Zorlu bir yılı geride bırakıyoruz ve yeni yıla giriyoruz. Geleneksel hale gelen bir sonraki yıl dünya ve Türkiye ekonomisi için beklentilerimizi paylaşalım.
2023 yılında küresel enflasyon ile mücadele için uygulanan sıkı para politikaları ve yüksek faizler dünya ekonomisinde yavaşlamaya, ticarette ise daralmaya yol açtı. 2024 yılına girerken enflasyonlarda önemli düşüşler gerçekleşiyor ve muhtemelen önümüzdeki yıl yüzde 2 hedeflerine ulaşılmış olacak. Enflasyonlarda kalıcı düşüşler sağlanırsa 2024 yılının ikinci yarısından itibaren faiz oranlarında gerileme ve para politikalarında gevşeme beklenmektedir. Buna bağlı olarak ilk çeyrekte durağan, ikinci çeyrekte beklentilerin iyileştiği, ikinci yarıda ise büyümenin toparlandığı bir yıl olması beklenmektedir. 2024 yılında dünya ekonomisinde yüzde 2,5 büyüme, dünya ticaretinde ise yüzde 4,5 büyüme beklenmektedir. 2024 yılında kriz beklentisi olmamakla birlikte büyüme yine zayıf kalacaktır.
Dolar, Pariteler, Emtia ve Enerji Fiyatları
Enflasyonlarda kalıcı düşüş ve para politikalarında ikinci yarıdan itibaren gevşeme olacağı senaryosu içinde 2022 ve 2023 yıllarında değerli kalan ABD dolarının sınırlı ölçüde değer kaybetmesi beklenmektedir. Euro-dolar paritesi 2024 yıl ortalaması 1,12 olarak öngörülmektedir. Doların sınırlı ölçüde zayıflaması ve talebin ikinci yarıdan itibaren toparlanması halinde emtia fiyatlarında da yüzde 10-15 arası kademeli artışlar olabilecektir. Enerji fiyatları da talebe bağlı olarak sınırlı artışlar gösterecektir. Enerji ve gıda fiyatlarında jeopolitik riskler izlenmeye devam edilecektir.
2024 Yılının Küresel Riskleri
2024 yılında küresel ekonomi için en önemli risk jeopolitik gelişmeler olacaktır. Devam eden RusyaUkrayna savaşı, Ortadoğu’daki savaş, Çin-Tayvan gerginliği öncelikli jeopolitik risklerdir. 2024 yılında ABD ve Rusya ile AB kurumlarında olmak üzere birçok önemli seçim yapılacaktır. Seçimler siyasi riskleri oluşturmaktadır. Ekonomik alanda en önemli risk ise Çin ekonomisinde yavaşlama ve yapısal sorunların krize dönüşmesi olacaktır.
Türkiye Ekonomisinde Büyümenin Kompozisyonu Değişecek
Türkiye ekonomisi için 2024 yılında öncelikli hedef enflasyon ile mücadele ve cari işlemler açığında kalıcı iyileşme sağlanmasıdır. Bu hedeflere dönük olarak sıkı para politikası yıl boyunca sürecektir. 2024 yılı bütçesi deprem harcamaları nedeniyle yüksek bir açık verecektir ve enflasyon ile mücadeleye katkısı sınırlı olacaktır. 2024 yılında yüzde 4 büyüme hedefine ulaşılacaktır. Ancak büyümeye iç tüketim yerine bu kez ihracat ve yatırımlar katkı sağlayacaktır. Özellikle hizmet gelirlerindeki artış ve ithalatın yavaşlaması ile cari işlemler açığı azalacaktır. En önemli gösterge ise enflasyon olacaktır. Mayıs ayında yüzde 72-75 aralığına kadar yükselmesi beklenen enflasyonda haziran ayından itibaren hem baz etkisi ile hem de sıkılaştırıcı politikalar sonucu düşüş yaşanacaktır ve yıl sonunda yüzde 38-40 enflasyona ulaşılacaktır.
TCMB Para Politikası, Faizler ve Döviz Kurları
2024 yılının önemli bir bölümünde merkez bankası sıkı para politikası uygulamaya devam edecektir. Yüksek politika faizi, TL likiditesinin azaltılması, kredi sınırlamaları ve kredi kartlarına sınırlamalar görülecektir. Ancak 2024 yılında yaz aylarında enflasyonda hedeflenen düşüş gerçekleşir ise merkez bankası eylül ayından itibaren faiz oranlarını indirmeye başlayabilecektir. Buna bağlı olarak mevduat ve kredi faiz oranları da ikinci çeyrekten itibaren aşağı yönlü olacaktır. Türk lirasında kademeli bir değer kaybı da sürecektir. Enflasyonda düşüş oldukça TL’deki değer kaybı da azalacaktır. 2024 sonuna kadar TL’de yüzde 30 bir değer kaybı yaşanabilecektir.
Türkiye İçin Ekonomik Risk Politikalarda Değişim Olması
2024 yılında Türkiye ekonomisi için en önemli risk uygulanan rasyonel ekonomi politikalarında değişim yaşanması olacaktır. Enflasyon ile mücadeleden geri adım atılması veya mücadelede farklı politikaların uygulanması halinde enflasyon, döviz kurları ve faizlerde yeni sıçramalar kaçınılmaz olacaktır ve Türkiye döviz dengesi açısından yine sıkıntılı bir döneme girebilecektir.
2024 yılının ilk yarısı temkinli, ikinci yarısı ise içeride ve dışarıdaki toparlanmanın yaratacağı fırsatların değerlendirileceği bir yıl olacak. İyi seneler dileklerimizle.