Dünya ekonomisinde yüksek enflasyon devam ederken, bankacılık sektöründe yaşanan sıkıntılar sıkı para politikalarının sorgulanmasına yol açmaya başlamıştır. Diğer yandan resesyon beklentileri azalırken yaşanan bankacılık sıkıntıları toparlanmanın uzamasına yol açacaktır. Türkiye’de depremin şoku atlatılmaya çalışılırken seçim öncesi destekler ve genişletici önlemler artmaya başladı. Şirketler için ise bu koşullar içinde risk yönetiminin önceliği artmaktadır.

Para Politikaları Fiyat İstikrarı ve Finansal İstikrarı Birlikte Hedefleyecek; Gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının 2023 yılında en önemli hedefi yüksek enflasyonu kontrol altına almak, kademeli olarak düşürmek ve yüzde 2 hedef seviyelerine getirmek olmaya devam etmektedir. Merkez bankaları bu amaçla faiz artırmakta ve bilançolarını küçültmektedir. Ancak henüz enflasyonlarda kalıcı bir düşüş görülmemektedir. Aynı anda sıkılaşma ve faiz artışları ile bankacılık sektörlerinde de sıkıntılar görülmeye başlamıştır. Finansal istikrar da önemli hale gelmiştir. Merkez Bankaları finansal sektöre yönelik likidite ve denetimleri artırarak finansal istikrarı da gözetirken sıkılaşmaya ve faiz artışlarına devam edeceklerdir.

Küresel Toparlanmada Farklı Gelişmeler Yaşanıyor; Uygulanan sıkı para politikaları nedeniyle yeni yıla resesyon endişeleri ile girilmiş ancak ocak ve şubat aylarında dipten dönüş işaretleri gelmişti. Mart ayında ise sanayi ve hizmetler sektörlerinde bölge ve ülkelerde farklı veriler ortaya çıkmıştır. Bankacılık sıkıntısı yaşayan ABD’de sanayi sektöründe büyüme hızlanmıştır. Tam açılmaya geçen Çin de ise sanayide daralma yaşanmıştır. ASEAN bölgesi büyürken, Japonya’da daralma azalmıştır. Hindistan’da hızlı büyüme yaşanmıştır. Almanya’da yeniden yavaşlama olmuştur. Euro Bölgesinde de sınırlı bir küçülme görülmüştür. İktisadi faaliyetlerde kalıcı ve istikrarlı bir toparlanma henüz başlamamıştır.

OPEC+ Sürprizi, Petrol Fiyatlarında Artış Enflasyonla Mücadeleyi Zorlaştıracak; Enerji ve petrol fiyatları küresel enflasyon ile mücadelede önemli bir gösterge olmaya devam etmektedir. Enflasyonun kalcı olarak düşürülmesi için enerji fiyatlarında gerileme ve istikrar ihtiyacı bulunmaktadır. Petrol fiyatları mart ayında yaşanan bankacılık sıkıntıları ve toparlanmanın zamana yayılacak olması beklentileri ile önemli ölçüde gerilemiştir. Ancak ay sonunda OPEC+ ülkeleri Rusya ve S. Arabistan öncülüğünde üretimi kısma kararı almıştır. Petrol fiyatları da yeniden yükselmiştir. OPEC+ ülkelerinin kararı en çok yüksek enflasyon ile mücadele eden ABD ve Avrupa ülkelerini zorlayacaktır. 

Emtia Fiyatlarında Yön Arayışı Sürüyor; Emtia fiyatlarında yön arayışı sürmektedir. Sıkı para politikaları uygulamaları emtia fiyatlarını aşağı yönlü baskılamaktadır. Yaşanan bankacılık sıkıntısı ile faiz artışlarının sona ereceği beklentisi olmuş, ancak emtia fiyatları daha çok ekonomik yavaşlama beklentisi ile durağan kalmıştır. Küresel ekonomide toparlanma da yavaşlamaktadır ve emtia talebi düşük kalmaya devam etmektedir. Çin’deki açılma da emtia fiyatlarında kalıcı bir artış sağlayamamıştır. Bahar aylarında emtia fiyatları durağan kalmaya ve yön arayışı içinde olmaya devam edecektir. Doğalgaz fiyatları da düşük kalmaktadır.

Depremin Ekonomik Etkileri Netleşti; TC. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı hazırladığı Rapor ile deprem afetinin ekonomiye olan maliyetini 103,9 milyar dolar olarak hesaplamıştır. Bu maliyet içinde fiziki kayıplar, üretim kayıpları ve yeniden imar harcamaları bulunmaktadır.

Deprem maliyetlerinin karşılanması kamu üzerinde önemli bir ilave yük getirmiştir. Kamuya ilave yük 1,3 trilyon TL olarak hesaplanmaktadır. Bu yükün karşılanmasında esas etki seçimler sonrasında görülecektir. Büyük bir ilave bütçeye ihtiyaç duyulurken, yüksek yeni kaynak ve finansman ihtiyacı da kamu borçlanmasını artıracak ve ilave harcamalar büyük ölçüde enflasyonu da yükseltecektir.

Çalışanlara ve emeklilere yönelik ücret iyileştirmeleri refah açısından uygundur, ancak artışlar kamuya giderek artan yükler getirmeye başlamıştır. Seçimden sonra kamu maliyesinde radikal iyileştirme adımlarına ihtiyaç olacaktır.

Makro Dengelerde Gelişmeler; Türkiye ekonomisinde makro dengeler bozulmaya devam etmektedir. Dış ticaret açığı ve cari sonrası kurların ve fiyatların artacağı düşüncesi öne çekilen bir tüketim de yaşanmaktadır. Hane halkları öne çektikleri tüketim ile canlılık yaratmakta ve ekonomideki sıkıntıları gölgelemektedirler.

Türk lirasında Kontrollü Artışlar; Ekonomi modelindeki liralaşma hedefi ile uygulanan çok sayıda düzenleme sonucu döviz kurları veya Türk lirasının değeri kontrollü olarak belirlenir hale gelmiştir. Seçimler Öncesi Düzenlemeler Artıyor; 14 mayısta yapılacak seçimler öncesinde seçim ekonomisi uygulamaları hız kazanmıştır. Emeklilikte yaşa takılanlar düzenlemesi en kapsamlı hali ile yasalaşmıştır. En düşük emeklilik maaşları yükseltilmiştir. Muhtemelen diğer emekli maaşları da artırılacaktır. Taşeronlara kadrolar verilmiştir. Kamu çalışanları ile yapılan sözleşme görüşmelerinde yüksek bir artış söz konusu olacaktır. Temmuz ayında asgari ücrete yeni bir artış yapılacaktır. Çalışanlara ve emeklilere yönelik ücret iyileştirmeleri refah açısından uygundur, ancak artışlar kamuya giderek artan yükler getirmeye başlamıştır. Seçimden sonra kamu maliyesinde radikal iyileştirme adımlarına ihtiyaç olacaktır. Makro Dengelerde Gelişmeler; Türkiye ekonomisinde makro dengeler bozulmaya devam etmektedir. Dış ticaret açığı ve cari açık hızla yükselmektedir. Yıllık cari açık 51 milyar dolar olmuştur. Yılın ilk 3 ayında dış ticaret açığı 40 milyar dolara yaklaşmıştır. Türk lirasındaki değerlenme ihracatı sınırlarken, ithalatı özendirmektedir. Merkez Bankasının döviz rezervleri azalmaktadır. Yüksek enflasyon devam etmektedir. Diğer yandan depremin etkileri ile bütçede de yüksek açık oluşacaktır. Hızla büyüyen kur korumalı mevduatların tasfiyesi daha da zorlaşmaktadır. Bir yandan ücret artışları diğer yandan seçimler sonrası kurların ve fiyatların artacağı düşüncesi öne çekilen bir tüketim de yaşanmaktadır. Hane halkları öne çektikleri tüketim ile canlılık yaratmakta ve ekonomideki sıkıntıları gölgelemektedirler. Türk lirasında Kontrollü Artışlar; Ekonomi modelindeki liralaşma hedefi ile uygulanan çok sayıda düzenleme sonucu döviz kurları veya Türk lirasının değeri kontrollü olarak belirlenir hale gelmiştir. Türk lirasının değeri piyasalarda gerçek arz ve talebe göre belirlenmemektedir. Son dönemde kamu eli ile kurlarda kontrollü bir artış sağlanmaktadır. Seçimlere kadar kurlarda sıçrama engellenirken değerli TL baskısı da hafifletilmeye çalışılmaktadır. Ancak TL’nin adil değerine ilişkin tahminler çerçevesinde seçimler sonrasında döviz kurlarında yüksek bir artış beklentisi vardır ve kontrollü kur artışları da bunu engelleyemeyecektir.