Ekonomi programının temel hedefi olan dezenflasyon süreci başladı. Dezenflasyon sürecinde temmuz-eylül dönemi enflasyonları önemli olacak. Sıkılaşmanın süreceği bu dönemde reel sektör ve hane halkları da zorlanmaya devam edecektir.   

Haziran ayında enflasyonda yaşanan düşüş ile dezenflasyon süreci fiilen başlamıştır. Merkez Bankası’nın tahmin ettiği gibi mayıs ayında tüketici enflasyonu yüzde 75,5 ile en yüksek seviyeye ulaşmış, haziran ayından itibaren ise dezenflasyon sürecine girileceği öngörülmüştü. Haziran ayında aylık TÜFE yüzde 1,64 olmuş ve yıllık TÜFE yüzde 71,6’ya gerilemiştir. Yıllık çekirdek enflasyon yüzde 71,41’e inmiştir. Aylık üretici fiyatları yüzde 1,38, yıllık ÜFE ise yüzde 50,09 artmıştır. Haziran ayındaki düşüşler büyük ölçüde baz etkisi ile gerçekleşmiştir. Temmuz ayında akaryakıta, alkollü içeceklere tütün ürünlerine yüksek ÖTV zamları yapılmıştır. Kira artışlarında yüzde 25 sınırı kaldırılmıştır. Temmuz enflasyonunda bunların etkisi görülecektir. Ancak geçen yıl temmuz ayında yüzde 9,49 olan TÜFE nedeniyle 2024 yılı Temmuz ayında yine kuvvetli bir baz etkisi yaşanacaktır. 

İç Talep Yeterince Yavaşlamıyor Olabilir  

Merkez Bankası Haziran Ayı Toplantı Tutanakları açıklanmıştır. Buna göre Merkez Bankası iç talebin yeterince yavaşlamıyor olabileceğini belirtilmiştir. Merkez Bankası 2023 Haziran ayından itibaren para politikasında sıkılaşma uygulamaktadır ve temel amacı enflasyonist baskıları azaltmak için iç talebin sınırlanmasıdır. Yılın ikinci çeyrek döneminde kartla yapılan alışverişlerde reel büyüme gerçekleşmiştir. Tüketim malı ithalatında artış sürmektedir. Hizmetler enflasyonunda katılık yaşanmaktadır. Geçmiş enflasyona dönük fiyatlama alışkanları da halen sürmektedir. Merkez Bankası iç talebi yakından izlemeye devam etmektedir ve enflasyon beklentilerinin bozulması halinde ilave sıkılaşma adımları atabileceğini açıklamıştır.                 

Sıcak Döviz Akışı Yavaşlayacak

Yerel seçimler sonrası ekonomi programı kararlılıkla ve kuvvetlendirilerek sürdürülmektedir. Türkiye’nin risk primi önemli ölçüde düşmüştür. Tüm bu gelişmelere bağlı olarak yurtdışından önemli bir kaynak girişi sağlanmıştır. Yurt içinde de yerleşikler dövizden TL’ye hızlı bir dönüş gerçekleştirmiştir. Merkez Bankası önemli ölçüde döviz satın alarak rezervlerini artırmıştır. Temmuz ayı ile yurt dışından sıcak döviz girişi giderek yavaşlayacaktır. Yine yerleşiklerin TL’ye dönüşü de yavaşlayacaktır. Türkiye’nin gri listeden çıkışının da etkisi ile yılın ikinci yarısında daha uzun vadeli döviz girişlerinin olması beklenmektedir.      

Reel Kesim ve Hane Halkları Sıkılaşmaya Ne Kadar Dayanacak

Enflasyonla mücadelede uygulanan sıkılaşma politikaları reel kesim ile hane halkları üzerindeki baskısını artırmaktadır. Reel kesim yüksek faizler, TL’nin değerlenmesi ve iç talebin yavaşlamasından sıkıntı çekmektedir. Temmuz döneminde asgari ücrete artış yapılmamıştır. Özel sektörde sınırlı artışlar gündemdedir. Yüksek enflasyon karşısında hane halklarının sıkıntıları artmaktadır. Üç büyük işçi sendikası çalışanlar adında ortak hareket etmeye karar vermiştir. Programın başarısı reel sektör ve hane halklarının ne kadar dayanabileceğine bağlı hale gelmiştir.    

Yeni Vergi Paketi Bekleniyor  

Haziran ayında yeni vergiler ihdas edilmesine dönük olarak torba yasa meclise gelecektir ve kanunlaşacaktır. Yeni vergi düzenlemeleri içinde KDV istisnalarının azaltılması, asgari kurumlar vergisi uygulanması, kripto ve menkul kıymet kazançlarının vergilendirilmesi, konut ve gayrimenkul yatırımları ve getirileri için vergiler vb. düzenlemeler üzerinde çalışılmaktadır. Yeni vergiler bütçeye gelirler yönünden katkı sağlayacaktır, ancak başta konut sektörü olmak sektörlerde yeni dengeler kurulacaktır.

Yaz Ayları ve TL’de Değerlenme  

Türk lirası yerel seçimler sonrası ekonomi programının kararlılıkla uygulanması, yurtdışı döviz girişi ve yerleşiklerin TL’ye dönüşü sonucu reel olarak değer kazanırken, nominal olarak da durağanlaşmıştır. Temmuz ve ağustos aylarında da TL’nin nominal olarak durağan kalacağı tahmin edilmektedir. Sıcak para girişinin yerini yaz aylarında geleneksel turizm dövizi girişleri alacaktır. Türk lirası faizlerin de en azından 2 ay daha yüksek kalacağı öngörülmektedir. Bunlara bağlı olarak TL yaz aylarında durağan kalırken reel olarak değerlenmeye devam edecektir.          

Türk Lirası Faizler Yaz Aylarında da Yüksek Kalacak    

Dezenflasyon sürecinde önümüzdeki 3 ayın enflasyonları çok önemli olacaktır. Bu nedenle kamu otoriteleri para politikasında bir gevşemeye izin vermeyecektir. Özellikle temmuz ve ağustos aylarında faizlerin yüksek kalması istenmektedir. Faizlerde iç talebi artıracak bir gevşeme istenmemektedir. Temmuz ayında mevduat ve kredi faizleri talebi kontrol etmek için yüksek kalacaktır. TL’de ilk faiz düşüşleri muhtemelen ağustos ayı ortasından sonrası başlayacaktır. Ancak bankalar daha uzun vadeli TL krediler için daha düşük faiz oranları uygulayabilecektir.      

Son Söz: Dezenflasyon sürecinin başarısı reel sektör ve hane halklarının sıkılaştırmaya ne kadar dayanacaklarına bağlı olacaktır.