraf olduğumuzun açıklanmasının ardından, tekstil sektörünü nasıl bir değişim bekliyor?


Paris İklim Anlaşması, sürdürülebilir ve yeşil üretimin vazgeçilmez olduğunun kanıtı olurken AB ülkeleri ile ticari ilişkisi bulunan tüm sektörler için değişimin başladığını da gösteriyor. İhracattaki payı en yüksek sektörlerin başında gelen tekstil sektörü için de bu önemli değişim kaçınılmaz olup, gereken adımlar hızla atılmalıdır. Teknolojinin getirilerini kullanarak yeşil üretim yapmaya bir an önce başlamalı ve tekstil paydaşları olarak sektörel birliği sağlamalıyız. Bu çerçevede yapılacaklar; döngüsel ekonomi ve eko-tasarım uygulamalarının geliştirilmesi, tekstil atıklarının yüksek seviyelerde toplanması, onarılması ve yeniden değerlendirilmesi, sürdürülebilir ham madde kullanımı, üretilen atık miktarının azaltılması hatta geri dönüşümünün sağlanması. Bu kapsamda üreticilerin yeni teknolojilerin gelişimine teşvik edilmesi, yeniden kullanılabilir ve onarılabilir ürün pazarının geliştirilmesi, su tüketiminin azaltılmasının teşvik edilmesi, yenilenebilir enerji kaynak kullanımının artırılması ve fosil yakıt kullanımı temelli üretimin değiştirilmesi olarak özetlenebilir. Dönüşümde hızlı yol alabilmenin en önemli noktasının da kamu ve özel sektörün birlikte hareket etmesi olduğu unutulmamalı. Bu bağlamda karar vericiler tarafından, teknolojik geliştirmelerin yaygınlaşmasını sağlamak amacıyla vergi indirimi sağlayacak regülasyonların oluşturulması da geç olmadan sağlanmalı.