Türkiye uzun süren bir seçim sürecini geride bıraktı. Yerel seçimler sonrası hükümet ekonomi programına sahip çıkarak kararlılıkla uygulanacağını açıkladı. Bu çerçevede ekonomi programı için beklentileri ve bundan sonraki olası etkilerini paylaşalım;
Yerel Seçimler Öncesi Ekonomi Programına Güven Azaldı
Yerel seçimler sonrası ekonomi yönetimi ve ekonomi politikalarının aynen devam etmesi senaryosu içinde ekonomi programına ve Türk lirasına yeniden güven sağlanması gerekmektedir. Yerel seçimler öncesi beklentilerin çok üzerindeki enflasyon ve TL’de seçimler sonrası sıçrama olacak beklentisi ile programa olan güven azalmış ve TL’den yeniden kaçış başlamıştı. Dövize yüksek bir talep oluşmuştu. Kur korumalı mevduatlarda çözülme durmuştu. Merkez Bankasının döviz rezervleri önemli ölçüde azalmış, Türkiye’nin kredi takas risk primi yeniden yükselmişti. Portföy yatırımlarında da çıkışlar yaşanmıştı.
Programa Yeniden Güven İçin İlave Önlemler Gerekiyor
Yerel seçimler sonrası bu olumsuz gidişin tersine çevrilmesi için ekonomi programına yeniden güven sağlanması gerekmektedir. Bu amaçla yerel seçimler sonrasında para ve maliye politikaları tarafında yeni önlemler alınması ihtiyacı vardır. Yeni önlemler ile ilk aşamada TL’ye yeniden geçiş yaratılması ve yabancılara güven verilmesi önemli olacaktır. Enflasyon beklentileri ve fiyat davranışları da yeterince iyileşmemiştir. Yaz aylarından itibaren dezenflasyon sürecine girileceği öngörülmektedir. Ancak buna rağmen 2024 sonu tüketici enflasyonu beklentileri merkez bankasının yüzde 36 hedefinin çok üzerinde oluşmaya başlamıştır. Bu nedenle öncelikle enflasyon beklentilerinde iyileşme sağlayacak yeni sıkılaşma önlemleri alınacaktır.
Beklenen Yeni Sıkılaşma Önlemleri
Ekonomi programına ve Türk lirasına yeniden güvenin sağlanması için para ve maliye politikalarında yeni önlemler alınması beklenmektedir. Para politikası tarafında tüketim harcamalarını azaltmaya yönelik olarak bireysel kredilerde ve kredi kartlarında sınırlamalar yapılması olasıdır. Yine bankaların munzam karşılıkları artırılabilecektir. Merkez Bankasının yüzde 50 olan politika faizini ise koruması beklenmektedir. Ancak mevduat ve kredi faizleri yükselecektir.
Maliye politikası tarafında kamu harcamalarında yeni sınırlamalar olasıdır. Yerel seçimler nedeniyle genişleyen kamu harcamaları sıkılaştırılacaktır. Vergilerde istisnalar azaltılacaktır. Katma değer vergisinde asgari oranlar yükseltilecektir. Birden fazla konutu olanlar için ilave vergi gündemdedir.
Yerel seçimler sonrası enerji fiyatlarında artışlar ve enerji alanında verilen sübvansiyonların azaltılması planlanmaktadır. Nisan ayında sanayi doğalgazı ve elektrik fiyatlarında artışlar olabilecektir.
Yeni Önlemler Reel Sektörü Gözetmeli; Ticari Kredi Faiz Oranları Reel Sektörün Kırmızı Çizgisini Aştı
Mart ayında merkez bankasının politika faizi artışıyla TL ticari kredi faiz oranları yüzde 60’ı aşmıştır. Böylece ticari kredi faiz oranları reel sektör şirketlerinin kırmızı çizgisini aşmıştır. Mevcut faizler ile kredi kullanımı önemli ölçüde azalacaktır. Reel sektör açısından nakit ve risk yönetimi kritik olacaktır. Reel sektörde sıkıntılar yaşanması kaçınılmazdır. Kontrollü küçülme bir seçenek olacaktır.
Döviz Kurlarında Seyri Ekonomi Programındaki Yeni Önlemler Belirleyecek
Mevcut ekonomi yönetimi ve politikalarının güçlendirilerek sürdürülmesi halinde yerel seçimler sonrası döviz kurlarında bir sıçrama yaşanması olasılığı çok düşüktür. Döviz kurlarında bir sıçrama ancak ekonomi yönetimi ve politikalarının değişimi ile olabilecektir. Bununla birlikte TL’de değer kaybı devam edecektir. Ancak değer kaybının yine kontrollü ve daha sınırlı hale geleceği öngörülmektedir. TL’ye yeniden güven sağlanması ve döviz talebinin azaltılması programda sağlanacak iyileştirmelere ve alınacak yeni önlemlere bağlı olacaktır. Programa yeniden güven sağlanması halinde gerçekleşecek yabancı sermaye girişi de TL’yi destekleyecektir. Enflasyon ile mücadele açısından TL’de değer kaybının yavaşlaması olumlu olacaktır. Ancak ihracatçılar rekabette zorlanmaya devam edecektir.
Son söz; Programa ve TL’ye yeniden güven sağlanması için atılacak adımların reel sektöre olası etkileri mutlaka gözetilmeli.