2021 yılı aralık ayından itibaren uygulanmaya başlanan ve yeni ekonomi modeli olarak adlandırılan politika uygulamaları içinde TCMB önemli bir yer tutmaktadır. Yeni ekonomi modelinde liralaşma, seçici kredi genişlemesi/kullanımı, cari açığın kapatılması, Türk Lirası’na istikrar kazandırılması ve enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi gibi önemli hedefler bulunmaktadır.
TCMB, yeni ekonomi modeli çerçevesinde ortaya konulan hedeflere yönelik olarak 20 Aralık tarihinden bu yana önemli kararlar almış ve uygulamaya koymuş bulunmaktadır. TCMB uygulamalarının büyük bölümü sanayi firmaları ve ihracatçılar üzerinden gerçekleşmektedir. Bu nedenle TCMB kararlarından ve uygulamalarından en çok etkilenen kesim de sanayi ve ihracatçılar olmaktadır.
Öncelikle ekonomide liralaşma hedefi doğrultusunda uygulamaya konulan kur korumalı mevduat uygulamasında 1,1 trilyon TL tutarında hesap açılmıştır. Şirketlerin döviz mevduat hesaplarında 13 milyar dolarlık bir azalma meydana gelmiştir. Gerçek kişiler DTH hesapları da 15 milyar dolar azalmıştır. Kur korumalı mevduat hesaplarının talep gördüğü görülmektedir. Ancak bu uygulamaya rağmen Türk Lirası’nda değer kaybı sürmektedir. Kur korumalı mevduatların Hazine ve Merkez Bankası’na artan yükü oluşmaktadır. Kur korumalı mevduatlardan ne zaman ve nasıl çıkılacağı da belirsizliğini korumaktadır.
Bu çerçevede şirketlerin DTH hesaplarının bozulmasına yönelik agresif bir öncelik devam etmektedir. Bu öncelik çerçevesinde birçok yeni kısıtlayıcı düzenleme hayata geçirilmiştir. Şirketlerin merkez bankasının Merkez Bankası TL cinsi reeskont kredilerinin kullanımı için ihracat bozdurma oranları artırılmış, ayrıca döviz varlıkların sınırlanması ile döviz alınmayacağına yönelik taahhütler devreye girmiştir. TCMB kendi politika hedefleri çerçevesinde şirketlerin finansman olanaklarını artan oranda sıkılaştırmaya devam etmektedir.
Bankaların TL rotatif ticari kredilerinin kullanımına yüzde 200 karşılık getirilmiştir. Bu nedenle bankalar rotatif kredilerin kullanımından hızla uzaklaşmıştır. Firmalar için 90 güne kadar finansman sağlayan bu olanak en aza inmiştir.
Türk lirası ticari kullanımında da yine şirketlerin aktifleri içindeki döviz varlıklarına ilişkin yüzde 10’un aşılmaması sınırlaması uygulanmaktadır. Şirketler eğer TL ticari kredi kullanmak istiyorsa döviz varlıklarının aktifler içindeki payı yüzde 10’u aşmamalıdır. Firmalara bu koşul ile TL kredi kullanması halinde 1 yıl boyunca döviz varlıklarının aktifler içindeki payının yüzde 10’u aşmaması zorunluluğu da getirilmiştir. Bu uygulama TL kredi kullanımında da sıkıntı yaratmaya başlamıştır. Firmalar döviz varlıklarına işleri nedeniyle ihtiyaç duymaktadırlar ve belli bir döviz varlığı tutunca TL kredi alamaz hale gelmektedirler. Vadeleri dolar TL kredilerin yenilenmesinde firmalar döviz satışı veya TL krediyi yenilememe seçenekleri arasında sıkışmaya başlamıştır.
Eximbank da ihracatın finansmanı ana işlevinden uzaklaşmıştır. Eximbank yurtdışı kredilerini yenilemediği/ yenileyemediği için döviz cinsi ihracat finansman olanakları en aza inmiştir. TL kredilerinde ise limitler TL olarak belirlenmeye başlamış, 1 milyon TL’ye kadar kredi başvurularına cevap verilir hale gelmiş ve faiz oranları yüzde 24’e çıkmıştır.
Diğer tüm kredi olanakları kısılırken TCMB TL cinsi reeskont kredileri tek uygun kredi olanağı olarak sunulur hale gelmiştir. TCMB bilinçli politikası ile amaç şirketlerin TL finansman olanaklarını sınırlamak ve tek kaynak olan TCMB reeskont kredilerini kullanabilmek için de yine şirketleri DTH hesaplarını bozmaya ve döviz varlıklarını satmaya zorlamaktır. Ancak şirketler ve ihracatçılar yine işleri gereği döviz bulundurmaktadır ve bulundurmaya da devam edeceklerdir. TCMB kredi aracını bir kur politikası olarak kullanmaktadır. Eximbank ve bankaların kredi işlevi azalmaktadır. TCMB ihracat finansman, ticaret ve yatırım bankası işlevlerini yerine getiren bir bankaya dönüşmektedir.
Yüksek enflasyon ve maliyet artışlarının yaşandığı yeni yılda sanayicilerin işletme sermayesi ihtiyacı sadece mevcut iş hacimlerinin sürdürülmesi için yüzde 100’e yakın artmış bulunmaktadır. Böyle bir ortamda finansman olanaklarının koşullu hale getirilmesi finansman sıkıntılarını artıracaktır.
Sanayiciler olarak genel beklenti öncelikle kredi ve finansman olanaklarında normalleşme sağlanması ve koşullu uygulamaların sona erdirilmesi veya esnetilmesidir. Eximbank bir an önce finansman işlevlerine kavuşmalıdır. Bankaların kredi olanakları üzerindeki kısıtlayıcı karşılık kararları da esnetilmelidir. TCMB TL cinsi reeskont kredileri ile tüm TL kredilerin kullanımında döviz bulundurmaya ve bozdurmaya ilişkin koşullarını esnetmelidir. TCMB TL cinsi reeskont yatırım kredilerinin kullanımına da bir an önce başlamalıdır.